Hayrettin Karaman

Hayrettin Karaman

Bireysel emeklilik

Bireysel emeklilik

İnsanımızda okuma alışkanlığı zaten zayıftı, televizyon, sözde akıllı telefon ve sosyal medya kitap, gazete, dergi vb. okumayı iyice azalttı, bu yüzden kitaplarımızda ve sitemizde mevcut bilgiyi oradan almak yerine telefon veya e-mailden sorarak öğrenmeyi tercih eder hale geldiler. Fazlaca sorulduğu için bireysel emeklilik konusunu bir daha yazayım:

Bir zamanlar ülkemizde bireysel emeklilik ya bir çeşit hayat sigortası şeklinde yapılıyordu veya içinde İslâm’a göre meşru/caiz/helâl olmayan işlem ve gelirlerin de bulunduğu yatırım fonlarına yatırım yapmak suretiyle gerçekleşiyordu.

Şimdi katılım bankaları, içinde haram olan hiçbir işlemin ve gelirin bulunmadığı yatırım fonları aracılığı ile bir çeşit bireysel emeklilik kapısını açmış bulunuyorlar.

Özet olarak sistem şudur:

1. Bireysel Emeklilik Sistemi aslında düzenli gelire sahip olan insanların emeklilik öncesindeki gelir ve hayat standardını daha sonra da devam ettirebilmelerine imkân tanımak adına oluşturulmuş, uzun vadeli yatırım imkânıdır.

2. Sistem özü itibariyle 10 yıl vadeye dayalı tasarruf ve yatırımdır. Müşteri (süre sonunda) dilerse emekli gibi düzenli maaş alabilir, dilerse tek seferde biriken parasını “varsa” kârıyla birlikte tahsil eder. Ancak lehdarın vefat etmesi halinde, lehdar tarafından önceden belirlediği kişiye (yoksa vârislerine) fonda biriken anaparası ve “varsa” kârının ödenmesi (zarar varsa anaparadan mahsup edilir) garanti edilmektedir.

3. Burada fon yönetimi mevzu bahis olup, müşterinin aylık ödeyeceği tasarruflarla kurulmuş fonda (sepette) eskiden Hazine bonosu bulundurma zorunluluğu vardı, sonradan bu kaldırıldı. Mevzuat, fonun tamamı kıymetli maden ile (katılım bankalarının altın hesabı gibi), İMKB’deki hisse senetleri ile (İslâmî endekse uygun ürünlerle) veya bu ürünlerin karmasından oluşabileceği gibi fonun %10’unu geçmeyecek şekilde katılım havuzlarında değerlendirilmesine de imkân tanımaktadır. Hazine bonosu ve repo zorunluluğu ortadan kalktığı için katılım bankalarında bu üründe faiz bulunmamaktadır.

4. Bu üründen yararlanacak banka müşterilerine anapara ve getiri garantisi verilmemekte olup zarar da söz konusu olabilir.

Yukarıda verilen bilgiye göre faizden uzak kalarak yatırım yapmak veya ileride emekli maaşı gibi meşru bir aylık gelire kavuşmak isteyenler, katılım bankalarınca yürütülen bu “helâl kazanç fonlarına” yatırım yapabilirler. Süre sonunda elde edilecek kâr ve anapara yatırımcıya aylık olarak da ödenebileceği için bu yatırım “meşru bir bireysel emeklilik” işini görmektedir.

Katılım bankalarının bu işteki rolü ve kazancı iki şekilde olabilir:

a. Hizmet ücreti alabilirler.

b. Fona yatırım yapmak isteyen müşterilerle mudarebe şirketi ilişkisi kurarlar, işi yürütürler ve kârdan pay alırlar.

Devletin katkısı

Devlet kamu yararını gözeterek ve adaletten ayrılmaksızın insanlarına reel faizsiz kredi (teşvik kredisi) verebilir, bağışlarda bulunabilir. Lüzumsuz veya ikinci derecede önemli olan harcamaları kısmak ve tasarrufu teşvik amacıyla bireysel emekliliği de teşvik ediyor, teşvik için belli bir meblağı hibe ederek prim şeklinde ödüyor. Böylece önemli ölçüde bir sermaye birikecek, bu sermaye meşru yatırımlara, üretimlere yönlendirilecek, istihdam alanları genişleyecek ve ülkenin serveti, halkının refahı artacak (kamu yararı)...

Zekât

Başka mal varlıkları sebebiyle zekât yükümlüsü olan Müslümanlar, ayrıldıkları takdirde alabilecekleri devlet katkısı ile kendi birikmişleri toplamını zekât matrahına dâhil eder zekâtını öderler.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hayrettin Karaman Arşivi