Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

İttifak mı, birleşme mi?

İttifak mı, birleşme mi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan MHP ile yürütülen ittifak konusunda son konuşmasında bir kez daha, “Pazar’a kadar değil mezara kadar” diyerek birlikteliğin kalıcı olacağını, en azından kalıcı olması gerektiği arzusunu dile getirdi. Bu yaklaşım bir yandan iki parti arasında azami müşterekler bulunduğu anlamına geldiği gibi bir zarureti de ortaya koyuyor olabilir. Hemen belirteyim ki, partiler arasında oluşan ve oluşturulacak olan ittifaklar genellikle belli sürelerle ve belli programlar dahilinde sınırlı olur. Elbette iki ya da daha fazla parti arasında oluşturulacak ittifak kalıcı hale de getirilebilir. Kalıcı hale gelmesi ise iki partinin tek çatı altında birleşmesini ifade eder. Böyle bir birleşme ise ittifaka giden partilerden birinin ya artık toplumda karşılığının kalmadığı ya da bu karşılığın giderek tükenmekte olduğu anlamına gelebileceği gibi iki parti arasında siyaset anlayışında önemli bir farkın kalmadığını da gösterir.

Özellikle MHP-AK Parti ittifakının ömrünün pazara kadar değil mezara kadar şeklinde ifade edilmesi iki partinin siyaset anlayışı ve ideolojileri bakımından aralarında fazla bir fark olmadığı/kalmadığı anlamına da gelebilir. O zaman ister istemez mezara kadar yürütülmesi hedeflenen bir birlikteliğin gündeme gelmesi akla MHP mi AK Partilileşti, yoksa AK Parti mi MHP’lileşti sorusunu getirir. Hemen belirteyim ki, zaman içinde partilerin siyasi anlayışlarında zaman içinde yakınlaşmanın oluşması ya da farklılaşmanın artmasının yadırganacak bir yanı yoktur. Ancak, yaklaşmakta olan bir seçim kampanyasında 1994 mahalli seçimlerine atıf yapılarak 1994 ruhu, yani Milli Görüş anlayışı hatırlatılarak önümüzdeki dönemde de bu ruhun belediyelerde hayata geçirileceğinin vurgulanması da gösteriyor ki, söz konusu iki parti arasında ortak bir siyaset anlayışı söz konusu değil ya da 1994 ruhunu çağrıştırmak sadece bir sembolün kullanılmasından mı ibarettir?

Bu noktada ister istemez eğer iki parti arasında mezara kadar birlikteliğin sürdürülmesini sağlayacak anlayış birliği varsa, iki parti olarak seçime girmek yerine tek çatı atında girilmesi de akla gelebilir. Kaldı ki, özellikle belediye seçimlerinde ittifak partileri arasında illerin paylaşılması,  birinin aday gösterdiği şehirde diğerinin göstermeyişi bir ittifaktan çok birleşmeyi andıran bir durumu ortaya çıkarıyor. Bunun da ötesinde ayrı ayrı aday çıkartarak seçime girdikleri takdirde başarılı olunamayacağının düşünüldüğü akla gelir. Özellikle bazı illerde nasıl olsa biz burayı kazanamayız o zaman aday göstermenin anlamı yok demek olur ki, her parti seçime kazanmak için girer, en azından öyle olması gerekir.

Denebilir ki, artık devlet yönetiminde yeni bir sisteme geçildi ve bu tür ittifaklar gündeme geldi. Yani, ittifaklar yasal bir zemine kavuşturuldu. Böyle bir yaklaşım doğrudur. Hatta iyi de olmuştur. İttifakların yasal bir zemine kavuşturulması partilerin birbirlerini eleştirmesine engel olacaktır. Ne var ki, kendilerini Cumhur İttifakı olarak nitelendiren partiler kendileri dışındaki ittifakları ısrarlı bir şekilde, “illet”  ve “zillet” ittifakı olarak nitelendiriyorlar. Böyle olunca da anayasa ve yasalar da oluşturan bazı partiler suçlu gibi gösterilerek, bunun da ötesinde hain ilan ediliyorlar. Yani, MHP ve AK Parti kendileri dışında kalan partilerin ittifakını doğru bulmuyorlar. Bunun da sağlıklı bir değerlendirme olmadığını söylemek yanlış olmaz. Partilerin seçim ittifakı yapmaları için siyaset anlayışlarının yüzde yüz uyuşması gerekmez. Ayrıca, partilerin ittifak yapabilmelerinin yasal bir zemine oturtulmasının gerekçesi olarak siyasette istikrarın sağlanması olarak belirtildiği hatırlandığında söz konusu değişikliği gündeme getiren özellikle de AK Parti sözcülerinin kendileri dışındaki partilerin ittifak yapmasına yönelik ölçüsüz nitelendirmeler ayı zamanda samimiyet sorununu da gündeme getirmez mi?

İttifakları savunan, bu değişikliği oyları ile hayata geçiren başta AK Parti olmak üzere partilerin olayı nalıncı keseri gibi tek taraflı sadece kendilerine yontmaları, istikrar yerine istikrarsızlığı siyaset hayatına yeniden getirebilir. Bundan da ülke zarar görür.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi