Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Yanlış yapıldı ise yeniden getirin idamı!

Yanlış yapıldı ise yeniden getirin idamı!

Hemen belirteyim ki başlığa bakarak idam meraklısı sanılmamı istemem. Ancak idam caydırıcı bir ceza olması açından gerekli görülüyor. Bunun da ötesinde kısasta hayır vardır hükmü unutulmalı. Özellikle idam cezasının yeniden getirilmesi ya da var olanın kaldırılması çok hassas bir konu olduğu için bir takım siyasi hedefler uğruna kullanılmaması gerekiyor.  Bunun için ikide bir özellikle iktidar partisinin Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın,  “İdam cezası Meclis’ten geçerse imzalarım” şeklindeki açıklamaları işin ciddiyeti ile bağdaşmıyor. Kaldı ki, idam cezasının yeniden getirilmesi konusunda Sayın Erdoğan yalnız da değil. MHP Genel Başkanı ve müttefiki Bahçeli de, “İdam gelirse destek veririz” diyerek idamın yeniden getirilmesi hususunda siyasi bakımdan hiç bir engelin bulunmadığını gösteriyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan önceki gün yaptığı bir konuşmada , “Bir yanlış yaptık idamı kaldırdık. 15 Temmuz’da 251 vatandaşımızı şehit edenleri cezaevinde beslemek bile ağır geliyor” derken hemen Bahçeli’den destek geliyor ve Bahçeli, “İdam Meclis’e gelirse destek veririz’ diyerek düşüncesini açıklıyor. Böyle olunca insan ister istemez Meclis’te iki parti olarak her türlü yasayı geçirecek çoğunluğa sahipsiniz, parti gruplarınız ortaklaşa gerekli düzenlemeyi yapar, Meclis Başkanlığı’na sunar, gündeme geldiğinde iki parti olarak idamı getiren yasal düzenlemeyi geçirirsiniz. Yani, gerçekten iki parti olarak idamın yeniden gelmesini istiyorsanız önünüzde hiçbir engel yok. Ama denmek istenen muhalefet partileri getirsin, biz destek verelim ise bu sağlıklı bir yaklaşım olmaz.

Sayın Cumhurbaşkanı’nın özellikle, “15 Temmuz’da 251 vatandaşımızı şehit edenleri cezaevinde beslemek bile ağır geliyor” şeklindeki sözleri insanı 12 Eylül 1980 darbesi günlerine ötürüyor. O günlerde de darbeciler benzer bir söz etmişlerdi. Çünkü insanları öldürmek değil esas olan yaşatmaktır. Ancak, ‘Bir başkasının canına kıyanların canları her şeye rağmen koruma atında olmalı mı?’ sorusunun düşünülmesi gerekiyor. Demek istediğim o ki, idam konusu arada bir gündeme getirilerek sonra unutulmaya terk edilecek bir konu değildir. Çünkü idam cezasının kaldırılması 5 yaşındaki çocuğa tecavüz ettikten sonra öldüren caninin can güvenliğinin sağlanması,  buna karşılık mazlum küçük yavrunun can güvenliğinin bir kenara itilmesi anlamına geliyor. Bu bakımdan idamı sadece terör olayları ile ilişkilendirerek idamın gelmesi gerektiğini savunmak meseleye derinlemesine bakmamak ve ele almak olur.

Bu konunun daha önce de üzerinde durdum. Canilere can güvenliği sağlayan ama masumları korumayan, koruyamayan bir hukuki düzenleme o ülkede adaleti sağlayamaz. Bunun yanında idam cezası uygulandıktan sonra geri dönüşü olmayan bir cezadır. Bu bakımdan adalet sisteminin iyi işlemesi, bir takım etkilerin altında kalmadan karar vermesinin sağlanması gerekir.

İdam cezasının kaldırıldığı günlerde bu konu çok tartışıldı. Bazı çevreler APO’yu idamdan kurtarmak için bu yasanın kaldırıldığını, yerine müebbet ve ağırlaştırılmış müebbet cezasının getirildiğini, bazıları da idamın Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevesinde, daha doğrusu AB ile imzalanmış bir sözleşme gereği kaldırıldığını söylediler. Öcalan’ı Afrika’da yakalayıp Türkiye’ye teslim edenlerin idam edilmeyeceğine dair o günkü iktidardan söz aldıklarını, hatta o günlerde Başbakan Ecevit’in birilerine söz mü verildiği şeklindeki soruyu cevapsız bıraktığı da gündeme geldi.

İdam cezasının kaldırılmasının sebebi ne olursa olsun yanlış olmuştur. Bu yanlışı bugünkü AK Parti ve MHP liderleri de ifade ettiklerine göre Meclis’ten geçsin imzalarım ya da idam Meclis’e gelirse destek veririz demenin anlamı yoktur. İdamın kaldırılmasının bir yanlış olduğu gerçekten düşünülüyorsa bu yanlışı düzeltmek Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli’ye düşüyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi