Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Ne istediler ne oldu? (2)

Ne istediler ne oldu? (2)

Batı yirmi yılı aşkındır İslam’ı ve Müslümanları terörizmle eşleştiriyor ve asılsız gerekçelerle akla hayale gelmeyecek katliamlar, büyük kıyımlar yapıp kaynaklarımızı sömürüyor. Öldürdüğü adamın cenazesinde gözyaşı döken katil gibi önce katliamlar yapıyor sonra da Müslüman kisveli birkaç kişiyi işaret edip, günahı onların üzerine yıkıveriyor. Batı karanlık zulmünün önündeki en büyük engelin İslam olduğunu biliyor. O yüzden Müslümanları baş düşman ilan ediyor.

Bilindiği üzere İslamafobi kavramı ilk önce 1991 tarihinde kullanıldı ve kapitalist Batı inşa ettiği şiddet eğilimli terör örgütlerini maşa olarak kullanarak İslam düşmanlığını yaymaya çalıştı. 11 Eylül olayları ile de bütün Müslümanları kriminalize ederek Avrupa halkını İslam’a ve Müslümanlara karşı kışkırttı ve İslamafobi’yi yeni oryantalist bir yaklaşım olarak benimsemeye başladı.

Müslümanları şiddet yanlısı ilan eden Batı, İslamafobi kavramı üzerinden hareket ederek Yahudiliğin ve Hıristiyanlığın Müslümanlıktan üstün olduğunu kanıtlamaya çalıştı. Avrupa’da göçmenlere yapılan saldırılar, camilere atılan sis bombaları, okullarda yaşanan şiddet olayları beyaz terörizmin kin ve nefretini ötekileştirilen fertlerin üzerine nasıl kustuğunu gösteren bir gerekçedir.

İslamafobi küresel güç odaklarının medya aracılığıyla bütün dünyaya yaymaya çalıştıkları bir kara propagandaydı. Ne yazık ki küresel zorbalar yazdıkları senaryolu sahneye koyarak amaçlarına ulaşmaya çalıştılar.

Son on yıldır ABD’de, İngiltere’de, Danimarka’da, İsveç’te, Norveç’te aşırı sağcı gruplar İslam düşmanlığında birleşerek çeşitli saldırılar düzenlediler ve göçmenlere karşı nefretlerini her fırsatta dile getirdiler. Finlandiya’daki özfinler, İsveç’teki İsveç demokratları, Danimarka halkın partisi, Norveç’teki Alarmu Partisi kültürel imgeler üzerinden ayrımcılığı pompalamaya devam ettiler. 2006 tarihinde Norveç’te yaşanan karikatür krizini hepiniz hatırlarınız. 2018 tarihinde ise beyaz ırkçı bir kişi otomobilini göçmenlerin üzerine sürdü ve bu olayda dört kişi hayatını kaybetti. 2016 tarihinde Londra yakınlarında teraviye giden Müslümanlara saldırı düzenlendi ve on kişi hayatını kaybetti. 22 Temmuz 2016’da Almanya’nın Münih kentinde bir alışveriş merkezine saldırı yapıldı ve 10 kişi hayatını kaybetti… Irkçı saldırgan “yabancılar defolsun” diye bağırarak göçmenlere ateş etti.   İngiltere’de Cuma namazında cemaatin üzerine “teröristler” diye saldıran bir cani bir kişiyi yaraladı. Londra’da John Tomlin adındaki kişi trafik ışığında bekleyen Müslüman bir gencin üzerine asitle saldırdı.

Yeni Zelanda’da yaşanan katliam öteden beri devam eden İslam düşmanlığının bir uzantısı… Bildiğiniz üzere saldırıda 50 masum Müslüman şehit edildi. Fakat beklenenin aksine başta Yeni Zelanda başkanı ve halk şiddetin hedefi haline getirilen Müslümanların yanında yer aldılar, onların acılarını paylaştılar, terör ve şiddete karşı olduklarını ifade ettiler. Bu vahim olayın ardından birçok kişi Müslüman oldu. Bütün bunlar acımızı hafifleten ve bizi teselli eden gelişmeler. Ancak Yeni Zelanda’da halkın Müslümanlara karşı ilgisini gündeme getirirken, katledilen Müslümanların haklarını göz ardı edemeyiz. Batı’da yayılmaya çalışılan İslam düşmanlığını ve Ortadoğu’da yaşanan işgalleri yok sayamayız. Peki, ne yapılabilir? Müslümanlar bir araya gelip zulmü ortadan kaldırmalı ve yeryüzünde adaleti tesis etmelidirler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi