Mevlüt Özcan

Mevlüt Özcan

Bir Paşa'nın Rasulüllah aşkı!

Bir Paşa'nın Rasulüllah aşkı!

Bir Paşa numunesi

Bizler Hz. Muhammed (S.A.V.)’in Ümmetiyiz. Müslümanız elhamdülillah. Müslümanlığımız Peygamberimiz Efendimize karşı edebli olmamızı gerektirir. Edeb ve sevgide bizler için ders olur düşüncesiyle tarihi bir olayı nakledeceğim. Peygamber sevgisi ve aşkı insanı insan yapan önemli bir unsurdur. Buna yaşanmış bir olay olan şu hadiseyi örnek verebiliriz.

Müslümanların yetiştirdiği meşhur şairlerden biri de Nabi’dir. Nabi, zamanın paşalarından biri ile hacc’a gitmek üzere yola çıkmışlar. Hz. Muhammed (S.A.V.)’in aşkı ile yana yana Medine şehrine doğru revan olmuşlar. Şehre yaklaştıklarında Hz. Peygamber’in Ravzasının yemyeşil kubbesi görünmeye başlamış.

Rasulüllah’ın kubbesinin görünmesine rağmen deve üzerinde bulunan paşa’nın ayaklarının, mübarek şehire doğru uzatılmış olduğunu gören Şair Nabi Efendimizce yaklaşmanın mutluluğu ve O’na olan aşkıyla yanarak kalbindeki alevi yanındaki paşa’ya dönerek şöyle dışa vurmuş:

Sakın terk-i edebden, Gûy-i Mahbubi Hüdadır bu

Nazargâh-i ilâhidir makam-ı Mustafa’dır bu.

Felekte mâh-ı nev Babu’s-Selâm’ın sîne-çâkidir,

Bunun kandili cevzâ, matla-ı nûr-u ziyâdır bu.

Habib-i Kibriyâ’nın hâb-gahidir fazilette,

Tefevvuk-kerde-i arş-i cenâb-ı Kibriyâ’dır bu.

Bu hâkin pertevinden oldu deycûr-i âdem zâil,

İmadın açtı mevcûdât-ı çeşmin tûtiyadır bu.

Murâât-i edeb şartıyla gir Nâbi bu dergâha,

Metef-i kudsiyândır cilvegâh-ı enbiyâdır bu.

Şair Nâbi bu sözleri söylerken paşa edeble toplanarak söylenilenleri son derece dikkatle dinlemiş. Sonra da Nâbi’den söylediklerini bir defa daha tekrar etmesini istemiş.

Nâbi Paşa’nın arzusunu yerine getirince bu defa paşa büyük bir heyecanla Nâbi’ye

- Nâbi hayvandan inelim, demiş,

Deveden inmişler. Rasulüllah’ın mezarına yaklaştıklarında, Efendimiz’in mescidinin müezzinlerden birisi minareden şair Nâbi’nin biraz önce yolda paşaya karşı söylediği Nât-ı (Peygamberimizi övmek için söylenilen şiiri) söylemeye başlamış.

Müezzinin sesini duyan Nâbi şaşırmış. Paşaya dönerek.

- Paşam, müezzinin okuduklarını duyuyor musun? Benim biraz önce sana söylediklerimi söylüyor.

Bu sözlerden sonra Nâbi koşarak Harem-i Şerif’in minaresinin dibine, varmış, Müezzin Efendi minareden inince heyecanla müezzine bu okuduklarını kimden öğrendiğini sormuş. Cevap alamayınca, okuduklarını kendisinin biraz önce söylediğini, söylediklerini de arkadaşından başka duyanın olmadığını söyleyince müezzin olayı heyecanla şöyle anlatmış:

Ben sabah namazını kılınca uyuyakalmışım. Rüyamda Rasulüllah (S.A.V.)’i gördüm. Bana “Ümmetimden Nâbi çok aşklı geliyor. Minareye çık da kendisinin söylediği nât ile kendini karşıla” buyurdular.

Uyandığımda başucumda bırakılmış kağıttan sizin Rasulüllah’a olan övgünüzle sizi karşıladım. Bu sözleri duyan Nâbi sevinç baygınlığı geçirdi. Bu ne büyük lütuftur.

Rasulüllah’a olan aşk, muhabbet ve bağlılık her müslümanda bu derece olmalıdır ki, mahşer gününde şefaat isteyecek açık alnı olsun...
Biz bu alın’a sahip miyiz?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mevlüt Özcan Arşivi