Mahir Kaynak

Mahir Kaynak

Tartışmaların özü

Tartışmaların özü

Türkiye’deki tartışmalar genelde Cumhuriyetin temel ilkeleri, ideoloji ve özgürlükler üzerinedir. Karşılaşılan somut sorunların niteliği ve çözüm yolları ikinci planda kalır.

Taraflar iddialarında haklılıklarını ispat peşindedir. Haklı olmanın sorunların çözümüne katkı yapıp yapmadığı kimsenin umurunda bile değildir.

Taraflardan biri özetle: ‘Devrimler her şeyimizi değiştirdi. Sadece yönetim biçimini değiştirmekle kalmadık, diğer devrimlerden farklı olarak, kıyafetimiz, yazımız hatta müziğimiz bile değişti. Kimliğimiz oluşturan hiçbir şey kalmadı’ derken diğer taraf ‘ Bunlar geriliğin simgesiydi, onları koruyamazdık’ der.

Oysa bu değişimleri gerçekleştirenler muhtemelen şöyle düşünüyordu: ‘Biz bir ağaç gibiydik. Kökümüzden sökmemeleri için dibimizden kesilmeye razı olduk. İlkelerimiz bizi koruyan bir duvar gibiydi ama bu duvar, aynı zamanda, bizden olanları farklılaştırdı. Yaptığımızın bilincindeydik. Amacımız duvarlar arkasındaki kökten yeni bir filiz oluşturmak ve giderek onun bir ağaca dönüşmesini sağlamaktı. Biz problem çözdük siz daha rahat edeceğiniz bir ortamı istiyorsunuz. Eğer biz de sizin gibi düşünseydik bugün büyüyen bir ağaç yerine, kaybettiğimiz topraklardaki değişmeyen ama bir saksı çiçeğinden farksız olan ülkelere benzerdik. Filiz giderek büyüyor ve bir ağaca dönüşüyor. Duvar artık onu koruyan bir yapı olmaktan çıktı ve bir engele dönüştü. Duvarsız bir dünya yaratmalıyız ve ağacımızın büyümesinin önündeki engelleri kaldırmalıyız.’

Kürtlere şunu sormalıyız: Büyüyen ağacın bir dalı mı olmak istiyorsunuz yoksa ağacı kesmek için birilerin kullandığı balta mısınız? Eğer ağacın dalıysanız sizi neden engelleyelim. Üstelik bu ağaca yakışan ve onu tamamlayan bir dal olursunuz. Ağacın dalı olmayı onursuzluk sayar ve kesilmeye razı olursanız kuruyacağınız günler yakındır. Kesik bir dal olarak büyüyüp büyüyemeyeceğinizi iyi düşünün. Biz bir ağacın gövdesine sarılan tufeyli olmak istemiyoruz. Bir ağaç olacağız ve bizimle olan herkes bu ağacın dalları olacak. Çevrenizde görünen petrol ülkeleri hiçbir şey üretmeden sadece yeraltı zenginliğini kullanarak ne kadar yaşayabilirler? Yakında gövdesine sarılarak yaşadıkları petrol ağacı kesilecek ve onlar yeniden deveye binip hurma yiyerek geçinmek zorunda kalacaklar. Zenginleri şimdiden başka ülkelerde yeni hayatlarına hazırlanmaya başladılar bile.

Ülkemizde dünyaya bakışımız ve ideolojimiz değişiyorsa bunun günün gereklerine uymak mı yoksa gövdemize indirilen bir balta darbesi mi olduğuna bakmalıyız. Ne incelemeden ret, ne de kayıtsız şartsız kabul çözüm değildir. Kısaca haklı olduğunu düşünen ve hakkını arayan mahkemeye gitsin. Yeniden şekillenen dünyada bir rolümüz olacaksa bunun düşünce temellerini oluşturmak ve katkı sağlama gerekir. Tufeylilerin hiçbir şey üretmesine gerek yoktur ama ömürleri sarıldıkları ağaç kesilinceye kadardır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mahir Kaynak Arşivi