Adnan Tanrıverdi

Adnan Tanrıverdi

Askerî yargı(4)

Askerî yargı(4)

İDARÎ YARGI VE YÜKSEK ASKERÎ ŞÛRA
Yüksek Askerî Şûra kararlarının yargıya açık olduğu dönemde, idari işlemlere dayanak olan bu kararlar aleyhine açılan birkaç idarî davaya, örnek olarak, yer vermek istiyorum.1
1953-1971 döneminde terfi ettirilmeme işleminin iptali istemi ile Danıştay'da MSB aleyhine bir Tabip Albay, bir Jandarma Albay ve bir Tümamiral dava açmış ve işlemin iptali kararı verilmiştir. Bu askerler “Danıştay Paşaları” olarak anılmıştır.
1971-1982 arasında, Danıştay bünyesindeki AYİM'de, YAŞ üyesi iki orgeneral, atama işleminin iptali istemi ile dava açmış ve işlemleri iptal edilmiş yani yapılan atamaların hukuk dışı olduğuna karar verilmiştir. Yine bu dönemde, terfi ettirilmeyen iki albay ile bir tümgeneralin, terfi ettirilmeme işlemlerinin iptali ile ilgili açtıkları davalarda tesis edilen yanlış işlemler iptal edilmiş, davacılar karar gereğince terfi ettirilmiştir.
Bu örneklerden, YAŞ'ın sadece re'sen emeklilik işlemleri değil, terfi işlemlerinden de hukuk dışı olanlarının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Cumhuriyet tarihinde, asker kişilerin, TSK'nın idari eylem ve işlemlerine karşı dava açma imkanı bu gelişmeyi gösterirken ve 1982 Anayasası, yargı literatürüne Askerî İdarî Yargıyı MSB bağlısı olarak sokarken; general ve amirallerin terfi ve atama işlemleri ile bütün askeri personelin re'sen emeklilik işlemlerini düzenleme yetkisi de verilen Yüksek Askerî Şûra kararları, aynı Anayasa’nın 125. maddesi ile yargı denetimi dışına çıkarılmıştır.
Askerî hakimler;2
Silahlı Kuvvetler adına askerî öğrenci olarak hukuk fakültelerini okuyanlardan; ayrıca, üsteğmen iken Genelkurmay Başkanlığı’nın müsaadesi ile veya subay olduktan sonra kendi imkanları ile hukuk tahsili yapanlardan, veyahut da kıtada başarı göstermiş ve hukuk fakültesi bitirmiş bulunan yedeksubaylardan askerlik görevleri sırasında istemde bulunanlardan Genelkurmay Başkanının istemi üzerine Milli Savunma Bakanlığı’nca tespit olunur.
Askerî hakimler bir yıllık adaylık süresinde başarılı olurlarsa, üç yıl sürecek hakim yardımcılığı veya savcı yardımcılığına getirilirler. Bu görevde de başarılı olmaları halinde askeri hakim yapılırlar. Adaylıkta ve yardımcılıkta başarılı bulunmayanlar askerî hakim ve askerî savcı olamazlar.
Askerî hakimlerin terfi edebilmeleri; sıralı amirlerinden aldıkları idarî siciller ile Milli Savunma Bakanlığı Askeri Adalet Teftiş Kurulu’nun, Askerî Yargıtay Daireleri ve Daireler Kurulu ile Askeri Yargıtay Başsavcılığı’nın verecekleri mesleki sicillerin ortalamasına bağlıdır.
Sadece terfi işlemleri değil, yeni imkanlara yol açacak olan birinci sınıf hakimliğe seçilme niteliklerine ulaşmak; Askerî Yargıtay ve Askerî Yüksek İdare Mahkemesi üyeliğine seçilebilmek; TSK'da mevcut sekiz askerî hakim generalden birisinin kadrosunu doldurabilmek ve Anayasa Mahkemesi’nin iki asker hakim üyesinden birisi olabilmek, alınacak sicillere bağlıdır.
Yani, askerî hakimler, adaleti temsil ederken, beklentilerini gerçekleştirebilmek için komutanları ile de iyi geçinmek durumundadırlar. YAŞ kararları karşısında askerî hakimlerin hakimlik teminatı da kağıt üzerinde kalmaktadır. 28 Şubat sürecinde on hakim subay mesleklerinden ve Silahlı Kuvvetler’den çıkarılmıştır.
Askerî hakimler, hukuk ile askerlik arasında sıkışmış hukukçulardır.
Silahlı Kuvvetlerde disiplinin temini için askerî yargı, komutanların elinde, güçlü bir imkandır.
Komutanlar, disiplin tecavüzü ve kabahati işleyen astlarını isterlerse 24 saat içinde; suç yetkilerinin dışında ise Disiplin Mahkemeleri vasıtasıyla bir ay içinde; suç daha büyükse, askerî mahkemeler eliyle üç ay içinde cezalandırılma imkanına sahiptirler.
Orduda, disiplinin temini için, Milli Savunma Bakanlığı Karargahında Askerî Adalet İşleri Başkanlığı ve Askeri Adalet Teftiş Kurulu Başkanlığı olmak üzere iki başkanlık; yine Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı Askerî Yargıtay ve Askerî Yüksek İdare Mahkemesi olmak üzere iki Yüksek Mahkeme; ihtiyaç duyulan birliklerde Askerî Mahkemeler; yine ihtiyaç duyulan birliklerde Disiplin Mahkemeleri ve her seviye komutanın cezalandırma yetkisi; Genelkurmay Başkanlığı, Kuvvet Komutanlıkları ile Kara Kuvvetleri’nde Kolordu, Deniz ve Hava Kuvvetleri’nde dengi komutanlıklarda Adlî Müşavirlik teşkilâtları bulunmaktadır.
Askerî Yargı sistemi, güçlü bir sistemdir.
Askeri yargının bağımsız hale getirilmesi ve yargı birliğinin sağlanması ayrı bir mevzu olmakla birlikte; bu sistemi devre dışı bırakarak, disiplinin temini için yollar aramak acziyettir. Keyfiliktir.
Suçları ve cezaları tanımlayan kanunlar, disiplinin temini için yeterli olduğu gibi, Silahlı Kuvvetler’de kalmaları uygun olmayanların bünye dışına çıkarılması için de yasal imkanı vermektedir. Ayrıca, disiplinsizlikleri belgelendirilerek sicil yoluyla, ama muhataplarına yargıda haklarını arama imkanı vererek, Kuvvet Komutanlıkları tarafından, idarî olarak da re'sen emeklilik işlemleri tesis etmek mümkündür. Hatta, yargıya müracaat hakkı açık bırakılarak Yüksek Askerî Şûra vasıtasıyla dahi, terfi tayin ve ordudan çıkarma gibi idarî işlemler tesis edilebilir.
Ama, yargıda, hem de komutanların yıllardır özenle oluşturdukları askerî yargıda bile hak arama yollarını kapatmak, işlemlerin yasa ve hukuk dışı olduğunu peşinen kabul ve ilan etmek demektir.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nden, 28 Şubat sürecinde, 1612 subay ve astsubayın, yasal bir suç isnat edilmeden, savunma hakkı kullandırılmadan, bağımsız yargıda yargılanmadan ve yargılanma hakkı da verilmeden, disiplinsizlik yaftası altında, 1982 Anayasası’nın 125. maddesinin korumasındaki3 Yüksek Askerî Şûra kararları ile, re’sen emeklilik işlemine tabi tutulmaları evrensel ve iç hukuk ilkelerine aykırıdır.
Yüksek Askerî Şûra, Anayasa ile kendisine tanınan ayrıcalığı, hukuk dışı, ideolojik kadrolaşma amacıyla ve haksız olarak kullanmıştır. Bu yetki alınmalıdır.
Ağustos 2008 Şûrası’nda re'sen emeklilik işlemi yapılmamıştır. Çünkü, hem haksızlık ayyuka çıkmıştır, hem de ihtiyaç kalmamıştır. Yetkilileri hukuk çizgisinde tutmak, hukuk dışı yolları kapatmakla mümkündür. Keyfi davranmaya imkan veren Anayasa’nın 125. maddesi değiştirilmeli, ihdas edildiği günden bugüne kadar mağdur edilenlerin zararları da tazmin edilmelidir.
Dün toplanan, yılın ikinci Şûrasında da bu yetkinin kullanılıp kullanılmadığı, bu yazıyı kaleme aldığımız saatlerde, net olarak açıklanmamıştı.. Umarım, Ağustos 2008 Şurası’ndan daha geriye gidilmemiştir..
(1) Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin Tarihi Gelişimi http://www.msb.gov.tr/ayim/Ayim_menu.asp?IDNO=25
(2) 26.10.1963 tarih ve 357 Sayılı Askerî Hakimler Kanunu
(3) 1982 Anayasası’nın 125. maddesi Yüksek Askerî Şûra kararlarının yargı denetimi dışında olduğu hükmünü taşımaktadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adnan Tanrıverdi Arşivi