Hasan Karakaya

Hasan Karakaya

Çarşaflı hanımlara rozet... Allah’a hakaret!

Çarşaflı hanımlara rozet... Allah’a hakaret!

Bazı insanlar; “diş”leriyle, “tırnak”larıyla çabalarlar ve bir yerlere gelmeye gayret ederler... Sonra; “kendileri dışında” ve “ummadıkları” bir olay cereyan eder ve bütün çabaları boşa çıkar... Zirveden aşağı yuvarlanırlar!.. Şu anda, öyle sanıyorum ki, “Deniz Baykal’ın çabaları”nı da böyle bir akıbet bekliyor... Dişiyle, tırnağıyla kazarak partisini getirdiği noktadan aşağı yuvarlanma, tarumar olma riskiyle karşı karşıya!.. Tıpkı, deniz kenarında “kumdan kale” yapan bir çocuğun, gelen bir “dalga” ile hem yaptığı “kale”nin, hem de “umut”larının yıkılması gibi!..
Öyle görünüyor ki;
Deniz Baykal’ın umutlarını da Gürbüz Çapan yıkacak!.. Hem “CHP’den aday”lığı ile yıkacak, hem de “Ergenekon dosyasındaki sözleri”yle!..

ÇAPAN İŞİNDEKİ ÇAPANOĞLU
Efendim, olayı biliyorsunuz...
“Ergenekon Terör Örgütü” dâvâsı kapsamında halen Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Gürbüz Çapan, cezaevinden gönderdiği bir “mektup”la, Esenyurt Belediye Başkanlığı için “CHP’den aday adayı” olduğunu açıklamış!..
Geçtiğimiz Çarşamba günü de, “bindirilmiş tayfa” oldukları söylenen Esenyurt sakinleri, bir “miting” düzenlemiş ve “Yalnız değilsin Gürbüz Çapan” yazılı pankartlar taşımışlar!..
Cumhuriyet Meydanı’nda bir araya gelen kalabalık, Çapan lehine “Hepimiz Gürbüz Çapan’ız” sloganı atmış.
Konuşma yapan Gürbüz Çapan’ın kardeşi Çetin Çapan, “Gürbüz Çapan, halkının cezaevinde değil, kendi yaptırdığı Cumhuriyet Meydanı’nda olmasını istedi. Yerel seçimlerde Gürbüz Çapan aday adayıdır. Biz ailece CHP’liyiz. Gönlümüzden geçen CHP’den katılmasıdır” demiş!..
Bu mitingi, ben de televizyonlardan izledim ve ne yalan söyleyeyim, olayın bu raddeye gelebileceğini hiç tahmin edemedim...
Kulağıma bazı söylentiler geliyordu...
“Gürbüz Çapan taraftarları”nın Esenyurt’ta “ev ev, kapı kapı” dolaşarak “propaganda” yaptıkları, “maddi vaatler”de bulundukları ve hatta zaman zaman “tehdit” olarak algılanabilecek cümleler sarfettikleri söyleniyordu!..
Buna rağmen, ben “Olamaz” diyordum;
“Hapisteki bir adam milletvekilliğine aday olabilir ve seçilirse hapisten çıkabilir ama, belediye başkanlığına aday olan biri, seçilse bile hapisten çıkamaz!”
Sonra, durumu “hukukçu” arkadaşlarla görüştüm... Hukukçu arkadaşlar, Gürbüz Çapan’ın henüz “tutuklu” olduğunu, yani “mahkûmiyet”inin bulunmadığını, dolayısıyla “aday olmasının normal” olduğunu söyleyip, “ama” dediler;
“Ama, belediye başkanı seçilse bile, hakim tahliye kararı vermediği sürece, hapisten çıkamaz!..Dahası da var:
Gürbüz Çapan veya bir başkası, belediye başkanı seçilmiş olsa, ama tutukluluğu devam ediyor olsa, bu durum ancak birkaç ay devam eder... Yani, belediye başkanlığını, başkan yardımcısı birkaç ay vekâletle yönetebilir!..
Ama, yine de tutukluluk devam ediyorsa, Belediye Meclisi toplanıp, yeni bir başkan seçmek zorundadır!”
Hukukçu arkadaşlardan bu bilgileri aldıktan sonra, gayriihtiyarî sordum;
“Çapan ne yapmaya çalışıyor?..
İşin içinde bir Çapanoğlu mu var?”
Bekleyip, göreceğiz...

BAYKAL, ÇAPAN’IN DA AVUKATI OLUR MU?

Ama, bence beklemenin hiç âlemi yok... Ya CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ya da bir CHP kurmayı, kamuoyunun huzuruna çıkıp, açıklama yapmalıdır;
“Çapan, adayımız değil!”
Ya da;
“Gürbüz Çapan’ın belediye başkan adaylığından haberimiz. var... Kendisini destekliyoruz!”
Evet, Bay Baykal veya bir CHP kurmayından bu mealde bir açıklama bekliyoruz.
Gelin, görün ki;
CHP’liler, “Haberimiz yok!.. Bizim için de sürpriz oldu!” diyorlar ama, “tepki”leri son derece cılız!..
Ve hatta;
“Rüşvet” istemez numaraları yapan birinin, “Yan cebime koy!” demesi gibi bir tepki!..
İşte o zaman, “Gürbüz Çapan olayı”nın altındaki “çapanoğlu”nu daha çok merak ediyor insan!..
Hele de;
Bu olayı, Bay Baykal’ın geçmişte sarfettiği; “Ben, Ergenekon’un avukatıyım!” sözleriyle birleştirince!..
Bay Baykal, Ergenekon Terör Örgütü’nün avukatı!.. Gürbüz Çapan da, bu örgütün tutuklu bir sanığı!.. Bay Baykal, acaba Gürbüz Çapan’a da avukatlık yapacak mı?..
Yani, onu da savunacak mı?..
Malûm, Bay Baykal, “Ergenekon Terör Örgütü’nün avukatlığı”nı yaparken, örgütü şöyle savunuyordu:
* “AKP artık kadrolaşma dönemini geride bırakmıştır. Şimdi kendi derin devletini inşa etme aşamasına gelmiştir. Tabii derin devletin kendine göre derin hukuku, anayasası bir ihtiyaç olarak ortaya çıkar. Yargı ihtiyacı kendisini gösterir.”
* “Şimdi şu anlaşılıyor ki bu olay başından beri Başbakan’ın şahsi davası haline gelmiştir. Benim samimi kanaatim bu. Başbakan, bu konulara herhangi bir başbakanın göstermesi gerekenin çok ötesinde özel ilgi göstermiştir.”
* “Toplumun saygıdeğer insanlarının birden bire gözaltına alınması uygulaması normal bir hukuk devletinde, kararlı demokraside kesinlikle yaşanmaz. Bu süreç, Ergenekon soruşturmasına ilişkin iddianame ortaya konulmadan sürdürülüyor.”
* “Eğer bu davanın savcısı Başbakansa, avukatı da ana muhalefet lideri Deniz Baykal olur.”
* “Bu insanlar 13 aydır tutuklu ama iddianame yok. Bu bir zulüm. Bunları şikâyet ettim, bana dediler ki ‘Sen bunların avukatı mısın?’ Sen savcı olursan, ben hayli hayli avukat olurum.”
Dedim ya, merak ediyorum;
Bay Baykal, Gürbüz Çapan’la ilgili olarak da aynı sözleri sarfedebilecek mi?..
Onu da savunabilecek mi?..

GÜRBÜZ ÇAPAN... ATATÜRK VE DİN!
Haa, elbette savunabilir... Hatta, Gürbüz Çapan’ın “kökten CHP’li” olduğunu söyleyip, sonuna kadar arkasında durur...
Bunlar, beni hiç ilgilendirmez...
Ama, aynı Gürbüz Çapan’ın “Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’e, eşine, Kur’an-ı Kerim’e ve Ahiret Günü’ne küfür eden” sözlerine rağmen onu korur ve hele hele adaylığını savunur ise, işte o zaman ben sormaya başlarım:
“CHP, nasıl bir parti?.. Gerçek CHP’li hangisi?.. Deniz Baykal’a mı güvenelim, Gürbüz Çapan’a mı?”
Deniz Baykal, malûm...
Son günlerde “çarşaflı hanımlara rozet” takarak, “yeni bir CHP” inşa etmenin gayretinde!..
“Din” ve “dindar”larla barışmaya, onları kucaklamaya çalışıyor!.. İnsanların kendisine inanması için “redd-i miras” bile yapıp, “Tek Parti Zihniyeti”ni yerden yere vuruyor!..
Özetle söylemek gerekirse;
“29 Mart Mahalli Seçimleri”nde, yüzde 20’nin üzerinde oy alabilmek için, dişiyle ve tırnağıyla çaba sarfediyor!..
İşte tam da bugünlerde!..
Nereden çıktıysa, Gürbüz Çapan diye bir adam çıkıyor ve “CHP’den belediye başkan adayıyım” diyor!..
Ama, nasıl bir aday?!?..
“Atatürkçü” desen, Atatürkçü değil!.. “Dindar” desen, dindar değil!..
Üstelik, küfürbaz mı küfürbaz!..
Malûm; “Atatürk’e dil uzatan” şu sözleri hâlâ hafızalarda:
* “Yeni oluşuma ihtiyaç var. Yok Mustafa Kemal falan artık. Mustafa Kemal Dolmabahçe’de kız kovalarken sizin atalarınız cumhuriyet kurdular. (1918 yılında Cihangiroğlu İbrahim Aydın tarafından kurulan Cenubi Garbi Kafkas Cumhuriyeti).”
* “70 yıllık Türkiye Cumhuriyeti’yiz. ‘Biz Türk’üz’ diye bağırıyoruz, bize İngilizsin diyen mi var?”
Şimdi de “İslâm, Kur’an ve Peygamber Efendimiz”le ilgili sözleri ortaya çıktı ki, bunları bir “ateist kâfir” bile söylemez!..
Muhabir arkadaşlarımız Kenan Kıran ve Murat Alan’ın haberine göre; Gürbüz Çapan, 4 Eylül 2007 tarihinde Ergenekon’un tutuksuz sanığı ve Genç Parti eski milletvekili Emin Şirin’i aramış!..
Aralarında öyle “küfürlü” konuşmuşlar ki; şahsen ben Gürbüz Çapan’dan beklerdim de, bu kadarını Emin Şirin’den beklemezdim!..
Eee ne demişler;
“İnsanoğlu kavun değil ki, altını koklayıp da alasın!”

BU ADAMA MI OY VERECEĞİZ?
Her neyse... Çapan ve Şirin arasında 4 Eylül 2007’de geçen ve “Ergenekon Dosyası”nda bulunan söz konusu konuşma, baştan aşağı “İslâm’a küfür”le dolu ki, dediğim gibi, “bir ateist bile” bu kadarını söylemeye cür’et edemez!..
Ama bunlar, “dinlendiklerini bile bile” dine ait ne varsa, hepsine küfrediyorlar!..
Hayır, “o küfürlü konuşma”yı aktaracak değilim... Merak edenler, “Ergenekon Dosyası”na bakarlar ve Çapan’ın “dine nasıl küfrettiğini”, Emin Şirin’in de onu nasıl “onayladığını” görürler!..
Görürler ve karar verirler;
“Bu adama mı oy vereceğiz?”
Tabii, ondan da önce sorulacak soru şu:
“Bay Baykal, Esenyurt Belediye Başkanlığı için Gürbüz Çapan’ı aday gösterecek mi, göstermeyecek mi?”
Eğer gösterirse var ya;
Bay Baykal’ın “çarşaflılara rozet” takmada “samimi” olup olmadığını yeniden sorgulamaya başlar ve açık açık sorarım;
“Bir yanda çarşaflıya rozet takan Deniz Baykal, bir yanda Allah’a, Kur’an-ı Kerim’e, Peygamber’e ve eşlerine küfür eden Gürbüz Çapan!.. CHP’yi, bu ikisinden hangisi temsil ediyor?.. Baykal mı, Çapan mı?”
Bu sorular kafaları kurcalamaya başlamadan önce, Bay Baykal “CHP’nin tavrı”nı açıklamalıdır!..
“Çapan aday mı, değil mi?!?”
CHP tavrını açıklamalı ki;
Biz de tavrımızı koyalım!..
Meğer yerli değillermiş!
Bir zamanlar, “Kızılelma Koalisyonu” adı altında biraraya gelen “ülkücü” ve “solcu” gençlerin, bir “değişim”e imza atabileceklerini düşünmüştüm...
Öyle ya; her iki gençlik grubu da “yerli” idi ve “emperyalizme hayır” diyordu... Sadece “emperyalizme hayır, sömürüye son” demeleri bile yeterliydi benim için!..
Ne yalan söyleyeyim, ilk zamanlar bu harekete “sıcak” bakıyordum... Dedim ya, onlar “yerli” idi... Daha sonraları, kendilerini “ulusalcı” olarak adlandırmalarına rağmen, gelişmeleri ilgiyle izledim...
Gelin, görün ki, bu “yerli” hareketin altından “Ergenekon” çıktı!.. Görünüşte, onlar da “yerli” idi!.. Ama, nasıl yerli?!?.. Ne “din” tanıyorlardı, ne “dindar.”
Ne “Allah” diyorlardı, ne “Peygamber!”
Kısacası, “din ve dine dair ne varsa” hepsine karşı, hepsine düşmandılar!..
İşte o zaman dedim ki; “Bunlar bizden değil!.. Bunlar içimizden değil!.. Bunlar yerli değil!”
O günden sonradır ki, onlar da “maske”lerini çıkardılar!.. Bu “Hakk ve halk düşmanları”nı şimdi daha iyi tanıyorum ben!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Karakaya Arşivi