Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

Fransa Kralı’nın Kanuni’den yardım istemesi

Fransa Kralı’nın Kanuni’den yardım istemesi

6 Aralık tarihi, Kuzey İtalya’da cereyan eden Pavye Savaşı’nda yenilip Alman İmparatoru Şarlken’e esir düşen Fransa Krali I. Fransuva’nın Osmanlı Padişahı Muhteşem Süleyman’dan yardım istemesinin yıldönümüydü (1525).
Bu önemli hâdiseyi ben dahil, hiçbir yazar köşesine taşımadı. Ben ki tarihi olayları güncelleme konusunda hassas olduğuma inanırım. Buna rağmen günlük hayhuya kendimi kaptırmış olmalıyım.
Geçmişteki büyüklüğümüzü, insanlık alemi üzerindeki etkilerimizi konuşmak istememin sebebi övünme ihtiyacı değildir. İkiyüz yıldır pompalanan aşağılık duygusunu aşmak, “Başaramayız” herzesini geçip “Başarabiliriz” düşüncesine gelmek, böylece, bir daha asla dirilemeyeceğimiz şeklinde yapılan kasıtlı telkinlerin üzerinden atlayıp moralimizi düzeltmek istiyorum.
Geçmişte büyümeyi başarabilen milletin genlerinin mirasçılarıyız. Emellerine, idaeallerine, hedeflerine ve amaçlarına da talip olduğumuz gün yükselişimiz başlayacaktır.
İşte bu yüzden geçmişin başarılarını dillendirmek, nasıl dünya örneği bir millet olup zirve bir devlet kurduğumuzu konuşmak bu yüzden çok önemlidir.
Bu girişten sonra konuya gelelim...
İşin özü ve özeti şöyle...
Kanuni dönemi Avrupa’sının en büyüğü Alman İmparatoru V. Şarlken’dir. Ancak bu büyüklüğe ulaşmasının nedeni kendi dirayeti değil, devletlerin “miras” yoluyla kendisine intikalıdır.
Meselâ, Hollanda Şarlken’e babasından miras kalmıştır. İspanya’nın Kastil ve Aragon krallıkları dedesi Ferdinand Aragon’dan...
Yeni keşfedilen Amerika kıtasındaki İspanyol topraklarının da bir kısmı Şarlken’indi. Çünkü büyük babası Maxmilyen ona Almanya dışında bir de Avusturya devretmişti.
İspanya, Hollanda ve İtalya, yani devrin Ceneviz ve Floransa cumhuriyetleri de Alman İmparatorluğu’na tabi olmuşlardı.
Böylece V. Şarlken Avrupa’nın en büyüğü haline gelmişti. Ancak bu ona yetmiyor, tüm Avrupa’yı hakimiyeti altına almak istiyordu.
Ondan sonraki niyeti Osmanlı’ya saldırmak, elinden geldiği taktirde Osmanlı’yı Avrupa haritasından silmekti.
Bu hayalini gerçekleştirmesinin önündeki ilk engel, dönemin büyüklerinden Fransa gibi gözüküyordu.
İki devlet 1521 tarihinden itibaren savaşa tutuştular. Yıllar süren savaşların galibi Alman İmparatoru Şarlken oldu.
1525’te Kuzey İtalya’da cereyan eden Pavye Savaşı’nda Fransa’yı kesin bir mağlubiyete uğrattı ve Fransa Kralı Fransuva’yı esir aldı, zindana attı ve Almanya’nın Fransa üzerinde hâkimiyetini tanıdığına dair bir anlaşma yapmaya zorlandı.
Bir süre sonra İstanbul’a I. Fransuva’nın elçisi olarak Jean Frangipani geldi. Elçi, Kanuni’ye Fransuva’nın annesi Loise de Savoie’dan bir mektup getirmişti. Dini gerekçelerle Avrupa kral ve prenslerinden gizli yazıldığı ifade edilen bu mektupta Ana Kraliçe, Kanuni’den oğlunu kurtarmasını istiyordu: “Şimdiye kadar oğlumun kurtuluşunu Şarlken’in insafına bırakmıştım. Fakat Şarlken oğluma hakaretler etmektedir. Dünyaya geçen hükmünüz, cihanın bildiği azamet ve şanınızla oğlumun kurtulmasını temin etmenizi zat-ı şahanenizden niyaz ediyorum.”
Kanuni, çevresindekilere baktı ve şöyle dedi: “Görüyor musunuz, ana yüreği nasıl da titriyor.”
Ardından bir cevap yazdırdı: “Biz ki sultanlar sultanı, hakanlar hakanı, hükümdarlara taç veren, Allah’ın yeryüzündeki gölgesi, Akdeniz’in ve Karadeniz’in ve Rumeli’nin ve Anadolu’nun ve Azerbaycan’ın ve Şam’ın ve Halep’in ve Mısır’ın ve Mekke ve Medine’nin ve Kudüs’ün ve bütün Arap diyarının ve Yemen’in ve nice memleketlerin sultanı Padişah-ı muazzam Bayezid Han’ın oğlu Sultan Selim Han oğlu Sultan Süleyman Han’ım!..
Sen ki Fransa Vilayetinin Kralı Fransuva’sın (Françesko diye geçiyor). Hükümdarların sığındığı kapıma elçinizle mektup gönderip, ülkenizi düşman istila edip, şu anda hapiste olduğunuzu bildirip, kurtuluşunuz konusunda bizden yardım talep ediyorsunuz.
Söylediğiniz her şey dünyayı idare eden tahtımızın ayaklarına arz olunmuştur. Her şeyden haberdar olduk. Yenilmek ve hapsolunmak hayret edilecek bir şey değildir. Gönlünüzü hoş tutup üzülmeyesiniz.
Böyle bir durumda atalarımız düşmanları mağlup etmek ve ülkeler fethetmek için seferden geri kalmamışlardır. Biz de atalarımızın yolundayız ve daima memleketler ve alınmaz kaleler fetheylemekteyiz. Gece gündüz daima atımız eyerlenmiş ve kılıcımız belimizde kuşatılmıştır. Yüce Allah hayırlara bağışlasın. Allah’ın istediği ne ise olur. Bundan başka haberleri gönderdiğiniz adamınızdan öğrenesiniz. Böyle biliniz.”
Bu olguları hatırlamak bizi geleceğe hazırlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi