Faruk Çakır

Faruk Çakır

Sille-i millet sergisi

Sille-i millet sergisi

Tanzimat’tan Cumhuriyet’e kadar gerçekleştirilen seçimlerin safahatını anlatan çok önemli bir sergi İstanbul Taksim’de devam ediyor. Açıldığı günden bu yana yoğun ilgi gören sergi, aslında ‘yakın tarih yalanları’na da okkalı bir şamar indirmiş oluyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesinde faaliyet gösteren Kültür A.Ş.’nin organize ettiği sergi, her yönüyle ibret dolu. “Sine-i Millet Sergisi/ Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Seçim/ 1840-1950” başlıklı sergiyi bilhassa öğrencilerin ziyaret etmesinde fayda var. Çünkü, kısmen düzeltilmiş olsa da okullarda okutulan ‘resmî tarih’in ne kadar yanlışlarla dolu olduğunu bizzat görmüş olurlar.

Okul ders kitapları dışında tarih kitabı okumayan bir kişi bu serginin ismine bile itiraz edebilir. Öyle ya, 1840’larda ‘seçim’ olması mümkün mü? ‘Resmî tarih’e göre seçimler Osmanlı’dan sonra, Cumhuriyet döneminde başlamıştır. Okullarda öğretilen bilgi ancak bununla sınırlıdır. “Padişahların dediği dedik, astığı astık” olarak anlatılan bir dönemde ‘seçim’in ‘se’sinden bahsedilebilir mi?

Oysa bu sergiyi gezen herkes görecek ki, seçim tarihimiz anlatıldığı gibi Cumhuriyet dönemiyle başlamamıştır. Birinci ve İkinci Meşrûtiyet döneminde de çeşitli seçimler yapılmış, insanlar hürriyet yolunda küçümsenmeyecek gayretler sarfetmiştir. Ayrıntılardaki önemli bilgiler bir yana, sadece bu gerçeği görmek ve göstermek için çoluk-çocuk sergiye gidilmesi faydalıdır.

30 Ocak 2009 tarihine kadar devam edecek olan “Sine-i Millet Sergisi” bir bakıma ve belki de daha öncelikli olarak “Sille-i Millet Sergisi” olarak adlandırılabilir. Çünkü sergi gezildiğinde görülecek ki, ‘millete rağmen’ iş yapmak isteyenler her zaman ve zeminde milletin sillesine, tokadına maruz kalmışlardır. Hem de bu tokat öyle bir tesir icra etmiş ki, tokat yiyenler bir daha abad olamamışlar. Bunu en güzel anlatan da, Ferit Kam’a atfedilen “Hak sillesinin sadâsı yoktur / Bir vurdu mu hiç devâsı yoktur” tesbitidir.

Cumhuriyetin ilânından belli bir süre sonra hür ve serbest seçimlerin askıya alındığı malûm. Tek parti devrinde yapılan seçimlerin ne kadar seçim olduğu tartışılır. Muhalefetin olmadığı bir seçim, ne kadar ‘seçim’ olabilir ki? Ama 1950’deki hür seçimle birlikte, ‘millete rağmen millet için’ kararlar alanlar öyle bir tokat yemiş ki aradan çeyrek asır geçtikten sonra ibret olmaya devam ediyor. CHP’nin ‘tek parti’ olarak seçimlere katıldığı 1950 öncesinde oyların açık, sayımların da gizli yapıldığını bir daha hatırlayalım ve hatırlatalım. İşte, ‘sille-i millet’e maruz kalanlar o devrin ‘tek parti’si olan CHP yöneticileri olmuş. İbretlik olması gerekir ki, hâlâ o tokadın acısını yüzlerinde hisseden CHP, bir türlü milletle barışamıyor. Milletin arzu ve isteklerine karşı çıkmak bu partinin genlerinde olsa gerek.

Bilhassa İstanbul’da ikamet edenlerin kaçırmaması gereken sergi, Taksim-İstiklal Caddesi başlangıcındaki “Maksem”de devam ediyor.

Bu vesile ile serginin İstanbul dışındaki illerde de tekrarlanmasını KÜLTÜR A.Ş. yöneticilerinden talep etmiş olalım. Düzenlensin ki, herkes yalanlar ile gerçekleri ayırsın ve ‘millet tokadı’nın nasıl tesis ettiğini de görmüş olsun...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Faruk Çakır Arşivi