Muhsin Meriç

Muhsin Meriç

Mescid-i Aksâ Sempozyumu

Mescid-i Aksâ Sempozyumu

Dün İstanbul’da “İsrail kazdıkça kanayan yara” başlığı ile Mescid-i Aksa Sempozyumu düzenlendi. İnsani Yardım Vakfı İHH, İslam Dünyası STK’ları Birliği (İDSB), Araştırma ve Kültür Vakfı, Mirasımız Derneği, İnsan ve Medeniyet Hareketi’nden oluşan İstanbul Barış Platformu tarafından düzenlenen sempozyuma bini aşkın izleyici katıldı.
İHH Başkanı Bülent Yıldırım, sempozyumun ardından bir takip heyeti kurulacağını ve programın her sene devam ettirilerek Mescid-i Aksa şuurunun canlı tutulacağını ifade etti. “Mescid-i Aksa, umut taşıyan vicdan sahipleri için sadece bir moral değer değil, aynı zamanda ayakta kalışın, ben varım diyebilmenin; bölgedeki barış, adalet ve özgürlüğün diğer adıdır.” diyen Yıldırım, Mescid-i Aksa’ya yönelik her saldırının İstanbul’a yapılmış demek olduğunu ifade etti.
20’den fazla tebliğin sunulduğu toplantıda en önemli misafirlerden birisi şüphesiz “Aksa Aslanı” diye bilinen ve hayatını Mescid-i Aksa ve Kudüs’teki Müslümanlara vakfeden Şeyh Raid Salah idi. Salah, etkili konuşmasında Mescid-i Aksa’ya yönelik tehditleri sıraladı ve İsrail’in Kudüs’teki tahripkâr projelerine dikkat çekti. Mescid-i Aksa’ya ve Kudüs-ü Şerif’e yardım etmenin her bir mü’min için acil ve kaçınılmaz bir vazife olduğunun altını çizen Salah, “Hiç kimsenin bu görevden kaçınmasının mazereti olamaz” dedi ve Kudüs ve Mescid-i Aksa’ya sahip çıkma arzusunun ‘imanın en zayıf noktası’ olduğunu ifade etti.
İstanbul Barış Platformu, sempozyumun amacını şu şekilde özetliyor: “Hz. Ömer (r.a.) döneminde İslam topraklarına dahil edilmiş olan Kudüs ve onun içinde bulunan Mescid-i Aksa, bir asra varmayan Haçlı işgali dışında geçtiğimiz yüzyılın başına kadar barış ve emniyetin hakim olduğu, üç semavi din mensuplarının da esenlik içerisinde yaşama fırsatı buldukları bir tarihi süreci yaşamıştır. Ancak Osmanlı Devleti’nin varlık sürecinin I. Dünya Savaşı akabinde sona ermesiyle, Kudüs de kaos ve işgallerin merkezi olmuştur.
Bu şiddet çemberinde Batılı ülkelerin destekleriyle bir işgal devleti kurulmuş ve 1948 yılı İsrail’in gayrimeşru varlığının ete kemiğe büründüğü tarih olmuştur. Katliamlarla kurulan İsrail, işgal ettiği toprakların sahibi olan Filistinliler üzerindeki baskılarını, geniş bir ölçeğe taşıyarak sosyal hayatı çepeçevre kuşatırken, kutsal mekanlar ve kültürel eserler de İsrail’in politikalarından nasibini almıştır. İsrail, 1967 tarihli Altı Gün Savaşı’nı takiben Mescid-i Aksa’nın da içinde bulunduğu Kudüs’ü ele geçirmiş ve bu tarihten itibaren Aksa’ya yönelik saldırı ve tecavüzlerin ardı arkası kesilmemiştir. Yarım asra yakın bir süredir devam ettirilmekte olan saldırılarda Mescid-i Aksa farklı yöntemlerle defalarca yok edilmeye çalışılmıştır. Özellikle 90’lı yıllardan itibaren Mescid-i Aksa altında sürdürülen ve arkeolojik amaçlı gösterilen kazılarla Mescid-i Aksa’nın süreç içerisinde yıkılması planlanmaktadır.
Özelde tüm İslam âleminin genelde de tüm insanlığın ortak mirası olan Mescid-i Aksa, eğer önlem alınmaz ise yakın bir gelecekte İsrail tarafından yok edilme tehlikesi ile karşı karşıyadır. Mescid-i Aksa Sempozyumu ile, Mescid-i Aksa’nın günümüzde karşı karşıya olduğu tehditler, siyonizmin Aksa’ya, Kudüs’e ve halkına yönelik uyguladığı ihlaller, bölge uzmanları, kanaat liderleri ve insan hakları gözlemcilerinin tespitleri ışığında gündeme getirilecektir. Mescid-i Aksa Sempozyumu ile mescid altında sürdürülen kazılara son verilmesi, Aksa ve çevresindeki mabetlere konan tadilat yasaklarının kaldırılması, Mescid-i Aksa ve çevresinin ivedi olarak korunmasında uluslararası toplumun harekete geçirilmesi hedeflenmektedir.
Sempozyumun, başta Filistin olmak üzere, Uzakdoğu’dan Amerika’ya, dünyanın farklı bölgelerindeki kanaat önderlerini ve halkları Mescid-i Aksa duyarlılığı etrafında birleştirmesi; barış ve adaletten yana olan insanlığın gündeminde olan bir meselenin çözümüne katkıda bulunması hedeflenmektedir. Nitekim Mescid-i Aksa Filistin meselesinin merkezi konumundadır. Mescid-i Aksa’ya yönelik ihlallerin sonlandırılması ve mescidin korunmasına yönelik çalışmalar, Filistin meselesinin çözümüne de katkıda bulunarak özelde bölgede genelde ise dünyada barış ve adaletin tesisinde etkili olacaktır.”
Mescid-i Aksa Sempozyumu (aksasempozyumu.com) ile başlayan ‘şuur uyanışı’, 30-31 Mayıs’ta İDSB tarafından düzenlenecek Uluslararası Filistin Sempozyumu (filistinsempozyumu.org) ile önemli bir noktaya ulaşacak kanaatindeyim.
Bu başarılı toplantıyı tertip edenleri ve destek veren kurumları tebrik ediyorum.
Aslında bizler Mescid-i Aksa’ya sahip çıktıkça imanımıza sahip çıkmış oluyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Muhsin Meriç Arşivi