Muhsin Meriç

Muhsin Meriç

Her Yer Kerbela!

Her Yer Kerbela!

Ortadoğu bataklığı’ tabiri son günlerde dillerde pelesenk oldu. Bazı siyasilerin de bilinçsizce bu ifadeyi benimsediğine üzülerek şahit oluyoruz. 

Türkiye’deki terör saldırıları ile ilgili yorum yaparken bile anlı şanlı entelektüellerimiz, “Burası Ortadoğu!” gerekçesini önümüze koyabiliyorlar.  

Bu yaklaşımda bir terslik var ve bu çarpık nazar oryantalist zihniyetin ürünü! 

Bu bölgeye terörü de tedhiş teşebbüslerini de geçtiğimiz yüzyılda Yahudi terör örgütleri taşıdı. Siyonist Haganah, Stern ve İrgun örgütleri bölgeyi adım adım terörize ettiler. Pazar yerlerini, meskenleri bombalayıp sivilleri vahşice katlettiler. 

“Bataklık” tabirini Ortadoğu ile, Ortadoğu’yu da Müslümanlarla özdeşleştirmek İslam karşıtı odakların propagandalarından ibaret. 

11 Eylül’den sonra küresel medya ve Hollywood yeni bir terör örgütünü uluslararası kamuoyunun kullanımına sundu: El-Kaide! 

El-Kaide bahanesiyle Afganistan, Irak ve Somali’deki operasyonlarda katledilen Müslümanlar’dan ve bu katliamların mahiyetinden çok, küresel medya ve film sektörü ‘radikal dinci terörist’ tehlikesini, cihad, tekbir, sarık, sakal, çarşaf gibi kavramlarla etiketleyerek zihinlere kazıdı! 

Son 15 yılda yüz binlerce insan sırf bu mevhum ‘küresel terörizmle mücadele’ adı altında vahşice katledildi! 

İkinci adı Hüseyin olan Obama bu katliamlara aynen devam etti ve yıllardır Şiiliği kullanarak mezhepçi terör ve devlet terörüyle yüzbinlerce sivili katleden Irak ve Suriye hükümetlerine tepkisiz kaldığı gibi, yıllardır kanlı bıçaklı görüntüsü verdiği İran’ın önünü Irak’tan Yemen’e kadar açtı.

İslam Dünyasındaki ve Türkiye’deki birçok ahmak da İran destekli Irak ve Suriye hükümetlerinin katliamlarını görmezden gelip çarpık itikatlarının zehrini kusarak safi zihinleri sürekli bulandırdılar. 

Son olarak, Irak ve Suriye’de vahşi katliamlara imza atan Şii terör örgütlerini görmeyen, göstermeyen küresel medya, DAEŞ’i yeni kitlesel katliamların bahanesi olarak tedavüle soktu. 

Şimdi şer cephesi, yok etmek istediği hükümet, örgüt, grup ve kişileri DAEŞ’le bir şekilde irtibatlandırıp operasyon yaptırıyor. 

1437 Muharrem ayında, Hz. Hüseyin (ra) ve Âl-i Beyt mensuplarının şehid edildiği Kerbelâ’nın yıldönümündeyiz. 

Bugün, Âl-i Beyt’i ve davasını kendi ideolojisi, stratejik menfaatleri ve hırsları için kullanan hükümetler, örgütler ve gruplar bölgemizin her yerini Kerbela’ya çevirmiş durumda. Bu şebeke, her gün yüzlerce Hüseyin’i, Zeyneb’i, Zeynelabidin’i dünyanın gözü önünde şehit ediyor. 

Bugün teyakkuza geçmemiz gereken ve cesaretle karşı çıkmamız gereken zihniyet bu zihniyet. Bölgeyi yıllarca bitmeyecek bir mezhep savaşına sürüklemek isteyen odakların ekmeğine yağ süren bu Âl-i Beyt düşmanlarının tuzakları bozulmadan İslam Dünyası arzu ettiği huzur ve barışı bulamaz. Bizdeki saf siyasetçi ve yazarlar da “Ortadoğu Bataklığı” edebiyatını dillendirmeye devam ederler. Çünkü bölgeyi, aslî kaynaklarından, kadim eserlerimizden, sahadan değil de ömrünü Ortadoğu’yu bataklığa çevirmek için harcayan Bernard Lewis gibilerden okurlar… 

Önce zihniyetlerin değişmesi lazım, yoksa çok Kerbelalar görürüz Allah korusun!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Muhsin Meriç Arşivi