Faruk Çakır

Faruk Çakır

Neyin ‘pim’i çekildi?

Neyin ‘pim’i çekildi?

Yıllık iznimizin bir bölümünü kullanmak üzere memleketimiz Karadeniz’e gittik. Bu vesile ile sıla-i rahim yapma imkânı bulduk. Bu süre zarfında yazılarımız da düzensiz yayınlanabildi.

Çayeli’nin sakin bir köyünde geçirdiğimiz o günlerde yaşanan en önemli hadise, belki de bir ‘pim’in çekilmesi hadisesiydi. Hatırlanacağı üzere; Elazığ’da vazife yapan bir askerimizin eline, komutanı tarafından ‘pim’i çekilen bir “el bombası” verilmiş ve neticede bomba patlamış ve 4 askerimiz şehit olmuştu.

Bu üzücü ve sarsıcı hadisenin, tam da ‘Zafer Bayramı’ arefesinde yaşanmış olması acaba sadece tesadüf müdür? “Pimi çekilen bomba” hadisesi, Türkiye’yi idare edenlerin o günlerde yaptığı “cesur” konuşmaları berhava etmiş olmadı mı?

Bu üzücü ve bir o kadar da dehşet verici olan hadise üzerine elbette çok önemli değerlendirmeler, yorumlar ve tesbitler yapıldı. Fakat aradan geçen bunca zaman sonra, kimilerinin ‘hiçbir şey olmamış’ gibi davranmaya devam etmesi, söylenenlerin yeterli olmadığını akla getiriyor.

“Ölüme sebep olan kişi ya da komutan tutuklandı, yetmez mi?” sorusu akla gelebilir. Bir bakıma yeter, bir bakıma yetmez. Elbette 4 askerimizin şehit olmasına sebep olan kişinin tutuklanması adaletin tecellisi için ilk adımdır. Bu yönüyle ‘yeter.’ Fakat hadiseyi “sadece bir kişinin şahsî hatası” olarak görmek ve öyle davranmak ‘yetmez.’

En başta, bu üzücü ve vicdanları derinden sarsıcı hadise karşısında “hiçbir şey olmamış” gibi davranan, hadiseyi basite alan ve örtmeye çalışan anlayıştan kurtulmak gerekir. Çünkü Elazığ’da çekilen ‘pim,’ sadece bir ‘el bombası pimi’ değildir. Ne yazık ki orada; insafın da, iz’anın da, şefkatin de, adaletin de, hakkaniyetin de ‘pim’i çekilmiştir.

Türkiye’yi “idare edenler”in bu ‘pim’ çekme hadisesine daha ciddiyetle eğilmesi gerekirdi. Acaba yaşanan bu hadise “nev-î şahsına mahsus” bir hadise midir? Benzer hadiseler başka yerlerde ve başka zamanlarda yaşanıyor mu?

Bu soruların doğru cevaplarının öğrenilmesi, hadisenin ciddiyetle araştırılmasıyla mümkün olur. Sadece ‘resmî açıklamalar’la iktifa etmek millet nezdinde itibar kaybına sebep olur. Hâlâ yaşanan bu sarsıcı hadiseden ziyade, “bu hadisenin medyaya, kamuoyuna yansımasının sorumlularını bulmaya” gayret sarfedenleri kamuoyu ibretle izliyor.

Bundan sonra böyle sarsıcı hadiselerin yaşanmaması için ne gerekiyorsa yapılmalıdır. Her halde bunu temin etmek de, bu güne kadar yaşanan benzer hadiselerin de yeniden araştırılmasından geçer. Hadisenin duyulmasından rahatsız olmak yerine, sorumluların adalet önüne çıkarılması için emek sarfedilmeli.

Netice olarak, Elazığ’da çekilen ‘pim’in sadece bir ‘el bombası pimi’ olmadığını bilmeliyiz. Ve o ‘pim’in yeniden yerine takılmasının imkânsız olduğunu da görmeliyiz. Acaba Türkiye’yi idare edenler, mes’elelerin nutuk atarak çözülemeyeceğini ne zaman anlayacak, kavrayacak ve ona göre davranacak? Gerçeklerin görülmesi için yeni ‘pim’lerin çekilmesini beklememek lâzım vesselâm...


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Faruk Çakır Arşivi