Muhsin Meriç

Muhsin Meriç

Rüzgâr çoktan tersine döndü!

Rüzgâr çoktan tersine döndü!

Le Monde yazarı Sylvian Cypel, 22 Mayıs tarihli “Amerikalı Yahudilerin büyük sıkıntısı” başlıklı yazısını “ABD’de sadece İsrail’in ‘ahlaki’ imgesi bozulmuyor, gitgide daha fazla Yahudi bu İsrail’le özdeşleşmede zorlanıyor” cümlesiyle bitiriyor.
Amerikan siyasi sisteminin oluşumunda yasama–yürütme-yargı zincirinden sonra dördüncü halkayı oluşturan düşünce kuruluşlarının Amerika’daki sayıları günümüzde bin beş yüzün üzerinde. Bu düşünce kuruluşları temelde, yönetimi etkileme, kongreyi etkileme, medyayı manüple etme amacıyla ve finansman silahı ile hareket ederler. Ortadoğu politikalarının arkasında çoğunlukla düşünce kuruluşlarının rapor ve teklifleri vardır.
ABD’deki 1500 düşünce kuruluşunun büyük çoğunluğunun İsrail’i ABD’nin bir eyaleti gibi görüp, her ne pahasına olursa olsun İsrail’i desteklemeye yönelik politikalar üretilmesine çalışması şüphesiz bugüne kadar acı neticeler verdi.
Gazze’deki ablukada da, şehit edilen Filistinlilerde de, mahkûm edilmek istenilen Mescid-i Aksa’da da adı düşünce kuruluşu olan bu fesat yuvalarının ve lobinin parmağı var.
Cypel’e göre bugün bu etki çok önemli boyutlarda. “Kurumsal düzlemde İsrail yanlısı lobi kuşkusuz çok önemli bir etkileme kapasitesine sahip” diyen Cypel sayılarla bu etkinin sınırlarına işaret ediyor: “American-Israeli Cooperative Entrerprise 100 senatörden 14’ünün Yahudi olmasıyla kıvanç duymakta. Temsilciler Meclisi’nde de Yahudilerin oranı % 7,1’dir (435 temsilciden 31’i). Toplam nüfusun sadece % 2’sini oluşturan bir topluluk için görmezden gelinmeyecek bir başarı. Bu seçilmişlerin ezici çoğunluğu aktif olarak İsrail’i desteklemektedir.”
İlk defa ciddi oranda İsrail’le sıkıntılar yaşayan ABD yönetimi, gerçekten Ortadoğu ve özellikle İslâm dünyasındaki sarsılan imajını düzeltmek istiyorsa ki şu ana kadar bu konuda retorikten öteye bir işaret bulunmuyor, söz konusu düşünce kuruluşlarının ürettikleri politikalarının tersini yapması yeterli.
Bu ise şimdilik ufukta görünmüyor. Görünmediği müddetçe de Ortadoğu’da barış öteleniyor.
ABD kamuoyunun ve yönetim kademelerinin kayıtsız şartsız destek olduğu ve Dışişleri Bakanı Clinton’un “Ortadoğu’da pek çok kötülüğün ortasındaki iyi bir şey” diye tarif ettiği İsrail’in, son Gazze saldırıları, yerleşim politikasındaki aymaz tavırları ve Kudüs’ü temellük etme planlarını daha hangi raddeye vardırması gerekiyor ki ABD’de rüzgâr tersine dönsün?
Bu yönde bazı alametler var, ama henüz havayı değiştirecek kuvvette değil maalesef!
ABD’nin İsrail’i korumacı tavrı ve İsrail lobisinin etkisi bugün, bölge ve küresel barış için en önemli tehdittir. Bu tehdidin ortadan kalkması ancak, İsrail-Filistin sorununun çözülmesine veya bölgesel bir gücün İsrail’i etkisizleştirmesine veya ABD’deki İsrail lobisi ve etkisinin kırılmasına veya bu unsurların tamamına bağlıdır. Aksi takdirde ABD’de değişim unsurlarının süreklilik unsurlarına galip gelebilme ihtimali zayıf görünmektedir.
Cypel, yazısında, önce “yerleşmiş kuşkunun semptomatik örneği” dediği şu fıkrayı anlatıyor: “Bibi Netanyahu barışın olmasını öylesine çok istiyor ki bunu elli yıl tartışmaya hazır” ve ekliyor: “Yahudi diasporasının büyük kısmı artık bu şakaya eskisine göre daha az gülüyor.”
“Rotamız Filistin, Yükümüz İnsani Yardım” gemi filosu, insanlığı uyandıracak, vicdanları harekete geçirecek, İsrail ve İsrail yanlısı lobiyi ve uluslararası kamuoyunu test edecek önemli ve tam da imanın alameti olan cesaret yüklü bir inisiyatif.
Peki, bu teşebbüs, rüzgârı tersine döndürebilir mi?
Aslında rüzgâr çoktan tersine döndü.
Şimdi beklenen mihver şahsiyetlerin etrafında toplanacak fedakâr kadrolar.
İşte bu kadrolardan birisi şimdi rüzgârı arkasına aldı, ümmetin ön cephesine doğru yol alıyor.
Allah, yollarını açık etsin. Tuzak Kuranların En Hayırlısı, tuzak kuranların tuzaklarını ayaklarına dolasın!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Muhsin Meriç Arşivi