Metin Hasırcı

Metin Hasırcı

472. yıldönümünde Preveze Zaferi

472. yıldönümünde Preveze Zaferi

Seherde gördüğüm rüya O gece(*)
«— Allahım, İslâmı kâfirler üzerine kuvvetli kıl! İslama nusrat ihsan eyle!» Diye sabaha kadar tazarru ve niyaz eyledim. Seher vaktinde uyku ile uyanıklık arasında şunu gördüm:
«Yattığımız limanın yalı kenarında sanki karada birçok ufacık Serdin balığı çıkmış. Amma ol ufacık Serdin balıklarının içinde iki tane karnıyarık balık vardı. Bunları seyr eder dururken, bir şahıs bir al ata binmiş olduğu halde dolu dizgin yanıma geldi. Atın başını çekip durdu. Bir peştemal dolusu ufacık balığı elime verip: Al bunu ya Hayreddin! Halife-i rûy-i zemin olan şevketlü Sultan Süleyman’a peşkeş ver, dedi. Sonra çıkarıp elime bir rik’a vererek kayboldu. Ben de rik’ayı açıp baktım. Gördüm ki, beyaz kâğıt üzerine yeşil hat ile ‘Nasrun min Allahi ve fethun karib ve beşşiril mü’minîne yâ Muhammed’ deyu yazılmış. Bunu okuyup yüzüme gözüme sürdüm.
«— Sana hamd ve şükürler olsun ya Rabbi!» Diyerek uykudan uyandım. Rüyayı kendim tabir ettim:
«— İnşallah ol ufacık balıklar kâfir donanmasının firkateleri ve sandallarıdır. Erzak ve ganimetlerle islâm askerinin tok doyum olacağına işarettir. Karnı yarık balıklar ise kâfirlerin kadırgalarıdır. Gâib bilinmez amma, içinde olan kâfirleri firar etmiş olmalı. Padişah-ı âlem-penah hazretlerine peşkeş ver dediği peştemal dolusu ufacık balık, inşallah, yakında Boğdan’ın fetih haberi geleceğine işarettir. Çünkü şimdilerde Padişah-ı âlempenah Boğdan üzerine gitmiştir. İçinde nusrat âyetleri yazılı olan rik’a ise, inşallah, Allah’ın yardımı, Peygamber’in mucizesi, enbiyaların himmeti ile düşmana mansur ve muzaffer olmamıza işarettir.»
Diyerek hamd ü senalar ettim.
Baktım ki nusrat rüzgârı içerden dönmeye başladı. O zaman:
«— Bismillah, tevekkeltü alellah, niyyeti gaza, kasdı kâfir!» Diyerek mübarek bir saatte salpa eyleyip, bâdbanlan döküp, pupa rüzgârla fecir vaktinde seksen pare gemi olmak üzere kâfir donanmasının üzerine hücum ettim.
Preveze Savaşı
Kâfir donanmasının ise o gece üzerine bir pus çöktü ki birbirlerini görmez oldular. Benim limandan çıkacağımı ise hiç zannetmiyorlardı.
— Barbaroşo bizden korktu, gayri limandan taşra çıkmaz.» Derlerdi.
Zira kâfirler gelip oraya lengerendâz olalı üç gün olmuştu. Bizden bir hareket görmediklerinden böyle kanaat getirmişlerdi. Amma, düşman düşmanın halinden bilmez, demişler. Bizim yattığımız Preveze limanından öyle olur olmaz rüzgâr ile çıkılmaz idi.
O sebepten çıkışı rüzgârın içerden eseceği bir mübarek saate tehir etmiş idim.
Seksen pârelik donanmamı üç bölüm ettim. Tenbih ettim ki:
«— Bizim gemi alayı kâfirin alayına karşı olsun. Bizim firkate alayı; firkate alayına, kalite alayı, kâfirin kalite alayına mukabil olsun!»
Böylece taksim edip at başı beraber İslâm donanması kâfir donanmasının üzerine gitmekte olduk. Amma kâfirler karanlık pusun içinde, demir üzerinde kendi havalarında yatırlar idi.
Bizi ardımızdan sürüp oraya getiren nusrat rüzgârı, varıp kâfir donanmasının üzerindeki pusu da dağıttı.
Kâfirler gördüler ki İslâm donanması üzerlerine bindirip varır. O zaman kâfirlerin içinde, bir ana baba günü, bir şaşkınlık, bir rubulya koptu ki, demek olmaz!
Daha alaca karanlık olduğundan demirlerini kesip birbirlerinin üzerlerine düşüp kâfirler donanmasiyle müslüman donanması karmakarışık oldular.
Otuz altı pare geminin önünde o arka, forsa sancaklarını dikip fora alabanda arslanlar gibi yollu yolunca ateşlerimizi saçarak cenge giriştik.
Kalite alayımız kâfirlerin kalitelerini allak bullak edip kimini alıp, kimini batırmakta, kimisini ise kâfirler bırakıp kaçmakta idiler.
Firkate alayı dahi, küfür firkatelerinin kimini alıp, kimini baştan kara edip, kimini dahi boğup gitmekte idiler.
Elhâsıl kâfir donanması münhezim olup, asâkir-i İslâm mansur u muzaffer oldu. Kâfir gemilerinden sekiz paresi, kuru tekne olarak on beş tanesi alındı, yedisi batırıldı. Kâfir kalitelerinden yedisi cenk ederek, ikisi içindekilerin bırakıp kaçmasıyle dokuz kalite alındı.
Kâfir firkatelerinden on iki pare firkate alındı. Netice-i kelâm kâfirlerin yüz yirmi pare donanmayı menhûselerinden otuz altı adet tekne alındı, kalanı firar edip gittiler. Firkateler ve sandallar deryanın yüzünden kâfirleri devşirdiler, kimisi de boğulup cehenneme gitti. İkibin yüz yetmişbeş kâfir esir alındı.
BÜYÜK ZİYAFET VERDİM
Aktarmaları getirip limana koduk, sonra kendimiz de şeametle tekrar limana girip yattık. Sakatlarımızı onardık. Zira biz de salkım saçak olup, iler tutar yerimiz kalmamıştı.
Şehit olan gazilerin kimini deryaya, kimini ise Preveze’ye defn ettik.
Seksen pare gemideki gazi askerlerden dört yüz şehit, sekiz yüz yaralı vardı. Mecruhların yarasını hoşça sardık. Bu büyük gazanın şükrü için yüzümü secdeye koyup hamd ü senalar eyledim.
Sabah olunca kaptanlara ve gazilere büyük ziyafet verdim, yeyip içip şenlik şâdımanlık ettiler. Bizler bu sürür ve sevinç içinde iken Boğdan’ın fethi müjdesiyle Kapıcıbaşı geldi. Kapıcıbaşıyı ihtiyaçtan beri edip göğe erdirdim.
Kaptanlara ve Kapıcıbaşıya gördüğüm rüyayı ve nasıl aynen çıktığını anlattım. Görüyorsunuz bir islâm kahramanı en büyük deniz zaferlerini bile ne kadar tevazu içinde anlatıyor... Bundan ders alınsa yeridir.
Emekli merhum Amiral Afif Büyüktuğrul; dört ciltlik, Osmanlı Deniz Harp Tarihi ve Cumhuriyet Donanması çalışmasının 1. cildinde 283. sahifede şunları yazar: “Taraflar arasında kuvvet oranı şöyle olmuştu. Türk tarafında kadırga, fırkata ve başterde olmak üzere 102 gemi, ayrıca Turgut reisin 20 gemiden kurulu korsan gemisi...
Değerli okurlarım merhum âmiral bir asra yakın bir ömür yaşadı. Deniz kuvvetlerimize denizci olarak ve kıymetli yazılı çalışmalarla hizmet vermiştir. Hizmeti meşkûr olsun. Fakat dünyaya gelmiş geçmiş denizcilerinin en büyüklerinden biri olan Turgut reisin, yirmi parçalık gemi gurubunu korsan diye vasıflandırması, pusulasız kaptanlığa benzer. Fiemanillah.
(*)28/Eylül/1538 /Kaynak: Büyük Osmanlı Târihi/Cilt 2 sh.76 Merve Yayınları Yzn. Metin Hasırcı

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Metin Hasırcı Arşivi