Muhsin Meriç

Muhsin Meriç

Helal Gıda Konferansı ve Endonezya notları

Helal Gıda Konferansı ve Endonezya notları

CAKARTA
Perşembe günü, İstanbul, önemli bir fuara ve bir uluslar arası konferansa ev sahipliği yaptı: Helal Gıda Fuarı ve 3. Helal Gıda Konferansı. Fuarı ziyaret edemedim ama konferansın açılışında bulundum. İstanbul ilk defa Dünya Helal Konsülü’nün genel kuruluna da ev sahipliği yapıyor. Tüm dünyadan bu işi hizmet ve vazife kabul etmiş 100’ü aşkın helal gıda uzmanı 5 Ekime kadar Türkiye’de. Endonezya Müslüman Âlimler Birliği (MUI) başkanı Lokmanul Hakim aynı zamanda Dünya Helal Konsülü (WHC)’nin de başkanı. Bir başka Endonezyalı Abdurrahman Linzak ise (WHC)’nin genel sekreteri. Endonezya ve Malezya’nın helal gıda bilincinin artmasında ciddi katkıları var.
Bizde ise malum ve meş’um sebeplerden dolayı helal gıda anlayışı ve helal sertifikalandırma sistemi yeni yeni gündeme gelebiliyor ancak. Dr. Hüseyin Büyüközer’in yıllardır fedakârca ve sebatla yaptığı çalışmalar sonuçta meyvesini verdi ve 2005 senesinde Türkiye’nin ilk helal sertifikasyon kurumu GİMDES kuruldu. Beş senedir faaliyet gösteren GİMDES sayesinde şimdi helal gıda sertifikası almak için çalışma yapan firmaların sayısı gittikçe artıyor. Önümüzdeki yıllarda kurulacak bir enstitü ile helal gıda uzmanlarının sayısını artırmayı da planlıyor GİMDES.
En önemli, en büyük ve en daimi vazifelerimiz kalp ve mide ile alakalı. Helal lokma ile beslenmeyen kalplerin helal işlere meyletmesi mümkün değil. Konferansta birtakım odakların Müslümanları sindirmek ve kontrol altına almak için nasıl helal gıdadan uzaklaştırdıkları da konuşuldu. Helal gıda sertifikasyon sisteminde standart oluşturmak için İslam dünyasının birlik idealinin her ölçekte ve her sahada gerçekleşmesinin zarureti üzerinde duruldu. Bu mühim meseleyi İslam dünyasının kalbi Türkiye’de gündeme getirme gayretlerinden dolayı WHC ve GİMDES’i de tebrik etmek gerek.
CAKARTA’DA GENÇLİK KONGRESİ
Ocak ayında İslam Dünyası STK’ları Birliği (İDSB)’nin gençlik buluşması için geldiğim Cakarta’da şimdi de Dünya Müslüman Gençlik Teşkilatı (WAMY)’nin 11. Konferansına katılmak için bulunuyorum.
Cakarta uçağına çevre ülkelerden elliyi aşkın ilim adamı ve gençlik teşkilatı temsilcisi ile birlikte binerken, geçtiğimiz yıllarda önemli bir gençlik teşkilatının başkanlığını yapan bir dost, bu toplantıların önemli olduğunu ama asıl mühim olanın bunlara zemin hazırlamak demek olan adam yetiştirmek olduğunu söyledi ve heyecanla ekledi: “Ben şimdi tam da bunu, Bediüzzaman’ın yaptığını yapıyorum! Mesaimin önemli bir kısmını gençleri yetiştirmeye veriyorum.”
Dünyanın en kalabalık Müslüman ülkesi Endonezya’da “Gençlik ve sosyal sorumluluk” başlıklı kongreye, gençlerin karşı karşıya olduğu meydan okumalara çözümler üretmek üzere dünyanın her yerinden her yaştan yedi yüz mütefekkir ve âlim katılıyor. Seksen milyon genç nüfusa sahip Endonezya’da bu toplantının yapılması oldukça anlamlı. Yarım asırdır bağımsız olan Endonezya’nın bu bağımsızlığını koruması, kuruluş yıllarında anayasadan büyük tartışmalarla çıkardığı İslami kimliğine sahip çıkmasından geçiyor. Ancak başta ekonominin büyük bir kısmını elinde tutan Çin nüfuzu olmak üzere Endonezya’nın geleceğini tanzim etmek isteyen pek çok odak var bugün. Geçmişte komünizm tehdidinden kurtulmak için büyük bedeller ödeyen, ondan önce üç asır Hollanda sömürgesi altında kalan, Japonya tarafından işgal edilen Endonezya, Sukarno ve Suharto’nun katı ve baskıcı idarelerinden sonra yaklaşık yirmi yıldır nefes alıyor. Nefes aldıkça da kendine geliyor. Bu gerçeğin farkında olan Endonezya’nın şuurlu idarecileri, cumhurbaşkanından milletvekillerine kadar bu toplantıyı himaye altına aldılar. On üçüncü yüzyıldan beri Müslümanlaşan Endonezya’da bağımsızlık hareketini 1928’deki bir gençlik konferansı ateşlemiş. Şimdilerde yenidünyanın yükselen gücü Endonezya gençler üzerinden yeniden söz sahibi olmak istiyor. Bunun için uluslar arası suç şebekeleri 11 Eylül’den sonra terör ve şiddet kartını sıkça burada da kullanıyorlar. Bir adalar devleti olan Endonezya, mücadele ettiği onlarca problemine rağmen zengin kaynakları ve insan gücü ile yakın geleceğin fırsatlar ülkesi.
2004’te tsunami (Açe) ve 2007’de deprem (Jogjakarta) gibi iki büyük felaket yaşayan Endonezya’da, her sene Cakarta’nın İstiklal Camiinde ‘ulusal tövbe günü’ tertip ediliyor. On binlerce Müslüman burada topluca dua edip gözyaşı döküyor.
İslam dünyasının yeni bir medeniyet hamlesi yapmaya hazırlandığı son yıllarda özellikle Endonezya’nın hızla kalkınması ve gelişmesi bizlere ümit ve heyecan vermeli.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Muhsin Meriç Arşivi