Faruk Çakır

Faruk Çakır

Çünkü orada ‘Kemalizm’ yok

Çünkü orada ‘Kemalizm’ yok

Mısır’da yaşananlar, daha doğrusu bundan sonra neler yaşanacağı dünyanın merak ettiği bir konu. Ülkeyi 30 yıl baskı rejimi altında idare eden Hüsnü Mübarek, meydanları dolduran milyonların itirazına uzun süre direndi, ama umduğu ve beklediği desteği ‘dostları’ndan da göremedi ve neticede koltuğu bırakmak zorunda kaldı.

Bazıları, bu değişiklik sonrasında Mısır’da pek de bir şeylerin değişmeyeceğini ileri sürerken; bazıları da Mısır’ın bugünden yarına ‘demokrasi’ye kavuşacağını söylüyor. Her iki tesbitin de kendine göre haklı yönleri olabilir, ama ortada bir gerçek var: Mısır’da ve bölgede her şeyin eskisi gibi olma ihtimali yok. Bir bakıma, “Eski hâl muhal; ya yeni hâl veya izmihlâl” durumu burada da sözkonusu.
“Mısır Türkiye’yi geçebilir” diyen Ahmet Taşgetiren, bunu şöyle ifade etmiş: “Evet, demokraside Mısır Türkiye’yi geçebilir. Tamam, henüz her şey sıfırda ama sıfırın arkasında bütün bir dünya var, halk var, hatta asker var.” (Bugün, 13 Şubat 2011)
Eski doğu bloku ülkelerinde yaşanan değişim ve gelişimi görünce aynı şeyi Mısır için de düşünmek mümkün. Burada ayırdedici özellik, hızla değişen ve gelişen ülkelerde bizdeki gibi bir “Kemalizm” anlayışının olmamasıdır. Öyle olmasa, uzun yıllar SSCB’nin (Rusya) boyunduruğu altında kalan dünün ‘komünist ülkeler’i kısa sürede AB üyesi olabilir miydi?
Aynı başarıyı Mısır’ın sağlaması mümkün. Çünkü orada da her iyiliğe engel olan ‘Kemalizm’ yok.
Başka bir konu da Mısır’ın Türkiye’yi örnek alıp almayacağı. Elbette her ‘iyi’liğin örnek alınması tavsiye edilir, ama Mısır ya da başka ülkelerin Türkiye’deki “tek parti anlayışını” örnek alacağı düşünülmesin. Nitekim, bu konuda görüş belirten Mısırlı bir uzman, Türkiye’nin “laik olmadığı”na dikkat çekmiş.
ABD’nin önde gelen düşünce kuruluşlarından Carnegie Endowment’ın Ortadoğu Merkezi Direktörü ve Mısır’daki “Akil Adamlar Komitesi”nin sözcüsü Amr Hamzawy, Mısır’ın bundan sonrası için şöyle demiş: “Bir konuda emin olabilirsiniz: Mısırlılar ülkelerinin demokratikleşmesi için mücadele etmeye devam edecek. Diktatörü daha dün devirdik ve bundan sonra ne olacağını bekleyip görmemiz gerekiyor. Bir takvim ve program belirlenmesi için şu an harıl harıl çalışıyoruz. Bundan sonra devlet birimleri, siyasî güçler ve bağımsız ulusal figürlerin dahil olacağı uzun müzakere süreçleri başlayacak. (...) İstediğimiz, ülkede sivil, demokratik bir rejim kurulması. Ordunun kışlaya geri dönmesi gerek geçiş döneminden sonra ve Mısırlı siyasi güçlere yetki devri yapması lazım. Başkanlık sistemi mi, parlamenter sistem mi olacak, nasıl bir anayasa, seçim sistemi nasıl olacak... Bunların hepsini tartışarak şekillendireceğiz. Ortada sınırları çizilmiş bir kitap yok. Her halukârda demokratik ülkeye yakışan bir yol bulacağız.” (Akşam, 14 Şubat 2011)
Hamzawy, “Türkiye, Mısır için model olabilir mi?” sorusuna da şu cevabı vermiş: “Hayır, hayır. Türkiye bize model olamaz. (...) Sizin yaptıklarınızdan etkilenmiş olsak da, öyle başka bir ülkeden model alacağımızı sanmıyorum.”
Türkiye’nin gerçek anlamda “laik” olduğu propagandasıyla büyüyen gazeteci tekrar soruyor: “Mısır Türkiye gibi laik bir ülke olması mümkün mü peki?” Sorunun cevabı daha çarpıcı: “Türkiye’nin çok da laik olduğundan emin değilim ama siz öyle diyorsanız öyle olsun.” Umduğu cevabı alamayan muhabir tekrar soruyor: “Türkiye’yi laik bir ülke olarak görmüyor musunuz?” Hamzawy ısrarlı: “Bu konuya girip sizinle Türk siyaseti üzerine tartışmak istemiyorum. Bunu size bırakıyorum. Ülkemizi kurmak istiyoruz ve Türkiye’yi konuşmak için vaktim yok.”
Mısır’ın, “İslâmı dışlayan bir laiklik anlayışı”na sıcak bakmayacağı anlaşılıyor. Elbette işleri kolay değil, ama “iyi niyet”le yola çıktıklarını tahmin ediyor ve neticenin de “hayırlı” olmasını diliyoruz. Şükretsinler ki, Mısır’da bir “Kemalizm” yok...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Faruk Çakır Arşivi