Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

'Radikal İslam' beklerken Hıristiyan çıktı!

'Radikal İslam' beklerken Hıristiyan çıktı!

Batı çöküşe geçti. Bir taraftan skandallarla boğuşuyor, çalkalanıyor. İstikrarlı siyasi ve iktisadi yapısı dibe vuruyor. İtalya'yı bunga bunga skandalları savururken İngiltere'yi Murdoch skandalı sallıyor. Zaten hep şöyle düşünmüşümdür: Berlusconi ve Sarkozy tipli liderlerle Batı ne kadar daha gidebilir? Krizin gerisinde kaht-ı rical var. Yani adam kıtlığı. Çiftlik gibi yönetilen Ortadoğu ülkeleri rejimleri birer ikişer devriliyor. Batılı ülkeler de şirket gibi yönetiliyor. Bu ülkelerde halk ihtilalleri yaşanmıyor ama iktisadi sistemleri çöküyor. En güçlü zannedilen ülkeler dibe vuruyor. İngiltere büyük bir kriz yaşadı hala atlatamadı. Bunun sonucu yüzyıllık kurumlar kapısına kilit vurdu. Sözgelimi BBC Türkçe Radyo bu krizin altına kaldı. Bunun dışında Portekiz, Yunanistan, İspanya ve İtalya gibi ülkeler kıpır kıpır ve krize kapılmış gidiyorlar. ABD dünyayı batmayan bir uçak gemisi gibi kullanıyor ama tatlı hayatlar bitmek üzere. Borç yükü taşıyabileceğinin fevkinde. ABD ve Batı ülkeleri Kaide ile uğraşırken içeride profesyonel körlüğe tutulmuş durumdalar. Toplumları içten içe kavruluyor ve çöküyor. Norveç'te meydana gelen olay Batı'nın başka bir kriz noktasına temas ediyor. Norveç hem zengin hem istikrarlı bir ülke. Birçok pozitif ve olumlu yönü var. Lakin bir sabah uyandığınızda her şeyi değişmiş buluyorsunuz. Rastgele başbakanlık ve bakanlıklar saldırıya uğruyor ve bombalanıyor. Bununla da kalınmıyor ve iktidardaki İşçi Partisinin gençlik kampına saldırı düzenleniyor ve rastgele onlarca genç katlediliyor. Saldırı yeri ana baba gününe dönüyor ve Tyrifjorden gölünün ortasındaki kampın yapıldığı Utoya adası ölüm adacığı haline geliyor. Yaylım ateşi altında kalan gençler, adadan öteki kıyıya çıkmak isterken ya arkalarından seken kurşunlara hedef oluyor ya da kargaşa içinde boğularak gölün dibini boyluyorlar. Hollywood'un değme filmlerine taş çıkartır.

Başbakan Jens Stoltenberg, Oslo'da düzenlediği basın toplantısında, gençlik kampına düzenlenen saldırıya işaret ederek şunları söylüyor: "Çocukluğumun cenneti dün cehenneme dönüştü." Cennet cehenneme dönüşürken bir ayrıntı da saldırının mahiyetiyle alakalı. Saldırganın mahiyeti ilginç: 32 yaşında Anders Behring Breivik isimli genç. Kimileri kendisi için aşırı sağ yakıştırması yapsa da Hıristiyan eğilimli birisi. ABD'nin sahte David'i veya Cyrus'u gibi. Polis yetkilisi Roger Andresen, basına yaptığı açıklamada, aşırı sağ görüşlü, Norveçli 32 yaşındaki şüpheliyi iki saldırıdan da sorumlu tutmak için kanıtların bulunduğunu belirtiyor. Şüphelinin polisle işbirliği yaptığını söyleyen Andresen, bu kişinin Hıristiyan kökten dinci görüşlü internet sitelerinde yorumlar yaptığını söyledi ancak bu sitelerin hangileri olduğuna ilişkin ayrıntılı bilgi vermedi. İsveç güvenlik güçleri son olayla birlikte ters köşeye yatmış ve İslami kesimleri radikalizmle suçlarken aşırı Hıristiyan köktencileri kucağında bulmuştur. Ülke tarihinde siyasi şiddet olayları neredeyse yok denecek kadar az. İkinci Dünya Savaşından beri ülke böyle bir saldırıya sahne olmamış. Oysa ki, Norveç istihbarat ajansı PST, Şubat ayında yaptığı açıklamada radikal İslam'ın ülkede ciddi bir tehdit oluşturduğunu ileri sürmüştü. PST'nin raporunda, "Norveç'te radikal İslam'ı destekleyen çok az sayıda insan olsa da bazı grupların içindeki faaliyetler 2011 yılında güvenlik riskini artırabilir" denmişti. Yalancının mumu yatsıya kadar yanarmış!

Batı toplumları iyice yoldan çıkmış durumda. Dünya muazzam bir küresel buhran yaşıyor. Dünya, manevi değerlerin aşınması ve hatta tersyüz olmasıyla birlikte büyük bir kimlik krizi yaşıyor. Batı İslam'la körlemesine savaşından olayı gözünün önündeki merteği göremez hale gelmiştir. Batı buhranının veya küresel buhranın bin bir veçhesi var. Amerikalılar hala nasıl olduğu bilinmeyen bir biçimde Bin Ladin'i öldürmüşler ve cesedini Arap Denizi'ne attıklarını duyurmuşlardı. Benzeri bir hadise Almanya'da yaşandı. Rudolf Hess'in ölüsünden ve Neonazilere etkisinden ve ilham kaynağı olmasından endişeye kapılan Alman makamları mezarını açarak cesedini yakmış ve küllerini denize ve havaya savurmuşlardı. Gandi'nin naşı gibi. Rusların da Hitler'in cesedini buldukları ve ona da aynı muameleyi yaptıkları tarihi rivayetlerden birisi. Lakin olaydaki şaşırtıcı noktalardan birisi dünya sisteminin ölülerin kudretiyle başa edememesidir. Bundan dolayı dünya sistemi nebbaş hale gelmiş ve başı dönmüştür... Dünya fırtına öncesi sessizlik halini yaşıyor. Bu sessizliği ilk bozan Arap Devrimi oldu. Gerisi geliyor. Dünyayı sıcak bir yaz değil sıcak yazlar bekliyor...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi