Faruk Çakır

Faruk Çakır

Üzeri örtülmesin, gerçekler açıklansın!

Üzeri örtülmesin, gerçekler açıklansın!

Şırnak’ın Uludere ilçesi Gülyazı, Ortasu ve Ortabağ köylerinden ‘sınır ticareti’ yapmak için Kuzey Irak’a geçen ve dönüş yolunda ‘terörist zannedilerek’ bombalanan köylülerden 35’inin ölmesi, sadece ailelerini değil hepimizi üzüntüye garketti.
Resmî ve sivil kişilerin yaptığı açıklamalardan, bu kişilerin ‘ticaret’ niyetiyle / ‘kaçak sigara ve mazot’ almak için yola çıktığı anlaşılıyor. Yine yapılan açıklamalardan, bu işlerin hep böyle sürdüğü, ‘yetkililer’in de bu ‘kaçakçılık’tan haberdar olduğu ve göz yumduğu ortaya çıkıyor. Neticede sivillerin bombalanmış olması, büyük bir felâket. Hadise meydana geldikten sonra ‘Bu hatayı kim işledi?’nin cevabı aranıyor. Bu bölgede yaşayan köylülerin ‘sınır ticareti’ ya da ‘kaçakçılık’ yoluyla geçinmek mecburiyetinde kalmış olması da Türkiye’yi idare edenlerin problemidir. “Gitmeseydi, yapmasaydı” demekle işin içinden çıkabilir miyiz? Uludere Kaymakamlığının internet sitesindeki bir haberde, “Gülyazı köyünde kurulan halı sahamızın açılışı kaymakamımız tarafından yapıldı” denilmiş. (http://www.uludere.gov.tr/default_B0.aspx?id=8) Demek ki Gülyazı’ya ‘futbol sahası’ gitmiş, ama problemler bitmemiş...
Hadisenin meydana gelmesinden sonra saatler ve neredeyse günler geçtiği halde ‘ayrıntılar’a ulaşılamamış olması, kamuoyunu tatmin edici açıklamaların vaktinde ve zamanında yapılamamış olması da ayrı bir eksiklik. Uçakların ‘yanlışlıkla’ sivilleri bombalaması 28 Aralık gününün gecesinde meydana geliyor. 29 Aralık 2011’in (Perşembe) öğle saatlerine kadar ikna edici bir açıklama yoktu. Bombalama neticesi vefat edenlerin ‘sivil ve silâhsız’ oldukları ancak Perşembe günü akşam saatlerine doğru ifade edildi. Bu noktada televizyonların da sorumluluğu vardır. 35 kişinin vefat ettiği bir hadise karşısında ilgisiz bir tavır sergilenmesi doğru mudur?
İnanın, insanların battaniyelere sarılmış şekilde kar üzerine yatırılması ve hele katırların sırtına yüklenerek taşınması içimizi sızlattı. Çocukluk yıllarımızda biz de katırlarla, Senoz yaylalarına ‘yük’ taşırdık ama bizim sürdüğümüz katırların yüklerinde erzak olurdu. Buradaki katırların ‘tay’larında ise ‘ölü insan’ var. Ne büyük bir acı. Allah (cc) vefat edenlerin yakınlarına sabır ihsan etsin. Âmin.
Ölenler geri gelmez, ama bu hadiselerden ders ve ibret almak lâzım. Benzer hataların, benzer yanlışların, benzer faciaların yaşanmaması için öncelikle bu yanlışa kim imza attıysa hukuk önünde hesap vermelidir. Nerede yanlış yapıldı? İstihbarat eksikliği mi var, yoksa kasıtlı bir yanıltma mı? Bütün bunlar âdil bir şekilde incelenmeli ve gerçekler ortaya çıkarılmalıdır.
Ne yazık ki verilen sözler çoğu zaman yerine getirilmediği için kamuoyu da ‘resmî’ açıklamalara mesafeli duruyor. Türkiye’yi idare edenler “Hiç kimse merak etmesin, sorumlular hesap verecek” anlamında açıklama yapmış olsa da ekseriyet bu beyanlar sonunda tatmin olmuş değil. İnsanlar, her türlü açıklamaya mesafeli duruyor. Çünkü geçmiş yıllarda da onlarca defa “Merak etmeyin, sorumlular hesap verecek” denilmişti. Verilen o sözler ekseriyetle unutuldu, unutturuldu.
Hiç değilse bu defa unutulmasın ve unutturulmasın. Bu hataya kim imza attıysa ortaya çıkarılsın. Çıkarılsın ki, yeni Uludere’ler, yeni facialar, yeni ‘hata’lar işlenmesin...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Faruk Çakır Arşivi