Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

İkinci Hutbe-i Şamiye

İkinci Hutbe-i Şamiye

Gerçekten de Arap Baharı’nın veya Arap devriminin şeyhi bila hilaf ve bila tereddüt Yusuf Karadavi’dir. “Yiğidi öldür hakkını ver” dedikleri gibi Karadavi kritik bir zaman diliminde çok büyük bir rol oynamıştır. Süreç içinde çokları yalpaladı ve hatta Kaddafi’ye destek verenler ve çıkanlar oldu. O ise hiç şaşmadı ve yalpalamadı. Kaddafi’nin ne dinle ne de akılla irtibatı vardı. Yeşil Kitap bile intihal ürünüdür. Marksist düşünürlerden İbrahim Bişara ve eşi yazmıştır. Kaddafi, bütün mukaddesat ve bahusus Kur’an, Hazreti Peygamber ve Hazreti Ömer hakkında bir Müslümana yakışmayacak şeyler söylemiştir. Değişken, huysuz ve istikrarsız bir tabiata sahipti. Halkına reva gördüğü şekilde hayatını kaybetmiştir. Amacı yeni bir Fatimi devleti kurmak ve yeni bir el Hakim Biemrillah olmaktı. Yeni bir Fatimi devleti kuramadı ama kendisi pekala El Hakim Biemrillah’ın yerini tuttu ve ona yakışır bir biçimde öldü. Kendisi gitti nükteleri kaldı yadigar! Yusuf Karadavi hiç yalpalamadan ihkak-ı hakta bulundu ve baştan beri Kaddafi’yi payladı ve takbih etti. Ardından Beşşar hakkında da aynı tavrını sürdürmüştür. Bazıları Kaddafi ile, Beşşar ile görüşmesini ağızlarına dolamış ve bir tutarsızlık ve nakise alameti olarak göstermeye kalkışmıştır. Elbette onlarla görüşmesinde de Müslümanların maslahatını gözetmiştir. Onlarla görüşmesi onların mutlak hak yanında olduklarını göstermez. Zararlarını azaltmak ve dindarları rahatlatmak istemiştir. Lakin hakkın ortaya çıkmasından ve bu rejimlerle halkın arasında ayrılık rüzgarları esmesiyle birlikte olması gerektiği yerde konumlanmıştır. Dolayısıyla Karadavi devrimin de, devrimcilerin de imamıdır. Karadavi bu tutumlarıyla hakkın yüzünü güldürmüş ve kafa karışıklığının önünü kesmiştir. Gerçek manada ümmete İslami ve siyasi rehberlik yapmıştır.

¥

Son konuşmasıyla veya Cuma hutbesiyle (17 Şubat 2012) gönüllere daha fazla su serpmiş ve ferahlık vermiştir. Bir müjdede bulunmuş ve şöyle söylemiştir: “İnşaallah yakında Emevi Camii’nde hutbe okuyacak ve Suriye halkını tebrik edeceğim.” Gerçekten de dünyanın suskunlukta kendisini yüzüstü bıraktığı Suriye halkı her türlü tebriki hak etmektedir. İçeride ve dışarıdaki hazele (yüzüstü bırakanlar ve yardımı esirgeyenler) takımına rağmen dimdik ayakta duruyor. Şer cephesinin suskun ve gürültülü ittifakına ve kalleşliğin sözlü ve fiilisine yani her türlüsüne rağmen direniyorlar. Bereketsiz senelerde bereket ve mucizelerin kesildiği dönemde adeta mucizeler gösteriyorlar. Devrim sürecinde Karadavi kimsesizlerin kimsesi olmuş ve Suriye halkını desteksiz bırakmamıştır. Çok yakında Beşşar rejiminin tamuyu boylayacağını müjdeleyen Karadavi bu menhus rejimin devrilmesinden sonra Şam’da meşhur Camii Emevi’de hutbe vererek Suriye halkını selamlayacağını ve tebrik edeceğini söylemiştir. Bu inşallah, Bediüzzaman’ın fecr-i sadıkı müjdelediği hutbesinin bir tasdiki ve bir düeti olacaktır. Şam Kudüs’e giden yolda zamanın Davud’unun gerçek otağı olacaktır. Karadavi, Rusya gibi, yetim Suriye devrimine karşı zalim ve müstebit Suriye rejimini destekleyenlerin parmaklarını ısıracaklarını ve kazandıklarını sandıkları noktada kaybedeceklerini ifade etmektedir. Karadavi, Rusya’nın bilincini kaybettiğini de söylemiştir. İnşaallah Suriye’deki Rus işbirlikçisi rejiminin devrilmesinden sonra sıra Çeçenistan ve Rusya’nın altında inim inim inleyen Müslüman ulusların ve toplumların kurtulmasına gelecektir. Rusya, Beşşar Esad’ı destekleyerek kendi kuyusunu kazmıştır. Rusya arı kovanına çomak sokmuştur ve bu çomak bumerang gibi tepesine inecektir.

¥

Karadavi Suriye rejimini yavrularını ve halkını yiyen canavara benzetmiştir. “Bana aslan kesilir halbuki savaşlarda devekuşu misalidir” mısralarında olduğu gibi Suriye rejimi kahramanlığını İsrail’e değil silahsız ve savunmasız halkına göstermektedir. Karadavi, Suriye halkından zafere kadar sebatkar olmalarını istemiştir. Yüce dağlar gibi boyun eğmez olmalarını istemiş ve onları taife-i mansure olarak selamlamıştır. Hakikaten taife-i mansurenin (muzaffer bölük) sıfatı şudur ki, onları herkes yalnız bıraksa da onlar hedeflerinden asla şaşmaz ve fütur getirmezler. Onca yalnızlığa karşı Şam halkında bir esneme ve yılma görebiliyor musunuz? Kella! Karadavi, Şam halkının zafere kavuşacağına dair Allah’a kasem etmektedir. Zira bu bir vaad-i ilahidir. Dünya birleşse bile bu zaferi Suriye halkının elinden kimse alamaz. Bediüzzaman’ın fecr-i sadıkla alakalı müjde hutbesinden sonra Karadavi’nin zafer hutbesini de bekliyoruz. Vema zelike alallahi biaziz...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi