Muhsin Meriç

Muhsin Meriç

Müslüman hayırseverlerin küresel mekanizma arayışı

Müslüman hayırseverlerin küresel mekanizma arayışı

İslâm dünyasının ‘standart belirleyemez’, ‘medeniyet inşâ edemez’ hâle gelmesinin bir tezâhürü de bilimden sanata, iş dünyasından siyasete kendi ‘dil’ini kullanamaması ve yeni kavram üretememesidir.

Bu böyle olunca Batı’nın ürettiği kavramlarla kendimizi ifade etmek, kimi zaman bir mecburiyet sonucu olurken, kimi zaman da bu durum, ya stratejik ve faydacı bir tercih yahut özgüven eksikliğinin dışavurumu gibi değerlendirilebilir.

Bazen bir âleme nüfuz etmek için o âlemin ıstılahlarını kullanırız, bazen de bir âlemden olmadığımızı ifade etmek için!

Vakıa budur; dövünmeye gerek yok!

Bu girişe asıl başka bir konuya temas etmek için ihtiyaç duydum. Yoksa niyetim dil ve kavramlar üzerinden can sıkıcı bir değerlendirme yapmak değil bugün!

Efendim, mesele şudur: 2007 Mart’ında İstanbul’da “Dünya Müslüman Yardımseverler Kongresi” (WCMP) düzenlendi. (Asıl adı: World Congress of Muslim Philanthropists-WCMP) Başbakan Erdoğan’ın açılışını yaptığı bu kongreye dünyanın önde gelen Müslüman hayırseverleri, bağışçı işadamları, diplomatlar, sivil toplum temsilcileri katıldılar. Nihayetinde bu kongre kurumsallaştı ve dünyadaki Müslüman bağışçıları daha etkin bir hale dönüştürmeyi hedefleyen küresel bir ‘ağ’ haline geldi.

Global 28 Şubat olan 11 Eylül atmosferinde hesapları dondurulan veya takibe alınan binlerce hayırsever işadamı, hem bir araya gelip istişarelerde bulunmak hem de meşru ve yasal kurumların doğru projelerine fon temin etmek için bu ağı kurdular; kurarken de Batı’nın da bildiği bir kavramla kendilerini ifade ettiler: “Müslüman Filantropistler”

Filantropi (Philanthrophy), uluslararası üçüncü sektör literatüründe son zamanlarda çokça kullanılan bir kavram. Kökeni Yunanca olan filantropi, kelime anlamı itibariyle ‘insan sevgisi’ demek. Geniş anlamıyla ise “ortak faydanın desteklenmesi için yapılan gönüllü hayrî bağış” anlamına geliyor.

Türkiye’de tıp okumuş, dünyanın en etkin 500 Müslümanı arasında gösterilen Pakistanlı Dr. Tarık Çima’nın CEO’su olduğu Müslüman Filantropistler (hayırseverler) İstanbul’dan sonra sırayla Abu Dabi, Katar, Dubai ve en son da geçen hafta da Malezya’da uluslararası toplantılar gerçekleştirdiler.

Bu toplantılarda İslam dünyasının finans yapısından zekât müessesesine, vakıf geleneğinin ihya edilmesinden gençlerin birer hayırsever olarak yetiştirilmesi gerektiği gibi teorik konuların yanı sıra somut proje örneklerini de tartıştılar. Türkiye’den İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (İDSB)’nin 2008’de Doha’da ortaklık anlaşması imzaladığı WCMP, bugüne kadar diğer İslam ülkelerinden, özellikle de körfezden önemli vakıflarla ortaklıklar tesis etti. İslam İşbirliği Teşkilatı (OIC) de bu inisiyatife başından beri destek veriyor.

Geçen hafta Malezya’da gerçekleştirilen 2012 istişaresinde İslam Kalkınma Bankası Dayanışma Fonu (ISFD) ile de bir mutabakat zaptı imzalayan WCMP, iyi projelere fon temin etmek için Hasenat Fonu ve kredi sağlamak için Selsebil ve Kantara, bu konuları akademik zeminde geliştirmek için de Filantropi Akademi gibi müesseseler de kuruyor. Henüz beş yaşındaki WCMP’nin uluslararası sahada geldiği nokta gelecek için çok ümit verici.

İslam dünyası, tüm zenginliklerine rağmen, her sahada ve her ölçekte ittifak edememenin ve köklerine ve değerlerine yabanileşmenin neticesi olarak sefâleti ve fakirliği, işgali ve zulmü son asırda ciddi anlamda yaşadı, yaşamaya da devam ediyor. Bu deveranı tersine çevirmek için tüm dünyada hummalı faaliyetler de var. Ama henüz, bunların çoğu küresel etki uyandırmaktan çok uzaklar. Doğru tebliğ, etkin temsil mekanizmalarının yanı sıra, WCMP gibi küresel projelerin de ayağa kalkması ve saat gibi çalışan sistemlerin kurulması gerekiyor artık.



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Muhsin Meriç Arşivi