İslam âlemi ve yakın/gönül coğrafyamızla alakalı pek çok mesele gibi ‘Filistin meselesi’ de çokça konuştuğumuz, yardım kampanyaları yaptığımız, toplantılar düzenlediğimiz ama pek az bilgi sahibi olduğumuz bir saha.

Bu tespiti sadece Filistin’le ilgili şu iki soruya cevap vererek test edebilirsiniz: “Filistin’le ilgili Türkçe hangi eserleri okudunuz?” “Kudüs tarihi hangi kaynaklardan öğrenilebilir?”

Bu sorulara yerli kaynaklardan verilebilecek cevaplar oldukça sınırlı, hatta dört başı mamur eser yok denecek kadar az! Olanları da okuyanımız maalesef çok fazla değil!

Esasında Filistin için geçerli olan bu tespit ve sorgulama bize coğrafi olarak çok yakın olduğu halde zihinsel olarak ıraklaştı(rdığı)mız Irak, Suriye, Balkanlar, Kafkasya, Türkistan, Kırım ve Kıbrıs gibi yerler için de geçerli.

Son yıllarda bu bölgelerle ilgilenen enstitü ve sivil toplum kuruluşlarının çoğalması, akademik camianın söz konusu coğrafya ile etkileşimi ve yerel yönetimlerin kardeş şehirlerle ilgili projeleri neticesinde bazı yazılı ve görsel eserler ortaya çıkmaya başladı.

Filistin ve bilhassa Kudüs ise bambaşka ve tüm meselelerin mihrak noktası denebilecek önemde! Bölgesel ve küresel barış çalışmalarının düğümlendiği bir merkez Kudüs! ‘İnsanlık vicdanı’nın beşiği olan Kudüs meselesi ve Filistin sorunu çözüme kavuşmadan bölgenin ve dünyanın huzur bulması imkânsız.

Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı (TGTV), “Filistin sorununun toplumda daha doğru ve nitelikli tanınmasına yönelik akademik ve uzun soluklu olarak, tarihsel, kültürel, siyasi ve dini araştırmalar yapmak, konuya yönelik aktif çalışan STK’lar arasında iletişim ve işbirliğini güçlendirmek ve daha etkin organizasyonlar gerçekleştirmek” için 2009 Ocak ayında Filistin Platformu’nu kurdu.

İsrail’in Gazze’ye yönelik gerçekleştirdiği “Dökme Kurşun Operasyonu” (27 Aralık 2008-18 Ocak 2009) sonrasında kurulan, Erol Yarar başkanlığındaki platform, ilk icraat olarak meş’um operasyon hakkında hazırlanan ve Kasım 2009’da Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’ndan geçen Goldstone Raporu’nu Türkçe’ye çevirerek istifadeye sundu. Bununla birlikte raporla ilgili çalışmaları ve uluslararası mevzuatı da kitaplaştıran platform, böylelikle İsrail’in işlemiş olduğu insanlık suçlarının adli takibatı için hukuki ve fikri bir zemin tesis edilmesine katkıda bulundu.

Filistin Platformu, geçen hafta, 3 Mayıs Perşembe günü “BM Zemininde Filistin Meselesi” başlıklı Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun da katıldığı bir panel tertip etti ve bir süredir üzerinde çalışılan, Filistin’le ilgili “BM Genel Kurul Konuşmaları” ve “Güvenlik Konseyi Kararları”nı iki dilde bir araya getirerek yayınladı. Değerli genç akademisyen kardeşim Muhammed Hüseyin Mercan’ın koordinatörlüğündeki çalışma, mezkûr karar ve konuşmalara ulaşmayı kolaylaştırdığı için çok kıymetli. Bu önemli çalışmaya destek veren Üsküdar Belediye Başkanı Mustafa Kara ve Refah belediyesi ile kardeş şehir olan Sancaktepe Belediye Başkanı İsmail Erdem başta olmak üzere emeği geçenler teşekkür ve tebriki fazlasıyla hak ediyor.

Ahmet Davutoğlu’nun Filistin meselesi için ‘doğru adres’ dediği BM ise bugün ‘insanlık vicdanı’nın sesini terennüm etmekten çok uzak. İslam dünyasının ‘vicdanının sesi’ olması beklenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ise henüz beklentileri karşılayacak güçte değil.

Filistin Platformu’nun son çalışması BM’ye ‘reform çağrısı’ olduğu kadar İİT’ye de önemli bir ‘inisiyatif alma daveti’ anlamına da geliyor. Önümüzdeki yıllar bu ‘çağrı’ ve ‘davet’e ‘icabet’in nasıl olacağının tartışmaları ile geçecek. Ya bu teşkilatlar ‘vicdanların sesi’ne kulak verip onu terennüm edecekler yahut tarih olacaklar