Muhsin Meriç

Muhsin Meriç

11 Eylül’den 11 yıl sonra

11 Eylül’den 11 yıl sonra

Hakkında sayılamayacak kadar çok haber, makale, film üretildi; tartışma yapıldı, komplo teorileri yazıldı. “Kim yaptı?”, “Kim zarar gördü?” oyalaması ‘dipsiz bir kuyu’ körlüğünde devam ederken, ‘çıplak gerçekler’ hep ıskalandı, bu arada atı alan Üsküdar’ı geçti!


Üzerinden 11 yıl geçti; ne 11 Eylül (9/11) tüm yönleriyle aydınlatılabildi, ne 11 Eylül bahanesiyle işgal edilen İslam coğrafyasına huzur geldi ne de İslam dünyası 11 Eylül sonrası travmasını, içte ve dışta, gidermeye yönelik, küresel çapta, herhangi bir siyasi, kültürel ve entelektüel bir proje gerçekleştirebildi! Çünkü iç, yapısal meselelerle yüzleşme cesareti ve dış baskılara karşı koyma kabiliyeti maalesef henüz yeterince olgunlaşmadı İslam dünyasında.


150 sene güvenlik endişesi taşımayan hatta artık sistem olarak insanlığın ulaşabileceği en yüksek seviyeye ulaşıldığından hareketle ‘tarihin sonu’nun ilan edildiği bir hengâmede meydana gelen 11 Eylül ‘saldırı’sı akabinde ABD’nin karşılaştığı zarardan binlerce kat fazlasını İslam dünyası çekti ve çekmeye de devam ediyor.


Sadece Afganistan (7 Ekim 2001) ve Irak (20 Mart 2003) işgallerinin bilançoları bile 11 Eylül hadiselerinin ne denli büyük bir yıkıma sebep olduğunu görmek için yeterli. 11 Eylül’de New York’ta hayatını kaybeden 2551 kişiye 8,7 milyar dolar tazminat ödenirken buna mukabil sadece Afganistan’da 70 binden fazla Afgan katledildi ve 30 milyonluk Afganistan’ın 20 milyonu günlük 1,5 dolardan daha az bir gelirle yaşamaya mahkûm edildi. Bitmedi; sefalet, yokluk ve endişe ile geçecek gelecek on yıllar çalındı bu coğrafyanın sakinlerinden. Hem de vahşice!


Ya Irak? O bize çok yakın ama hakikatte çok ırak olan bedbaht memlekete ne oldu? 2,5 milyon Iraklı evsiz, 4 milyon çocuk yetim kaldı. 1,5 milyon Iraklı hayatını kaybetti. 800 bin kişi kayboldu. 300 bin kişi hapse mahkûm oldu. 4,5 milyon kişi yerinden yurdundan göç etmek zorunda kaldı. 26 milyon Iraklının 7 milyonu açlık sınırında yaşıyor bugün! Dul kalan kadın sayısı 2 milyon. Tarihi eser yağması, ekonomik yıkım, sağlık, altyapı, eğitim tahribatını saymıyorum bile!


11 Eylül meş’um hadiselerinin müsebbibi olarak ilan edilen El Kaide lideri Usame bin Laden’in 1 Mayıs 2011’de İslamabad’da öldürüldüğünü Barack Hüseyin Obama “Adalet yerini buldu!” diyerek kamuoyuna duyurdu. Evanjelik bir çatlağın ‘Haçlı Seferi’ diye başlattığı operasyon bitmiş miydi peki? Laden’i denize gömdüklerinde İslam ülkeleri liderlerinden memnuniyetlerini açıklayanlar bile olmuştu!


Sorun da burada zaten; İslam dünyasının nasıl tepki verdiği ve tüm bu olan biten karşısında 11 yıldır, savunmacı, apolojetik, ve hep ‘öteki’ni suçlayıcı ‘tavır’dan; düzen kurucu, ne olmadığını değil ne olduğunu ‘öz güven’le ifade edebilen, her sahada standart oluşturan, müttefik ve müttehit bir duruma geçmek ümit ve hayal edilen.


11 Eylül’den 11 sene sonra devam eden İslam dünyasına yönelik işgaller ve haksız uygulamalar, Arap baharı sürecinde ortaya çıkan kirli ittifaklar ve fitne rüzgârları, İslam ülkelerinin ittifaksızlığı ve İslam karşıtlığı veya İslamofobi ile mücadele için ‘doğru tebliğ’ ve ‘etkin temsil’ mekanizmalarının oluşturulamamış olması gerçeklerini tespit edelim.


‘Konferans’tan ‘işbirliği’ne inkılâp eden İslam İşbirliği Teşkilatı, henüz somut bir meyve vermeyen Medeniyetler İttifakı girişimi, sivil toplum kuruluşlarının mevzi denebilecek, kurdukları tebliğ ve davet sistemleri, New York’ta sıfır noktasına kurulmaya çalışılan ama neticelenemeyen İslam merkezi projesi, Amerikalı Müslümanların diyalog ve insan haklarına yönelik çabaları ve benzerleri...


Biraz vicdan azabı biraz savunma refleksi ile “Bu süreçte hiç mi hayırlı ve başarılı bir şey olmadı?” sorusu akla gelse ve buna verilebilecek “Evet, oldu...” ile başlayan yüzlerce cevap olsa da gelinen noktadaki noksanlık ve zaafları görmemize mani değil! Yahut olumlu gelişmelere bel bağlayıp iktifa etmek, teselli bulmak bizi hüsran ve pişmanlıktan başka bir noktaya götürmez!


Ümit ederiz, önümüzdeki yıldönümlerinde, yine 11 Eylül hadiselerinin nasıl olduğuna dair komplo sakızlarını çiğnemekle vakit kaybetmez, yapısal sorunlarımıza deva olacak ve temsil mekanizmalarımızı kuvvetlendirecek projeleri konuşuyor oluruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Muhsin Meriç Arşivi