Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Zara’da Akif’i anlatmak

Zara’da Akif’i anlatmak

Ahirzamanda mübeşşirat yani müjdeci nevinden rüyaların kesafet kazanacağı beyan edilmektedir.


Mübeşşirat nevinden rüyaların bir bölümü de mutabık rüyalar (tevatu) şeklinde gerçekleşecek. Baskı dönemlerinde sembolizm dili gelişirken buhran dönemlerinde de rüyalar kesafet kazanmaktadır. Lakin mutabakat düzeyinde gerçekleşen rüyalar daima sahih ve sağlıklı mıdır? 1400 hicri yılında Mekke baskını ve Cüheyman hadisesinde de mutabık rüyalar aktarılmıştır. Bununla birlikte, Cüheyman hadisesi hem başarısız bitmiş hem de şer’i mahiyeti meçhuldür. Ölçülerin şaştığı bir dönemden geçiyoruz. Bundan dolayı zihinler bulanık ve buhran da tavana vurmuş durumdadır. Rüyaların bolluğu da bizi ortak bir kanaate ulaştırmıyor. Rüyaları görmek kadar sahihini sakiminden ayırmak gerektiği gibi yorumlamak da maharet ister. Dolayısıyla rüyayı görmekle sonuca varılmıyor. İşte bu nedenden dolayı Er Riyad gazetesinde yazan ve meşhur televizyon yapımcısı Türki Dahil bir yazısını rüyalara ayırmış ve rüya yorumcularının da disiplin altına alınması gerektiğini vurguluyor. Zira yanlış yorumların bedeli oluyor. Kore Olson Takımı ile Mısır Ehli takımı arasında yapılacak maç öncesinde birçok kişi rüyasında Ehli takımının maçı kazanacağını görmüş. Tabii maçın skoru rüyayı görenleri tekzip etmiş. Bundan dolayı Şeyh Gazi Eş Şemri gibiler rüya tabircilerine bir standart getirilmesini ve disipline edilmelerini tavsiye ediyor. Bu hususta Türki Dahil’in anlattığı zarif hikayelerden birisi tabircilerden birisinin bir kızın gördüğü rüyayı Harem İmamı Südeys ile evleneceğine yorması ve beklemesi gerektiğini telkin etmesi üzerine kızın evde kalması ve kırkına dayanmasıdır (http://www.alriyadh.com/2012/11/13/article783796.html ). Südeys ile dest-i zevacı beklerken ömür trenini kaçırması tabircilerin işgüzarlıklarından olsa gerek.

¥

Bununla birlikte yine de ben bugün sizlerle bir rüyayı ve anlamını paylaşacağım. Bu rüyayı gören değerli dostumuz ve Şiirden Şuura programının yapımcısı Fazlı Karaman Bey. Geçenlerde ziyaretine gittim bana ilginç bir rüyasını anlattı ve rüya Akif ve benimle ilgili. Tabirini ve yorumunu da benden istedi. Rüyasında Fazlı Bey beni Myanmar ile ilgili bir toplantıya, konferansa veya yardım kampanyasına çağırıyor. Belki de birlikte yardım kampanyası babından Myanmar’a gideceğiz. Lakin ben itiraz ediyor ve ‘Sivas’ın Zara’sında önemli bir konferansım var. Gelemem. Zara’da Akif’i anlatacağım’ diyormuşum. Rüya bundan ibaret. Gelmişken, Fazıl Bey tabirini de benden rica etti. Açık rüya karşısında ben de şunu söyledim: “Myanmar önemli ama merkezi tahkim etmek daha önemli. Merkez Türkiye. Merkezi de ancak Akif’in anlayışıyla tamir ve tahkim edebiliriz. Bundan dolayı Myanmar’a gitmiyor ve Sivas’ın bir ücra köşesi olan Zara’da Akif’i anlatmayı yeğliyorum.” Gerçek de böyledir. Takdim tehir meselesi. Bu rüyadan Myanmar’ın önemsizliğini değil Anadolu’nun önemini çıkartmalıyız.

¥

Merkez Türkiye, merkez Ortadoğu ve merkez Ehl-i sünnet anlayışı. Bu anlamda bütün merkezlerin tahkim edilmesi, güçlendirilmesi gerekir. Anadolu’nun merkeziyetini Bediüzzaman, Musa Carullah Bigiyef gibi zevatın tamamı onaylıyor. Akif üzerinden Fazlı Bey’in rüyası da onaylıyor. Kimseyi rüyayı bizim gibi anlamaya zorlamıyoruz ama yine de tabirine bizi ikna etmesi için daha iyi bir tevil getirmesi gerekir. Rüyayı aktardığı sohbette Anadolu’nun merkeziyetiyle alakalı bir başka olayı aktardı. 1976 yılında merhum Muammer Dolmacı, zamanın Karayolları Müdürü Orhan Batı ile birlikte Libya’ya geliyorlar ve Libya karayolları Müdürü Abdulkadir Cibali’nin misafiri oluyorlar. Vaktiyle Bayındırlık Bakanlığı Müsteşarı olan Muammer Dolmacı Beyefendi Fazlı Bey’den Sakarya Türküsünü okumasını istiyor. Bunun üzerine Abdulkadir Cibali, Türk heyetine dönerek ‘Salahaddin’i tanıyorlar mı?’ diye bir soru tevcih ediyor. Heyet elbette tanıdıklarını ve Kudüs’ü kurtardığını hatırlatıyorlar. Bunun üzerine Abdulkadir Cibali tarihi bir söz söylüyor: “İslam dünyası olarak yeni bir Salahaddin’i bekliyoruz. Bu inşallah Türkler arasından ve Türkiye’den çıkacak. Buna hazırlanın, hazır olun…” Salahaddin’in yeni ülkesi Türkiye’dir. Arap-Türk birliğidir. Akif’i anlamak ve anlatmak Salahaddin’e yol açmaktır. Salahaddin’in de Akif’in de Muammer Dolmacı ve arkadaşlarının da ruhları şâd olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum
Mustafa Özcan Arşivi