Muhsin Meriç

Muhsin Meriç

15 Mart Gazap Günü’ne doğru..

15 Mart Gazap Günü’ne doğru..

 

İki yıl önce bugün 6 Mart 2011’de, Suriye’nin Ürdün sınırına yakın Der’a şehrinde Mısır devriminden etkilenen aynı aileden ve yaşları 9-15 arası değişen 15 çocuk Esed aleyhine duvarlara yazılar yazdıkları için tutuklandı.
Der’alı masumlar işkenceye uğradı, tırnakları söküldü, ikisi öldürüldü!
Geriye kalanların bazıları bugün sakat! Çocuklarını istemek için istihbarat merkezine giden ebeveynlere “Çocuklarınızı unutun, yenilerini yapın!” dendi.
Der’a’da başladı her şey!
 
15 Mart ‘Gazap Günü’ olarak kabul edildi ve rejimi değişime davet eden o zamana kadarki en büyük gösteri yapıldı.
Aynı günlerde Lazkiye’de Esed’in memleketinde Filistinliler devrim ateşini yaktı!
Lazkiyeli Türkmen bir dostum, “Bu bir mucize!” diyordu.
Artık inkılâp başlamıştı ve yarım bırakılamazdı!
İstekleri açıktı: “Halk rejimin değişmesini istiyor!”
O zamanlar Türkiye’de seçim telaşı vardı ve Haziran 2011 seçimleri için hararetli bir kampanya devam ediyordu.
Suriyeliler sokaklara dökülmeye; Esed de barışçıl gösterileri kan dökerek bastırmaya devam ediyordu.
 
19 Mart’ta Der’a Esed güçlerince kuşatıldı.
25 Mart’a Suriyeliler ‘Onur Cuması’ dediler ve Suriye’nin büyük şehirlerinde gösteriler yaptılar.
Slogan yine aynıydı: “Halk rejimin değişmesini istiyor!”
28 Nisan’da Der’a’da ilk defa tanklar halka karşı kullanıldı.
Gösteriler Halep’e çoktan sıçramıştı.
4 Temmuz’da Suriye ordusu tanklar ve buldozerlerle Hama’ya girdi.
29 Temmuz’da Hür Suriye Ordusu kuruldu.
Artık meydanlardaki slogan değişim değil devrim istiyordu: “Halk rejimin düşmesini istiyor!”
 
9 Ağustos’ta Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Esed’le en son ve uzun 6 saatlik görüşmesi gerçekleşti. Bakan’ın 62 defa Suriye’yi ziyaret etmesi ve görüşmeler Baas rejimine geri adım attırmadı. Hesap da proje de Suriye’yi aşıyordu! Şam’dan öte Şam vardı! Moskova-Tahran-Şam ekseni madalyonun görünen yüzüydü ve görünmeyen tarafında daha kirli ittifakların olduğu çok sonraları ortaya anlaşılacaktı.
Haziran 2011 seçimlerinin rüzgârından dolayı Suriye’de olan bitenler önceleri Türkiye gündemine giremedi bile.
 
Katliamın ve yıkımın boyutları artmasına rağmen Türkiye’deki Esed ve müttefikleri lobisinin etkisiyle tarihin en çetin katliamlarından birisi uzun süre hakkıyla anlaşılamadı. Anlaşılsa da aynı lobinin marifetiyle kirli ve şerli bir ittifakla Esed rejimini destekleyen bir kitle hep var oldu Türkiye’de.
 
Şimdi bile, Suriye nüfusunun en az dörtte biri (5 milyon) kendi ülkesinde muhacir ve muhtaç, 1 milyon çevre ülkelerde mülteci, 70 bin şehit, 100 binden fazla kayıp, 400 bine yakın tutuklu olduğu halde yazılı ve görsel basında ne kadar yer bulabiliyor? Sivil toplum kuruluşlarımız, insan hakları örgütlerimiz, sözüm ona millet ve ümmet derdinde olduğunu iddia eden siyasi partilerimiz akan kana “dur” diyebiliyorlar mı?  
Suriyeliler İslam ülkelerinden, küresel güçlerden bekledikleri ve hak ettikleri desteği göremediler!
 
Bu durum onları ümitsizliğe sevk etmedi!
İki gün önce büyük bir şehir Rakka’da Esed putları devrildi! Şehir ‘hürriyet’le tanıştı.
Üç gün önce sahil cephesinin 17 noktasından Türkmen Dağı, Kürt Dağı ve Haffe’ye başlatılan Baas taarruzu püskürtüldü.
İnsani trajedi her geçen gün büyüse de Suriyelilerdeki cansiperane direniş ve muhteşem diriliş azalmıyor, bitmiyor!
Sloganlar ise çoktan değişti: “Allah’tan başka yerden yardım istemiyoruz!”  

¥
 
Her şey iki yıl önce bugünlerde başladı.
Der’a’da başladı her şey!
Suriye kıstağında hayat-memat mücadelesi sürüyor!
Suriyeliler direnmeye devam ediyor.
Biz, dirilmemekte inat etmeyelim!
Suriyeliler her gün onlarca şehit veriyor.
Biz, uyanmamakta, ittifak etmemekte inat etmeyelim!
Gazap Günü yaklaşırken, tüm gazabımızı Esed ve taraftarlarına, merhametimizi kardeşlerimize yöneltelim Allah aşkına!
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Muhsin Meriç Arşivi