Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Eskiler derlerdi ki

Eskiler derlerdi ki

Eski mütedeyyin insanlar, bir köyün arazisinde yürürken, CHP’lilerin tarlasının sınırına bile basıp geçmezlermiş.

Ben de çocuk aklımla; “Neden böyle yaparlar, tarla değil mi, yenilmez içilmez geçilse ne olur?” demiştim. Demişlerdi ki;
-“Oğul, bunların tarlasından değil geçmek, sınırına bile basılmaz. Bir lokma otları dahi hayvanlara yedirilmez.” Yine sormuştum;
“Ot değil mi her yerde var, niye bunların otları yenilmesin.” Demişlerdi ki;
-“Onların otu kıymetli olur. Sen ot dersin, onlar ‘ekinimizi yedirdin’ diye iftira atarlar.”
Sorular peş peşe gelince ihtiyarlardan birisi caminin duvar dibindeki büyük ağaca oturur, İnönü’den başlayarak uzun uzun CHP zulmünü anlatırdı.
Çocuk aklımla pek tasavvur edemezdim o yıllarda. Biraz büyüyünce anladım ki, eskiler az bile anlatmış.
Mesela biliyor musunuz, hamdolsun şimdiye kadar bilerek ve isteyerek kursağımdan hiçbir CHP’linin ne ekmeği ne suyu geçmemiştir. Bundan sonra da geçmez İnşaallah.
Ha şimdi aklıma geldi bir de demişlerdi ki;
-“Eğer arazide namaz kılacak olursanız ya köye ait arazide kılın ya da sahibini bildiğiniz veya namaza izin verecek birisinin arazisinde kılın.”
Sahibinden izin almadan kimsenin tarlasında, bağında, bahçesinde namaz kılmayın. Hele CHP’lilerin arazisinde asla kılmayın. ‘Bizim bağda namaz kıldıydın’ diye kırk yıl başa kakınç yaparlar.”
Neyse bu faslı geçelim, daha neler var.
……………………
“Helal ve Haram” sözcükleriyle çok küçük yaşta tanıştırıldım. İlk öğrendiğim düstur;
“Harama el uzatmamaktı.” Epeyce bir zaman, harama el uzatmamanın ne demek olduğunu çözmeye çalıştım.
Sonra ehli iman birine dedim ki;
-“Kimin neyi haram nasıl bileyim, siz bana harama ve helale aldırış etmeyenleri tarif edin ki, ben de ona göre davranayım.”
Ehli iman da üç özellik saydı ve dedi ki;
-“Kimin kazancının, yediğinin, içtiğinin helal mi haram mı olduğunu elbet bilemeyiz. Ama şu üç nokta önemlidir, onlara dikkat edersen öğrenmiş olursun.
Birincisi; Müslüman görünürler ama dine muhalefet ederler. Bunlar sürekli dinimizi, Allah’ı ve Peygamberi sorgular ve hep kafa karıştırırlar.
İkincisi; Menfaatperesttirler. Menfaatlerinin olmadığı hiçbir yerde olmazlar. Devamlı beklenti içerisindedirler. Karşılıksız hizmet etmez ve her hizmete bir bedel isterler.
Üçüncüsü; Aile bütünlüğünden nefret ederler. Aile parçalanmalarına sebep olurlar, göçlere neden olurlar, mal ve mülk uğruna birbirleriyle hep kavgalıdırlar.
Dede, nine, anne, baba, hala, teyze, dayı, amca, kayınvalide, kayınpeder gibi yakın ve uzak akrabalardan oluşan aile bütünlüğünün böyleleri için bir kıymeti yoktur.”
………………….
    fet ederler. İki; Menfaatperesttirler. Üç; Aile bütünlüğünden nefret ederler.
İlave; çok yerler, çok kahkaha atarlar ve çok kavga ederler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi