Muhsin Meriç

Muhsin Meriç

Sisi’nin bumerangı ve Türkiye’nin ‘sessiz devrimi’

Sisi’nin bumerangı ve Türkiye’nin ‘sessiz devrimi’

Ramazan’ın üçte birlik bölümünü idrak etmek üzereyiz.

Gözümüz, gönlümüz Mısır’da Adeviye meydanında başladık Oruç Ayı’na, öyle de devam ediyor.
Bir yandan Suriyelilerin neredeyse yedi düvele karşı kurtuluş savaşları sürerken küresel şer odaklarının Mısır’ı Ramazan’da yangın yerine çevirmesi İslam Dünyası’nı biraz daha boğmayı hedefliyor.
Eski usullerle yeni “tehditler”i bertaraf etmeyi amaçlayan ‘Sisi soslu’ darbe, yerel-bölgesel-küresel işbirlikçileri ile psikolojik rüzgârını kaybetse de halen yürürlükte; meşruiyet arayışları devam ediyor…  

DARBE-SEVER MİHRAKLARIN KORKUSU!

Meşru hükümet ve cumhurbaşkanını derdest eden cuntaya karşı Mısırlıların direnişi ise göz kamaştırıyor, âleme ders veriyor.
Bu direnişin tetikleyeceği ve inşa edeceği ‘kolektif şuur’, ‘şuurlu teyakkuz’, ‘müteyakkız tedbir’ ve ‘tedbirli düşmanlık’ hali, vakti saati geldiğinde Sisi ve işbirlikçilerine bumerang etkisi yapabilir.
Bu ‘devrim-sever’ ‘güdümlü bumerang’dan ABD, İsrail ve Körfez başta olmak üzere tüm ‘darbe-sever’ mihrakların zarar görmemek için yeni ayak bağlarıyla İslam Dünyası’nı oyalayacakları ihtimali şeytanın en bildik taktiklerinden ve gün gibi aşikâr.  

ÇÖZÜM SÜRECİ ÇÖZÜLME SÜRECİ OLMASIN!

Bu taktiklerin öncelikli hedefinin İslam Dünyası’na karşı ‘himaye ve sahiplenme’ siyaseti izleyen Türkiye’nin olacağı besbelli.
Bunun için, ‘kirli Gezi koalisyonu’ vuruşa vuruşa geri çekiliyor bugünlerde ama tüm alametler gösteriyor ki pes etmiş değiller.
Bunun için, zaman ayarlı kalemler habire yaylım ateşine tutuyorlar hükümeti.
Bunun için, ‘çözüm süreci’ ‘çözülme süreci’ne evrilsin diye elinden geleni ardına koymayan sinsi ve zinde bir zümre var.  

KAZLIÇEŞME’NİN KANADI NİÇİN KIRIKTI?

Bu sinsi ve zinde zümreler gemiyi delme planları yaparken Mursi’ye ve dolayısıyla Türkiye’nin Mısır siyasetine en anlamlı desteklerden birisi hiç şüphesiz Saadet Partisi’nin öncülüğünde, Mısır Platformu tarafından tertip edilen Kazlıçeşme mitingi idi.
Bu mitingi alkışlamakla birlikte sesimizi duyurabildiğimiz kadar mitingde eğer Suriyelilere de mesaj verilmezse, Esed ve işbirlikçileri de lanetlenmezse eksik olacağını, bir kanadının kırık olacağını ifade ettik.
Bu kapsamda, gayet isabetle “Defol Sisi!” manşeti atılmasına destek verip, niçin “Defol Esed!” başlığı da atılmıyor diye sorunca, işitmediğimiz kalmadı!
Sormazlar mı adama, “Hem ümmet diyeceksin, birlik diyeceksin hem de 3 Ramazandır burnunun dibinde oluk oluk kan akacak, ses çıkartmayacaksın, var mı bunun bir cevabı?” diye.
Sorunun cevabını gayet iyi bilsek de sormaya, sorgulamaya devam edeceğiz.
Eski çamlar bardak oldu ama eski siyasi taassuplar değişmedi maalesef!
Bu noktada en veciz ve ibretlik söz şu olmalı:
“Ya yeni hal ya izmihlal!”

SESSİZ DEVRİM

Özellikle Gezi hadiseleri sonrası hemen her dost meclisinde aynı soru soruluyor: “Ne olacak bu gençliğin hali?”
Soruyu soranların sonucu sorun edip etmediklerini somut bir icraat teklif ettiğimde aldığım cevaplarla test ediyorum.
Vurdumduymaz ve nemelazımcı, dostlar alışverişte görsüncü bir kesime mukabil gençlere yönelik aklı başında çalışma yapan yapı ve kurumlar bu süreçte vites büyüttü bile.
Sessiz devrim devam ediyor çok şükür.    
Ümitvarız, hem de çok…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Muhsin Meriç Arşivi