Prof. Dr. Şaban Şimşek

Prof. Dr. Şaban Şimşek

Bis: “Allah bu Memleketi CemaatÇİLİKten Korusun!.. Amin.”

Bis: “Allah bu Memleketi CemaatÇİLİKten Korusun!.. Amin.”

Eskiyi hatırlatıp “Ben demiştim” demek çok da başvurduğum bir söylem değildir. Ancak bugün geldiğimiz noktada, benim o zamanlar arkadaşlarıma “Bakın ben megaloman filan değilim ama size açıklıkla söylüyorum; bu yazdıklarımı tarihi yazılardır, kaydedin. Bugün kıymeti bilinmese de hatta bu sebeple tu kaka edilsem de, çok zaman geçmeyecek ve yazdıklarımın gerçekleşeceğini göreceksiniz” dediğimi söylemek durumundayım. Malum operasyonun başladığı andan beri susmayan telefonum bunu bana mecbur etti. Hepsi bir ağızdan; “bak senin yazdıkların aynen çıkıyor” diyorlar.

Peki, neydi yazdıklarım?

Bugün bir takım yolsuzluk iddiaları öne çıkarılarak (ki ben yolsuzlukların her devirde olduğuna inanan bir insanım. Bugün de, yine açık yüreklilikle söylüyorum eskisinden çok farklı olduğunu düşünmüyorum. Belki ölçüsü yönü farklıdır o kadar!) siyasetin yeniden dizayn edilme operasyonunun temeli de dahil olmak üzere, öz fonksiyonlarından kopan cemaatlerin dün milleti (cemaatlerine çekmek üzere) paylaşmak için verdikleri mücadeleyi bugün devleti paylaşmaya kadar vardırdıklarını ve bu meyanda kıyasıya bir (devletleşmesi dememiş olsam da) çatışmanın içine girdiklerini yazmıştım.

Ve sonunda; “Bu belki ileride parti içerisindeki cemaate dayalı grupların yukarıdan gelen (kutsal bir emir gibi addettikleri) talimatlarla hareket ederek partiyi bölme tehlikesine karşı alınmış bir tedbir olacaktır” diye ilave etmiş, naçizane bu yapılanmalara karşı siyasilerin dikkatini çekmiştim.

Ne oldu?!..

 Yüzlerce site bu yazılarıma yer verdi. Televizyonlar peşimden koştu. Gazeteler “Devlette Cemaat Savaşı” diye sekiz sütuna manşet attılar, kitaplara konu oldu (Ahmet Şık: Pusu, s:184-87, Postacı Yayınları)… Televizyon oturumlarını, gazete röportaj isteklerini vs reddettim; “Ben bunları meşhur olmak veya birilerini gammazlamak için yazmadım. Ortaya bir tablo koydum ve ülkesini, insanını seven bir akademisyen olarak uyarımı yaptım” dedim.

Siyasiler, Hükümet, etkin yerlerdeki arkadaşlar(!) ne mi yaptı?

Hiçç! Ortada bir şey yokmuş gibi davrandılar. Cemaatlerle ve de ne idüğü belli olmayan bir takım yanaşık-yapışık insanlarla  “Al gülüm ver gülüm işleri”  devam etti. Hiç bitmeyecek bir iktidar saadeti benliği sarmıştı çünkü. Oysa şair ne diyor:

           Bitmez gibi zevk verirken bu beste

           Bir tel kopar ahenk ebediyen kesilir

Haa bu arada… Sayın Başbakan’a benim “aleyhte yazılar yazdığım” söylendi ve tabir yerinde ise kenarda bırakıldık, iki cemaatin ortak yapımı ile küçük bir sürgün yedik... “Acıyı da söyleyen” gerçek bir dost olarak yazdıklarımın karşılığı bu oldu!

Ama buna üzülmüyorum; üzüldüğüm nokta (o gün yapılan da yanlıştı, bugün yapılanlar da) bu yanlışların (cemaatler ya da siyasiler fark etmez) hep Müslüman kimlikli insanlar tarafından yapılıyor olması. İçeride ya da dışarıdaki birileri de bir taraftan namuslu pozisyonu(!) alırken, diğer taraftan da olmayacak yerleri ile gülüyor ve bununla siyasi hesaplar yapıyorlar.

Yazık, çok yazık. Tarihin şimdiye dek görmediği kadar kapsamlı ve olumlu bir eğitim harekatının ve de Cumhuriyet döneminin en başarılı ve muhafazakar partisinin geldiği nokta bu olmamalıydı.

23 Ekim 13 Kasım 2010 tarihleri arasında yazmış olduğum “Allah Bu Memleketi Cemaatçilikten Korusun!.. Amin” başlıklı yazılarımı dört gün üst üste bu sitede okuyabilirsiniz.  

Allah Bu Memleketi Cemaatçilikten Korusun!.. Amin.(1) İÇİN TIKLAYIN

Allah Bu Memleketi CemâatÇİLİKten Korusun!.. Amin.(2) İÇİN TIKLAYIN

Allah Bu Memleketi CemâatÇİLİKten Korusun!.. Amin.(3) İÇİN TIKLAYIN

VE SONUÇ (4) İÇİN TIKLAYIN

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
11 Yorum
Prof. Dr. Şaban Şimşek Arşivi