Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Edirne Hakiki Kimliğine Kavuşmalı

Edirne Hakiki Kimliğine Kavuşmalı

Dünkü yazımda Edirne’nin bir İslam şehri olduğunu paylaşmıştık. Şunları söylemeyi unuttum.

Her İslam şehri, aynı zamanda vakıf şehirlerimizdendir ve vakıf eserleriyle doludur. Vakıf şehirlerin manevi yükü, maddi yüklerin üzerindedir.

Bu yükü taşımak, sadece devlet yöneticilerinin üzerine vazife değil, daha çok o şehirde yaşayan halkın üzerine vazifedir.

Şehri güzelleştiren, şehre bakan, insan ilişkilerini düzenleyen, şehrin maddi manevi emanetini taşıyan; o şehirde barınan, çalışan ve şehrin nimetlerinden istifade edenlerdir.

Bu arada sadece Edirne merkezi değil, ilçelerinin de önemli bir kısmı vakıf şehirlerdir. Hatta binlerce dönüm araziler de vakıf malıdır.

Vakfın ve vakfetmenin ne demek olduğunu, Müslüman kimliğine ve inancına sahip olan insanlar iyi bilirler.

Bu kimliğe ve inanca sahip olmayanlardan vakıf adına bir şey beklemek çölde serap görmek gibidir.

Edirne gibi bir İslam beldesi ve vakıf bir şehir, ne yazık ki yıllardır manevi atmosferine tezat zihniyet sahibi CHP’lilerce yönetilmektedir.

Malum zihniyetin seçimleri elde etmesinin ana sebebi, halkın çoğunun bu zihniyeti benimsediğinden değildir. Hiçbir aklıselim sahibi insan böyle söyleyemez.

Edirne Osmanlı’nın ikinci başkentidir, yaklaşık 600 civarında Osmanlı eseriyle donatılmış nadir beldelerdendir.

Şehre manevi bekçilik yapan Hasan Sezai Hz.leri gibi büyük Evliya’nın ve diğer nice Evliyaların mekân eylediği bir yerdir.

Eğer böyle bir şehirde CHP zihniyeti seçim kazanıyorsa, bu onların başarısından değil, Edirne’ye sahip çıkması gereken muhafazakâr düşünceli insanların, siyasi ayrılıklar, parçalanmışlıklar ve bölünmüşlüklerindendir.

Demem şudur ki, hiç kimsenin tercih ettiği siyasi partisine bir sözümüz yoktur. İsteyen istediği partiye gönül verebilir. Herkesin kişisel tercihine saygı duymak gerekir.

Yalnız bazı durumlar vardır ki, siyasi düşüncelerimiz ve tercihlerimiz; milli ve manevi düşüncelerimiz ve tercihlerimizin arkasında kalmalıdır.

Mesela Edirne’de muhafazakâr partiler, Edirne’nin tarihi, milli ve dini değerleri adına ittifak ederek en güçlü aday üzerinde ittifak edemezler mi?

Burada parti söz konusu değildir. Hangi muhafazakâr parti ve adayı güçlüyse, o aday üzerinde birleşilse, CHP zihniyetinin esamesi bile okunmaz.

Edirne’ye yazık etmemeli ve sahip çıkmalı. Yukarıda da ifade ettiğim gibi bu şehir bir vakıf şehirdir.

Vakıf şehirlerin yükü ağırdır ve bu yük kutsal emanetlerdendir. Emanetin taşıyıcıları da inançlı insanlarımızdır.

Ayrı ayrı siyasi partilere mensup Edirneli muhafazakâr insanlarımız; düğünlerde, cenazelerde, dini ve milli bayramlarda bir araya gelebiliyor, dayanışma sağlayabiliyor ve aralarındaki siyasi farklılığı yok sayabiliyorlarsa, bu seçimde de aynı dayanışmayı gösteremezler mi?

Ben Edirneli değilim. Milli ve manevi değer yargılarım çerçevesinde Edirne’yi sevmekten ve sahiplenmekten başka bir emelim yoktur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Hüseyin Öztürk Arşivi