Prof. Dr. Şaban Şimşek

Prof. Dr. Şaban Şimşek

Bir Dekan ve “Bir Ekmek Bir Cumhuriyet” Ahlâkının Serencamı!..

Bir Dekan ve “Bir Ekmek Bir Cumhuriyet” Ahlâkının Serencamı!..

Bu makaleyi, bahsedeceğim haberi duyduğumda üzüldüğüm ve de “Salyangoz Mahallesine Müslüman Ekme(K)lettin Bey Satmak”  başlıklı son yazımda, özelikle de MHP tabanına seslenirken dile getirdiğim bir sloganın ahlaki temeline bir kez daha vurgu yapmak için yazıyorum. MHP’ye BBP’yi (Rahmetli Muhsin başkan’ın kemikleri sızlıyordur), Saadet Partisi’ni de ilave etmem gerekiyor.

Konu şu:

Cumhuriyet Gazetesi, Oda TV ve birçok yerel gazetenin haberine göre Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin mezuniyet töreninde, mutat olduğu üzere her doktor adayının okuması (etmesi) gereken “Hipokrat Yemini”, ilgili fakülte dekanı tarafından orijinalinden farklı olarak düzenlenmiş; “Din, milliyet, ırk, siyasi eğilim ya da toplumsal sınıf ayırımlarının görevimle hasta arasına girmesine izin vermeyeceğime …” şeklindeki cümle çıkarılmış, buna mukabil metnin sonuna da “Allah’ın huzurunda yemin ederim” ibaresi eklenmiş!!!

Haberlerde, ortak bir dille, değerli akademisyen Dekan Prof.Dr.Haydar Şahinoğlu  yerden yere vurulmuş, adı “Haydar Şahinoğlu” değil de “Müderris Haydar Efendi” diye yazılmış, bu mizansen bir de sakallı fotoğrafla (Nereden bulmuşlarsa!.. Muhtemelen Hac ya da umre dönüşü çekilmiş olsa gerek) tamamlanıp tard edilmek ve bununla birlikte “Eyyy millet (aslında bunlar ‘millet’ mefhumunu kabul etmezler ya, her neyse!) bakın üniversitelerimizin, Tıp Fakültemizin ve onun dekanının haline, bu çağda bu gericiliği, bu dincilik…”  filan denilmek istenmiştir.

Tam da Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi iyi malzeme değil mi; Allah’ın huzurunda yemin, sakallı dekan!?.. Ne kadar da benziyor 28 Şubat sürecindeki Ali Kalkancı, Fadime, Müslim senaryolarına. Zikirde yakalanamamış, onlarca kamerayla don-gömlek basılamamış ama “Tanrıların değil Allah’ın huzurunda” dediği yakalanmış(!), hem de lejyoner değil sünnete uygun sakalıyla!?? Daha ne olsun yani!? Bir “Cumhuriyet Bir Ekmek” ahlakı başka hangi suç unsurunu arasın ki!

Şimdi, ne diyeyim yani? “Pes doğrusu” diyeceğim ama nasıl diyeyim? Benim milliyetçi kardeşim de onların kolunda, bugünlerde. Ben yine de son bir çağrı daha yapayım onlara diyeyim ki Sevgili kardeşlerim, değerli dostlar Ekme(k)lettin Bey’i aday gösteren ahlâka eklemlenmekten ekmek çıkmaz.”

Şimdi gelelim bizatihi konunun irdelemesine…

Bir kere bu Hipokrat yemininin gerçek orijinali mevcut değil ya da pek çok orijinali var!  En orijinal (!) olanlardan birini “Doktorum Altın Kafeste” adlı mizahi eserimde sunmuştum okurlarıma. Şöyleydi o metin:

Hekimlik Andı (Orijinal)

 

“Hekim Apollon Aesculapions, hygia panacea ve bütün Tanrı ve Tanrıçalar adına and içerim, onları tanık ve şahit tutarım ki, bu andımı ve verdiğim sözü gücüm, kuvvetim yettiği kadar yerine getireceğim.
 

Bu san’atta hocamı, babam gibi tanıyacağım; rızkımı onunla paylaşacağım. Paraya ihtiyacı olursa kesemi onunla bölüşeceğim. Öğrenmek istedikleri takdirde, onun çocuklarına bu san’atı, bir ücret veya senet almaksızın öğreteceğim.
 

Reçetelerin örneklerini, ağızdan bilgileri, şifahi malumatı ve başka dersleri evlatlarıma, hocamın çocuklarına ve hekim andı içenlere öğreteceğim. Bunlardan başka bir kimseye öğretmeyeceğim.
 

Gücüm yettiği kadar, tedavimi kötülük için değil, yardım için kullanacağım.
 

Benden ağu (zehir) isteyene onu vermeyeceğim gibi, böyle bir hareket tarzını da tavsiye etmeyeceğim.
 

Bunun gibi bir gebe kadına çocuk düşürmesi için ilaç vermeyeceğim. Hayatımı, san’atımı tertemiz bir şekilde kullanacağım.
 

Bıçağımı mesanesinde taş olan muzdariplerde bile kullanmayacağım. Bunun için yerimi ehline terk edeceğim.
 

Hangi eve girersem gireyim, hastaya yardım için gireceğim. Kasıtlı olan bütün kötülüklerden kaçınacağım.
 

İster hür ister köle olsun, erkek ve kadınların vücudunu kötüye kullanmaktan sakınacağım.

Gerek san’atımın icrası sırasında, gerekse san’atımın dışında insanlarla ilişkideyken, etrafımda olup bitenleri, görüp işittiklerimi bir sır olarak saklayacağım ve kimseye açmayacağım.
 

Bu andımı tuttuğum sürece, hayatım ve san’atımın icraası bana mutluluk versin, tüm insanlar tarafından her zaman saygı göreyim, eğer yeminimden dönersem bunun zıddı bana az gelsin.”

 

Görüldüğü bibi metinde kesinlikle dinden, milliyetten, ırktan, siyasi eğilimden filan söz etmiyor. Daha birinci cümlede de Hipokrat bu andı “tanrılar adına” içiyor ve onları şahit-tanık tutuyor. Gerisini anlatmaya bile gerek yok; çok açık zira.

Aslında günümüzde yapılan tüm Hipokrat yeminleri bu metnin çok dışına çıkmıştır. Artık “tanrılar adına” değil “namus ve şeref” üzerine içilen bu yeminler ahudan bahsetmiyor, yeni mezun olan doktorun kazanacağı parayı ihtiyacı olursa hocasıyla bölüşeceğinden söz etmiyor, hür ve köle kelimelerini kullanmıyor, tüm insanlar tarafından saygı görme anlayışına işaret etmiyor.

Şimdi durum bu kadar çıplak ve anlaşılır iken 19 Mayıs Üniversitesinde çıkartılan bu vaveylaya ne demeli?.. İnandığı değerlerin en yücesi Allah adına yemin eden kişi din, dil, ırk, milliyet ayırımı yapabilir mi ki?.. Eğer orijinal metin olduğu gibi alınmıyorsa bu cümle de eklenebilir elbette. Ama eklenmemişse bunu bir yerlere çekmenin, haberi sakallı bir fotoğrafla süsleyip(!) bir de hakaret etmek amacıyla, dekan hocaya adıyla soyadıyla ya da isminin arkasına “Hoca, Bey” gibi uygun ve alışılmış sıfatlar değil de “Müderris haydar Efendi” demenin ne manası var? Ahlâken düşüklükten başka neyi ifade eder bu?

Hadi diyelim aklınızca onu aşağılamaya çalıştınız, bu hitapla mesela Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendi’yi de manen rencide ettiğinizin farkında değil misiniz?  Ne biçim Atatürkçüsünüz siz?! Yoksa Allah diyene düşmanlığınız aklınızı mı alıyor başınızdan?

Doğrusu bu soruları sormanın çok da bir anlamı yok. Zira mezkûr gazetecilerden biri ilgili dekan için “Bazende doğru yapıyor” diye manşet atarken “de” yi Bazen’den ayırması gerektiğinin şuurunda bile değil.

 Sahi, Cumhuriyet yine mi elden gidiyor yoksa?!.. Hem “bahtı kara maderini kurtaracaklar” da yok ortada! Ne olacak bu memleketin hali!?? Eyvah ki ne eyvah!.. Oda TV sıyırdı ama Evren müebbede mahkûm netekim, Göklerin hakimi Şahinkaya Hastanede, o meşum mahşerin diğer iki atlısı sizlere ömür, 28 Şubatçıların durumu hiç de parlak değil, kör olası özgür medya satılmış(!), rejimin koruyucu-kollayıcısı asker artık koruyucu kollayıcı olmaktan çıkmış, büyük sermaye her zamanki gibi daha büyük ağanın-ağaların eline bakıyor, yargı-polis-üniversiteye sinmiş son imparator paralel yapı da azıcık erken ötmüş horoz durumlarında.

Eee şimdi ne olacak?!.. Pek de bir şey olacağı yok. Ama olsun hiç olmazsa bu gerici tehlikeye işaret edelim de bir hava yaratalım ve adayı içlerine sindiremeyen CHP’lileri ikna ederek Ekme(k)lettin Bey’e destek olalım. Olalım da cumhurbaşkanlığını bu gerici akımdan kurtaralım! Haa bu arada değerli insan Haydar Şahinoğlu’nun da bir şekilde gözden düşürelim, ileride bazı görevlere getirilecekse de önünü tıkayalım!..

Ben iddia ediyorum Şahinoğlu eğer lejyoner sakallı olsaydı ve yemin metninde “Allah adına” değil de “Tanrılar adına” deseydi vallahi böylesine eleştirilmezdi. O zaman “din milliyet ırk…” cümlesi de eksik olarak görülmez, sakallı fotoğrafını bulmak için onca zahmete katlanılmazdı.

Sayın dekanım üzülmeyin, onların hesapları eski hesap. O bildik atasözünü, hakaret olmasın diye tam atalarımızın dediği gibi demeyeceğim, biraz değiştireceğim: “onlar ne derse desin kervan yürür”.

Naçizane tavsiyem, seneye o metne “sağlık hizmetini verirken din, dil, milliyet ırk, mezhep, zengin-fakir, hür-köle, kadın-erkek, siyah-beyaz, güzel-çirkin, genç-yaşlı, köylü-kentli, vatanperper-terörist vesaire her türlü ayırımcılığı ayaklarımın altına alacağıma (…) huzurunda namusum ve şerefim üzerine ant içerim” cümlesini ilave edin. İsteyen bu parantez içini Allah’la doldursun, isteyen Manitu ile; yeminse yemin, demokrasi ise demokrasi. Ve yetiştirdiğiniz genç hekimleri öylece uğurlayın vatan topraklarına, memleketlerine.

Güzel insan Şahinoğlu hizmetleriniz için millet size minnettar. “Aldırmayın siz bu çamur atan çamur insanlara” bile demeyeceğim çünkü böyle dersem hem hakaret etmiş hem de aldırma derken aldırmış gibi oluruz!

Sizin de mezun ettiğiniz öğrencilerin de üniversitenizin de yolu açık olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Prof. Dr. Şaban Şimşek Arşivi