Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Esat’ın Sayılı Günleri

Esat’ın Sayılı Günleri

Batı’da Esat’ın geleceğiyle alakalı olarak iki farklı yaklaşım var. Hala rejiminin dayanıklı olduğuna inanan kesimler var. Bununla birlikte muhaliflerin peş peşe kazandıkları zaferlerin ardından günlerinin sayılı hale geldiğini düşünenler de bulunuyor. Bunlardan birisi de ABD’nin eski Şam Büyükelçisi Robert Ford. Bununla birlikte, ABD’nin tutumu hala net olmaktan uzak. Sözgelimi halkın öldürülmesine karşı güvenli bölgeler kurma teklifi hala Obama idaresi nezdinde yankı bulmamaktadır. ABD şartlara ve duruma göre değerlendirmeler yapmaktadır. Sözgelimi, John Kerry çözüm ve çıkış için birkaç ay önce Esat ile görüşmenin gerekliği olduğunu söylerken Koalisyonun Başkanı Halit Hoca’yı kabulü sırasında Esat’ın günlerinin sayılı olduğunu söylemiştir.  Esasında fiili tutumu ve davranışlarıyla göstermiştir ki ABD Beşşar Esat’ın kalmasından yanadır. Bu nedenle muhaliflerin askeri bir zafer kazanmasını tabu bellemiştir. Çözüm şıkları arasına askeri seçeneği kaldırmıştır. Muhaliflerin askeri zafer kazanmalarını engelleyecek fiili politikalar da takip etmiştir. Son olarak klor gazı gibi kimyasal gazlar kullanılmasına seyirci kaldığı gibi aynı zamanda da muhaliflere nitelikli silahlar tedarik ve temin edilmesine itiraz etmiş ve bunu engellemiştir. Bunun sonucu olarak rejim hava hakimiyetini devam ettirmiş bu sayede varil bombalarıyla birlikte kimyasal silahlar kullanmayı sürdürmüştür.

Peki! ABD muhaliflere askeri bir zafer şans tanımayarak ve bunu engelleyerek nereye varmak istemektedir? İsrail namına Suriye’nin yıpratılması temel hedefleri arasındadır. Bunun dışında mümkünse Esat’lı bir gelecek tasavvur etmektedir. Esat kartı yanarsa da yerine misyonunu devralacak ve deruhte edecek bir alternatif peşindedir. O da azınlıktan olmak zorunda. Esat’ın yerini alacak kişi de rejimin omurgası olan ordu, istihbarat ve Baas’a dayanacaktır. Bu şık da tutmayacak olursa ABD için en iyi çözüm ülkenin bölünmesidir. İsrail ancak böyle rahat edebilir. ABD sahadaki hiçbir muhalif unsuru ılımlı olarak görmemektedir. İdeolojiden arınmış kendi ılımlılarını üretmeye kalkışmaktadır. Bunlarda aranan temel vasıf herhalde İsrail’e dost olmalarıdır. Suriye’de yabancı savaşçılar IŞİD saflarında ise bu ABD’ye batmakta. Lakin rejimin yanında Şii milisler ise dert yok. Dolayısıyla Yemen’deki gibi Suriye meselesinde de uluslar arası bir çözüm yok sadece çözümsüzlük var. Çözüm Suudi Arabistan’ın denediği gibi bölgeseldir. Denildiği gibi ABD kriz çözmez sadece kriz yönetir. Nifak ve aldatma ile iş görür.

Bütün dünyanın kalleşçe seyirci kalmaktan öte aktif veya pasif tutumuyla rejimin yanında yer aldığı bir ortamda mücadelenin sonuna doğru gelinmektedir. Bu da ABD’nin değil kaderin hükmüdür. Ahirzaman zamanın hızlandığı bir dönemi ifade etmektedir. Zamanın inceldiği ve kısaldığı bir dönemde (takarubu zaman) belki çok yakında sadece Suriye rejiminin sonunu değil aynı zamanda bölgede ve dünyada dengelerin değiştiği yeni bir vasatı görür ve ona kavuşuruz. Bu yıl kış ayları rejimi için iyi ve verimli geçmedi. Birçok noktayı kaybetti. Bunlar arasında ‘rejimin iç kalesi Kardaha düşer ama Kirmid Kampı/Kışlası düşmez’ denilen efsane mekanda muhaliflerin eline düşmüştür. Bu ilerlemenin arkasında birkaç temel unsur var. Askeri operasyonlarda inzibat ve disiplin. Şer’i kurallara göre hareket etmek. Fedai ve atılganlık ruhu. Birlik ve beraberlik vurgusudur.

 Rejimin iç çekirdeğinde ve saflarına da kopmalar yaşanıyor. Güvensizlik rejim adamları arasındaki ilişkileri kemiriyor. Sözgelimi selefi Gazi Kenan gibi rejim tarafından tasfiye edilen ve intihar etti diye duyurulan Rüstem Gzala’dan sonra baş istihbaratçı Ali Memlük de Şam Hastanesine kaldırılmış bulunuyor. Ali Memlük Şam rejiminin kilit isimlerinden birisi. Kızağa çekilmesinin ardında Türk istihbaratıyla haberleşme ( tahabur) olduğu iddia ediliyor. Elbette bu iddiayı tahkik etme imkanımız bulunmuyor. Lakin olsa da olmasa da bu gelişme rejim ve adamları arasında bir güvensizliğe işaret ettiği kadar rejimin günlerinin sayılı olduğu kanaatine varıldığını da gösteriyor. Münzir Esat, aileye yakın ve aileden biri olmakla birlikte rejimin kadroları arasında resmi bir mevkii yok.  Hama katliamından sorumlu amca Rıfat Esat ile haberleştiği iddiasıyla tutuklanmıştır. Güvensizlik ve rejimin düşmesi korkusu üzerine rejimin safları arasında ayrışma büyüyor. Rejim geleceği için İran’a bel bağlıyor. Savunma Bakanı Fureyc İran’a giderek bu ülkeden yardım talep etmişti. Keza muhaliflerin ilerlemeleri üzerine paniğe kapılan rejim atıl insan kaynaklarını devreye sokmaya çalışmaktadır. Miraç Ural’ın Türkiye’deki yandaşlarına seslenmesi ve onları galeyana getirmeye ve kışkırtmaya kalkışması rejimin son çırpınışları olarak kayda geçirilmelidir. Allah imhal eder ama ihmal etmez.  Yazılı Esat kitabının son faslı veya sayfaları da sahneden inmek üzere.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
9 Yorum
Mustafa Özcan Arşivi