Sayın Bakan 2010 ajansıyla 3 dakika ilgilenir misiniz
Devlet Bakanı Sayın Hayati Yazıcı’ya bağlı olarak çalışan yarı resmi yarı özel “İstanbul 2010 Ajans” adında bir kuruluş var. Bu kuruluş, İstanbul’u 2010’da dünya kültür başkenti olarak tanıtacak.
Ajansın başında da Nuri Çolakoğlu adında biri varmış. İlgili kişiyi yakından tanımam, bilmem. Yalnız bugüne kadar hakkında hiç de iyi şeyler duymadım. Söylentilerin bini bin para. İstanbul’dan uzak, İstanbul kültüründen uzak, toplumdan uzak, toplumun bütün değer yargılarından uzak bir ideolojiye sahip olduğu her yerde söylenir durur.
Devlet Bakanı Sayın Hayati Yazıcı’nın veya Başbakanın böyle bir isme neden ve nasıl vize verdiği ve neden işin başına getirdiği de bir türlü anlaşılır değilmiş. “Memleket ne çektiyse ve hâlâ ne çekiyorsa, malum şahsın sahip olduğu zihniyetten çekiyor ama hükümet de ısrarla önemli kuruluşların başına böylelerini getiriyor” diye iyi niyetli ve samimi insanlar, birbirlerine dert yanıyor.
Yazının başlığını görünce Sayın Yazıcı belki kızacaktır bana. “Ne demek, biz ne yaptığımızı bilmiyoruz da siz oturduğunuz yerden bize akıl mı veriyor veya kendinize göre bizi mi yönetip yönlendirmeye kalkıyorsunuz” diye kızacaktır ve bir de şikâyet edecektir. “Biz zaten bize yakın olduğunu zannedenlerden çekiyoruz” diyecektir.
Çünkü muhafazakar kesimde garip bir anlayış vardır. Kendisine yakın olanların sözlerine tahammül edemez ve hemen dışlarlar. Fakat asla ve kat’a, hiçbir ortamda bir araya gelemeyecek, ortak hiçbir değer yargıları olmayan, yine her fırsatta akla hayale gelmeyecek eleştiri ve iftira atanları, güler yüz ve tebessümle karşılarlar.
Yıllardır bu anlayışa bir türlü akıl erdiremedim. Şimdi Devlet Bakanı Sayın Hayati Yazıcı da; “Biz ne yaptığımızı ve kimlere nasıl görev verdiğimizi biliyoruz” diyerek, İstanbul 2010 Ajansı’ndan gelen kötü kokulara aldırış etmeyebilir.
Aslında bu konuya Sayın Başbakanın dikkatini çekecektim ama herkes Başbakandan imdat istiyor, herkes Başbakandan yardım istiyor, herkes Başbakandan çözüm bekliyor. Allah Başbakana yardım etsin, hangi birine koşacak, hangi birine bakacak. Bu sebeple; Ajansın bağlı olduğu ilgili bakana yazmak istedim ama onu anlatana kadar da bir sürü laf ettim
Eğer ciddi şekilde ilgilenilmezse, İstanbul 2010 Ajansının, bırakın İstanbul’u Avrupa kültür başkenti yapmasını, kendilerini Avrupa’da yaşayacak kadar zengin edeceklerine dair bir hayli ciddi dedikodulardan söz edildiği gibi pis kokuların geldiği konuşuluyor.
Zaman gazetesinin Cumartesi günkü nüshasında; “İstanbul 2010 Ajansından nahoş kokular geliyor” başlıklı yazıyı aşağıya aynen alıyorum. “Biliyorsunuz 2010’da İstanbul, Avrupa Kültür Başkenti. Hükümet, İstanbul 2010 Ajans adıyla yarı resmi yarı sivil bir kurum oluşturdu. Bu kuruma da 1 milyar dolar kaynak aktaracak. İşte bu devasa para, birilerinin iştahını kabartıyor. Ajansın üst düzey yöneticileri ile ilgili çok çarpıcı iddialar var. Bu kuruluştan ihale alan, projesine destek alanlar arasında, kurumda yöneticilik yapan bazı üst yetkililerin eşi, dostu, sevgilisi ve birinci derece yakınları olduğu iddia ediliyor. Bunlarla ilgili somut bilgiler yakında burada olacak.”
Haberi yazan arkadaşımız, somut bilgilerin yakında elinde olacağını ve yayınlayacağını söylüyor. Yazılanlar daha işin bir kısmı. Öyle garip iddialar var ki, insanın aklı havsalası almıyor. Hadi iddialar bir tarafa diyelim. Bugüne kadar ilgili ajansın ne yaptığını neden kimse bilmiyor ve görmüyor.
Sayın Bakana akıl vermek gibi bir niyetim asla yok. Ama 2010 Ajansıyla ilgili ajansta bulunan tanıdıklarından ziyade, başkalarından bilgi almalı ve kim nereye nasıl neler götürüyor görmeli. Ajansta görevli olanlardan bilgi almaya kalkarsa; “Her şey yolunda efendim” ifadesiyle karşılaşacaktır. Bir önceki siyasi partiyi de ne yazık ki, “Her şey yolunda efendimciler” bitirmişti, Sayın Bakan bunları çok daha iyi bilir.
İstanbul 2010 Ajansı, bugüne kadar kimlere hangi projelerin verildiğini, kimlerin projelerden ne kadar aldığını ve projelerin mevcut durumunun ne olduğunu bütün şeffaflığıyla ortaya koyar ve kamuoyuna deklare ederlerse, İstanbul adına ve ülkemiz adına sevinir ve güzeli, doğruyu yazmaya devam ederiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.