Gladstone da mağlûp oldu
Üstad Bediüzzaman’ın vefat yıldönümü sebebiyle yapılan yayınlarda, bir çok yeni bilgi ve belgeyle daha karşılaştık. 23 ve 24 Mart tarihli Yeni Asya bu anlamda ‘arşiv’lik nüshalar oldu. Bediüzzaman’ın vefat yıldönümünde aydınların yaptığı değerlendirmeler [Aydınların Gözüyle Said Nursî broşürü] ve uzun yıllar Said Nursî Hazretlerinin hizmetinde bulunan talebelerinin yaptığı açıklamalar müjdelerle doluydu.
Aynı şekilde, Bediüzzaman’ın vefatı öncesi ve sonrasında İngiliz “The Times” gazetesinde yayınlanan haber kupürlerinin tercümeleriyle birlikte gazetemizde yayınlanması da ayrıca dikkate değer çalışmalar oldu.
Dikkat çeken başka bir belge de, dönemin İngiliz Sömürgeler Bakanı Gladstone’un torunu ve biyografisini yazan ‘uzman’la yapılan bir görüşmenin ayrıntılarının Türkiye’de ilk defa Yeni Asya’da yer almasıydı.
Bazen aksatmakla birlikte gazetemize haftada bir “Amerika Mektubu” yazan Said Hafızoğlu, yine bir İngliz kuruluşu olan ‘BBC Radio4’de yayınlanan sohbetin kayıtlarına ulaştı. Aslında bu röportaj çok yeni değil, ama bugüne kadar Türkiye kamuoyu bundan haberdar olamamıştı. 22 Ocak 2009 tarihinde BBC Radio4’de yayınlanan ve Gladstone’un üçüncü kuşaktan torunu ve yine Gladstone’un biyografisini yazan profesörün anlattıkları, Risale-i Nur okuyanlar için ‘önemli bir haber’ değeri taşıyor. Hatırlanacağı üzere Gladstone’a Risale-i Nur’da atıf yapılmaktadır. Bediüzzaman’ın hayatının anlatıldığı “Tarihçe-i Hayat”da, Gladstone’un Kur’ân’ı eline alıp İngiliz vekillere “Bu Kur’ân Müslümanların elinde kaldıkça, biz onlara hakiki hâkim olamayız. Ya Kur’ân’ı ortadan kaldırmalıyız veya onları Kur’ân’dan soğutmalıyız” dediği anlatılır.
BBC Radio4’deki röportajdan anlıyoruz ki, dünün Kur’ân’ı ortadan kaldırmak isteyen bakanının evinde, kütüphanesinde artık bir “İslâmı okuma odası” açılmış durumda. Tek başına bu haber ve gelişme, Gladstone’un mağlup olduğunu göstermez mi? Gerçi BBC’ye açıklama yapan Gladstone’un torunu, dedesini ‘masum’ göstermeye çalışıyor, ama hakikat ortada. Velev ki Gladstone bu beyanlarını ‘şartlar gereği’ dile getirdi, netice yine değişmez: Gladstone de kendisinden önce Kur’ân’a dil uzatanlar gibi mağlup olmuştur!
Gladstone’un torunu bir hakikati de dile getiriyor: “İnanıyoruz ki bu kütüphane, insanların, İslâmın ne olduğunu anlayacakları bir yer olacak. Çok büyük cahillik var bu konuda ve bu cahillikten üretilen birçok konuşma yapılıyor. Umarız ki bu kütüphane insanların ne hakkında konuştuklarını anlamaları için bir başlangıç olur.” (Said Hafızoğlu’nun yazısı, Yeni Asya, 24 Mart 2010)
Başta Avrupa ve Amerika olmak üzere bütün dünya İslâm aleyhinde yapılan yayınlardan etkileniyor. Dolayısı ile “doğru İslâm”ı bilmiyor. Yaşadığı günlerde her ne sebeple olursa olsun “Kur’ân’ı ortadan kaldırmak”tan bahseden bir siyasetçinin ölümünün üzerinden yıllar geçtikten sonra kütüphanesinde “İslamı okuma odası/bölümü” açılıyorsa, inşaallah orada kitap okuyanlar “doğru İslâm”ı öğrenme imkânına sahip olur.
Önümüzdeki yılların 23 Martlarında da yeni müjdeler duymak nasip olur inşaallah...
Not: BBC Radio4’deki röportaja “http://news.bbc.co.uk/today/hi/today/newsid-7846000/7846601.stm” adresinden ulaşılabilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.