M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

İlk Cemaat

İlk Cemaat

İslam’ı, diğer dinlerden ayıran önemli özelliklerinden biri de, hem ferdi hem içtimai bir din olmasıdır.

Emir ve yasaklarında bireysellik ve toplumsallık iç içedir.

Bu bakımdan, cami ve cemaat önemlidir.

İman bireyle başlar, amel toplumla devam eder.

Bu o kadar önemlidir ki, iki kişi oldu mu cemaat olmak esastır.

İki kişiden biri imam olur, diğeri ona iktida eder.

Böylece, bu iki Müslüman; cemaat şuuru içinde ibadet birlikteliğini oluşturur.

***

Cuma namazını kılmak için, imam hariç iki kişinin mevcudiyetinin yeterli olması, cemaate verilen değeri gösterir.

Cemaat bu kadar önemliyken, pek çok camide imam gelmedi diye namaz kılmadan dağılan Müslümanları görüyoruz.

Dağılmayanlar da, kendi başlarına ayrı ayrı namaz kılmak durumunda kalıyorlar.

Bu toplananlara şimdi biz “cemaat” diyebilir miyiz?

Onlar bilmezler mi ki, namaz kılanlar aynı zamanda namaz kıldırabilecek durumdadırlar!

Sorulunca “ben hoca değilim” diye mazeret üretenlere nasıl anlatmalı ki, namaz kılmak da namaz kıldırmak da her Müslüman’ın dini mükellefiyetleridir.

Müçtehit imamlar fetva bile vermişler: “Ümminin ümmiye imameti sahihtir” diye.

“Ben imam olursam namazım kabul olmaz” diyenler, acaba kendi kıldıkları namazın kabulünden ne kadar eminler?!

***

Nakillerden anlıyoruz ki, Rasul-ü Ekrem (s.a.s) efendimiz tek başına farz namaz kılmamışlar.

Cassas, “Ahkamu’l-Kur’an” tefsirinde diyor ki:

“Risalet’in ilk günü Cebrail Rasulüllah’a imam oldu. Vakit, güneş doğmadan önce ortalığın aydınlandığı zamandı.”(c.2,s.268).

Demek ki ilk cemaat, Cebrail ve Peygamberimizin birlikteliğiyle oluştu ve onlar sadece iki kişiydi.

Şüphesiz Cebrail’in imam olması, Rasulüllah’a nasıl namaz kılınacağını göstermesi içindi.

Sonrasında da Peygamberimiz bunu ümmetine gösterecek ve “Ben nasıl namaz kılıyorsam, siz de benden gördüğünüz gibi namaz kılın” buyuracaktı.

Nitekim, hemen ardından Peygamberimiz kendisine ilk inanan eşi Hz.Hatice ile cemaat olmaya başladı.

Tahiru’l-Mevlevi, “Müslümanlıkta İbadet Tarihi” isimli eserinde bu durumu detaylı olarak anlatır.

***

Üçüncü cemaati merak ettiniz değil mi?

O da, daha çocuk yaşında Hz.Ali idi.

Zaten Ali, o sıralarda Hz.Peygamber’in evinde kalıyordu.

Ali’nin babası Ebu Talip’in çok evladı vardı.

Bunlardan Cafer’i Abbas’a, Ali’yi de kardeşinin oğlu Hz.Muhammed’e vermişti hizmet için.

Murahık yaştaki küçük Ali, Pazartesi günü akşam üstü amcazadesi ile yengesinin o güne kadar görmediği bazı hareketler yaptıklarını gördü.

“Bu nedir” diye sordu.

Rasulüllah: “Bu, Allah’ın dininin erkanından olan namazdır” buyurarak Ali’yi tevhid’e davet etti.

Ali, bu teklif karşısında bir an tereddüt yaşadı ve: “babama bir danışayım” dedi.

Rasulüllah bundan endişelenerek:

“Ya Ali, İslam’a gelmezsen bari şu halimizi ifşa etme!” buyurdu.

Çünkü, o sıralar müşrikler çok şiddetli bir taarruz içindeydiler.

Hz.Peygamber (s.a.s), İslam’ın, Müslümanların ve kendisinin zarar görmesini istemiyordu.

Ayrıca, alenen davet’e de henüz mezun değildi.

O gece Ali’nin kalbine hidayet ilhamı geldi ve ertesi gün üçüncü kişi olarak cemaate iştirak etti.

***

Kaynaklar, Ali’nin Müslüman oluşunu duyan babası Ebu Talip’in onu çağırarak durumu sorduğunu, oğlunun da “evet baba, duyduğun doğrudur” deyince babasının şöyle söylediğini nakleder:

“Evladım, Amcazaden seni daima hayra sevk eder. O’na tabi ol, sakın ondan ayrılma!”

Hz.Hatice ve Hz.Ali’den sonra, sırasıyla evdeki azatlı köle Zeyd bin Harise’nin, ardından da Hz.Ebubekir’in bu kervana katıldıklarını biliyoruz.

Unutmayalım, cemaate katılan her bir kişi, hem namaz kılmasını öğrendi hem de başkalarına namaz kıldıracak bilgi ve donanıma sahipti.

twitter.com/parlakturk
facebook.com/vaktulemin

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Parlaktürk Arşivi