Siyonizme buğz etmek
Siyonist İsrail muhibbi yazılı ve görsel medya küresel ölçekte çok örgütlü. İsrail propagandası yaparak kitleleri yönlendirmeyi başarıyor. Küresel medyanın yayınlarını takip edenler bu söylediklerime yabancı değillerdir kuşkusuz.
Büyük medya organları İsrailin katliamlarını seçilmiş bazı görüntüler eşliğinde kısa kısa, mazur gösterici bir dille yayımlarken Filistinlilerin ev yapımı roketlerini ise birer kitle imha füzesi modunda bir tonda, farklı perspektiflerden zoomlayarak ve düştüğü yerleri abartılı cümleler eşliğinde göstererek yayımlar.
O görüntüleri izleyenlerde İsrailin nefsi müdafaa yaptığı izlenimi oluşması hedeflenir. Sanki eşit güçler savaşıyormuş gibi...
Hamasın bir terör örgütü olduğunu sık sık vurgularken İsrailin nefsi müdafaa yaparken dahi sivilleri hedef almamaya özen gösterdiğini hatırlatıp dururlar. Kullanılan dil, gösterilen fotoğraflar bu algıyı oluşturmaya matuftur.
Son bombalamalar yapılırken şu haber midemi bulandırdı doğrusu. Neymiş efendim, İsrail sivilleri korumak için bombalayacağı mahallelere uçaktan Arapça yazılı olarak Evlerinizi boşaltın kağıtları atıp sivil kayıpları önlemeye çalışıyormuş. İnsanlığa bak! Haber kanalı ismi vermiyorum, bu haberi sadece o kanal yapıyor sanılmasın diye.
Sanki kaçacak yer var... Ama haberde, dünyada metrekare başına en fazla insanın düştüğü küçük Gazzede masum insanların nereye kaçacaklarına dair bir bilgi yok.. Buna İsrailin hakkı olup olmadığını ise asla sormazlar.
Öldürmeden önce haber veriyorlar diye kurbanlardan teşekkür etmesini ima eden siyonist bir dil. Ara sıra da bir iki muhalife söz hakkı vererek kara propagandaya maruz kalan insanlara objektif habercilik yaptıkları izlenimi vermeyi de ihmal etmezler.
Medyada İsrail muhibbi kalemlerin yalan ve provokatif içerikli yorumlarına Türkiyede de rastlıyoruz. Eski etkinliklerini yitirseler de halkın kafasını karıştırmaya, gerçekleri örtemeye, İsraili müdafaa etmeye çabalıyorlar.
İsrail savunma hakkını kullanıyormuş. Bu yalanı medyadaki İsrail muhibleri, Batıdaki İsrail yanlısı politikacılar, adında Hüseyin olan Obama da diline dolamış. En gelişmiş füzelerle bebekleri öldürmeyi, ev yapımı füzelerin görüntüleriyle meşrulaştırabileceklerini sanıyorlar. Resmen insan vicdanı ve aklıyla alay ediyorlar.
Kadın, çocuk, sivil, asker ayrımı yapmadan bombalamanın, katliamı görüntülemeye çalışan basın mensuplarını taammüden katletmenin neresi nefsi müdafaa?
Salı günü Başbakan Erdoğan haklı olarak bu hezeyanlara cevap verdi. İsrailin savunan değil saldıran konumda olduğunu dile getiren Erdoğan, son 7 günde yapılan saldırılarda 115 Filistinlinin hayatını kaybettiğini hatırlattı ve; İsrail, özgürlüğü ayaklar altına alarak işgal uyguluyor, barışı ve temel insan haklarını hiçe sayarak etnik temizliğe girişiyor. Buradan ABDye ve Batıya sesleniyorum; eli kanlı İsrail hiçbir şekilde kendini savunma hakkını kullanmıyor. Çok açık söylüyorum ordaki Filistinliler en doğal savunma hakkını kullanıyor dedi.
Birleşmiş Milletlerin de güvenilir olmadığının altını çizen Erdoğan; Herkes avucunu ovuşturup duruyor, egemen güçler nerdesiniz yahu! diye de tepkisini ortaya koydu.
Sayın Erdoğanın Efendimizin (sas) bir hadisinden cümlesine dercederek sarfettiği şu söz ise gayet yerindeydi: Bizim için önümüzde üç yol var, ya dilimizle müdahale edeceğiz, ya elimizle müdahale edeceğiz ya da kalbimizle buğz edeceğiz.
Hadisin devamında ise kalple buğz etmenin imanın en zayıf derecesi olduğunu söyler, Efendimiz (sas). Bugün ateşkes olsa da siyonist rejimin yarın yine aynı saldırılarına devam edeceğine kuşku yok. İmanını korumak isteyen en azından üçüncü yolu seçer.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.