Faruk Çakır

Faruk Çakır

Boğaziçi Üniversitesine iki mescid açılsın!

Boğaziçi Üniversitesine iki mescid açılsın!

Türkiye’nin en ‘özgür’ üniversitelerinden biri olan Boğaziçi Üniversitesi’nde mescit açılması ile ilgili talebi duyunca, “Şimdiye kadar yok muydu?” sorusu akla geldi. Mescit açılması istendiğine göre demek ki yokmuş...
İbadet hak ve hürriyetinin gereği olarak bazı öğrencilerin bir araya gelip böyle bir talebi dile getirmesini tebrik ediyoruz. Şimdiye kadar mescit açılmamış olmasında ‘emeği geçen’leri de tasvip etmiyoruz.
Meğer bu talep 2009 yılından beri dile getiriliyormuş, ama üniversite idaresi her defasında mescit açmak yerine öğrencilerin namazlarını yakındaki bir camide ya da boş buldukları bir yerde kılması hususunda ‘fetva’ veriyormuş. Beyefendiler, size, namaz kılmak isteyen öğrenciler için fetva vermek düşmez. Namaz kılan bir öğrenci, haliyle nerede namaz kılması gerektiğini de bilir. Elbette gerektiğinde ve ihtiyaç olduğunda okul bahçesinde, boş sınıfta, merdiven altında, kıyıda köşede de namaz kılınabilir. Zaten şimdiye kadar mescit olmadığı halde bu öğrenciler bir yerde namaz kılmış ve kılmaya da devam ediyor. Bu öğrencileri en yüksek seviyeden tebrik ederken, mescit açılması taleplerinin bir an önce karşılanması gerektiğini de idarecilere hatırlatmak isteriz.
Üniversite idarecilerine seslerini duyuramayan öğrenciler taleplerini ‘sosyal medya’ya taşımış. “#BogazicineMescid” etiketiyle Twitter’da seslerini duyurmaya çalışan öğrencilerin talebi, kamuoyundan büyük destek görmüş. (Geç kalmış sayılmazsınız, imkânınız varsa bu çağrıya destek olun ve daha fazla kişinin duymasına vesile olun.)
Gerçi “Kuzey Kampüs”e yakın bir cami var, ama 10 dakikalık ders aralarında oraya gidip namaz kılmak ve dönüp derslere yetişmek zor. Bu bakımdan “Güney Kampüs”e bir mescit açılması acil ihtiyaç. Velev ki yakında cami olsun, okul içinde ayrıca ve hem de iki ayrı mescid açılamaz mı? Erkek öğrenciler bu konuda biraz daha şanslı. Kız öğrencileri de düşünmek ve bu bakımdan onlar için de ayrıca mescitlerin açılması gerekir.
Mescit açılması talebini sosyal medyaya taşıyan öğrencilerinden biri, “Üniversitemizde yıllardır bu talepler dillendiriliyor. En son 2009 yılında yaklaşık bin öğrencinin imzasıyla birlikte yönetime sunulan mescit talebi, daha görüşülmeden reddedildi. Talebimiz yerine getirilinceye kadar ısrarımızı bize yakışan şekilde sürdüreceğiz” demiş. (Zaman, 19 Aralık 2012)
Öğrenciler, konu ile ilgili hazırladıkları bir videoyu da paylaşmışlar. (Bakınız: http://www.youtube. com/watch?v=O2Cempt4V0I) Elbette, üniversitelerde mescit açılmasıyla ilgili talepler ilk defa dile getirilmiyor. Daha önce de bazı üniversiteler için aynı talep dile getirilmiş, bu talepler önce duyulmak istenmemiş, ama sonunda mescitler açılmıştı. Haklı talepler dile getirilmeye devam ettikçe Boğaziçi Üniversitesinde de bir değil iki mescit inşaallah açılacak ve açılmalıdır.
Türkiye’deki bazı üniversitelerde mescit var, bazılarında ise yok. Bütün üniversitelerde ve ihtiyaç duyulan başka yerlerde mescit açılması için daha etkili, kararlı ve ısrarlı çalışmalar yapmak gerekiyor. Belki de sırf bu iş için bir dernek kurulsa yeridir.
Hatırlamak lâzım ki, bir kaç gün önce bir özel halk otobüsü şoförü, Taksim durağında beklerken arabasının içinde seccade serip namaz kılmıştı. Bazı işbilmişler de “Şoför otobüste namaza durdu” deyip tepki göstermişti. (Cumhuriyet, 17 Aralık 2012) İyi de ‘mescit’ vardı da şoför mescide mi gitmedi? İhtiyaç duyulan ve talep edilen her yere bir değil iki mescit açılsa böyle haberlere ihtiyaç kalmaz...
Mescitlere itiraz edenler bir şeyi de unutunuyor: Yurt dışındaki pek çok üniversitede mescit var. Hem de bir öğrenci böyle bir talebi dile getirse üniversite bu talebi karşılamak için seferber oluyor. O halde 900 öğrencinin imzasını taşıyan haklı bir talep nasıl yankı bulmaz, nasıl görmezten gelinir ve nasıl gereği yapılmaz?
Üniversite yöneticilerine düşen, hem erkeklere hem de kızlara ayrı ayrı mescitler açmaktır. Gecikmeden ve vakit kaybetmeden...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Faruk Çakır Arşivi