Hasan Karakaya

Hasan Karakaya

Hey dünya, gör artık, “Yahudi eşittir terörist!”

Hey dünya, gör artık, “Yahudi eşittir terörist!”

Herhalde sizler de izliyor olmalısınız... “Terör Devleti İsrail”in Gazze’ye yönelik “soykırım” amaçlı “saldırı”ları konusunda, televizyonlarda yapılan yorumlarda “iki konu” üzerinde duruluyor... Bunlardan birincisi; “İsrail, Lübnan’a düzenlediği saldırı esnasında Hizbullah’ın mukavemeti ile yerle bir olan karizmasını düzeltmek için Hamas’a saldırıyor” şeklinde... Bu yorumlar çok önemli... Çünkü İsrail’in Lübnan’a saldırdığı günlerde, aynı yorumcular, “İsrail’in zaferi”nden söz ediyorlardı... Yorumcuların, aylar/yıllar sonra bugün “İsrail’in Hizbullah karşısındaki hezimeti”nden söz etme noktasına gelmiş olması, böyle bir “itiraf”ta bulunuyor olması, son derece önemlidir... Öyle umuyorum ki; bir gün gelecek, “İsrail'in Hamas karşısındaki hezimeti”ni de kabul ve itiraf edeceklerdir.
Öyle ya; İsrail’in Gazze’ye yönelik “saldırı”larının üzerinden 10 gün” geçti... Ama İsrail, aradan geçen bu 10 günde, elindeki “ölüm makinaları”na rağmen hâlâ “Hamas direnişi”ni kıramadı.
Oysa, aynı İsrail, 1967’deki “Arap-İsrail savaşı”nda, sadece “6 gün” içinde başarı kazanmış ve başta Mısır olmak üzere Arap dünyasını dize getirmişti!.. Bu yüzdendir ki, bu savaş, tarihe “6 gün savaşları” olarak geçmiştir!..
Ama, köprülerin altından çok sular aktı... Sürekli “işgal” ve “saldırı”lara maruz kalan “Müslüman”lar, sonunda “savaşmayı” ve “direnmeyi” de öğrendi!..
İşte Hizbullah, işte Hamas!..
Yarım yüzyıldır “işgal” altında olan ve neredeyse “yatak odaları”na bile “İsrail’in izni” ile geçmek durumunda kalan bir ülkenin çocukları, kendi bünyelerinden çıkardıkları “Hamas” adlı bir direniş örgütü ile, “terör devleti İsrail”e kök söktürüyor!..

TEL AVİV’E GİDEN TABUTLAR!
Havadan uçurduğu “ölüm makinaları” ile “kundaktaki bebekler”i bile vuran İsrail, işte bir kere daha “ölümün soğuk yüzü” ile tanışmaya başladı!..
İsrail’deki internet sitelerinden aldığımız son haberlere göre; Tel Aviv’e giden “tabut” sayısı 27’yi bulmuş durumda!.. İsrail, bu sayıyı “resmi” olarak her ne kadar “2” olarak açıklasa da, bağımsız kaynaklar, “İsrail’in ölü sayısını gizleyerek, askerinin moralini bozmak istemediğini” ifade ediyor!..
Öyle sanıyorum ki;
“İsrail’in açıkladığı 50 yaralı”dan 25’i daha bugün-yarın ölecek(!) ve böylece “ölü sayısının 27’ye yükseldiği” resmen açıklanacaktır!..
Malûm, aynı taktiği Amerika da Irak’ta uyguluyor!.. “Iraklı direniş grupları”nın herhangi bir saldırısında; ilk önce “ölü ve yaralı yok” deniliyor, sonra “şu kadar askerimiz yaralandı” diye açıklama yapılıyor, en sonunda da “ölen askerlerin yarısı” açıklanıyor!..
Hiç şüpheniz olmasın ki; hâlâ “Gazze’nin içleri”ne girmeyi başaramayan İsrail de, birkaç gün içinde resmi açıklama yapıp, “ölen asker sayımız 27’dir” diyecektir!..
Ama, ne olursa olsun... Yani ister 2 ölü, ister 27 ölü olsun, “mertçe bir savaş”ta İsrail’in hiçbir “halt” yiyemediği görülmüştür!.
“Hamas’ın 10 gündür direniyor olması” da, bunun en büyük kanıtıdır!..

HA OLMERT, HA ÖCALAN!
Bir kere daha görülmüştür ki;
İsrail’in savaşı bile “insanlık dışı”dır!.. İsrail, her zamanki gibi “teröristlerin taktiği”ni uygulamakta, “havadan vurmakta ve kaçmakta”dır!..
Oysa, “savaşın bile bir namusu var”dır!.. İsrail “namussuz”dur, “kalleş”tir, “terörist”tir!.. Çünkü ancak “kalleş”ler ve “terörist”ler “bebek’leri vurur!..
Hele hatırlayın... Biz “terör örgütü PKK”nın lideri Apo’ya niye “Bebek Katili Apo” dedik?.. Elbette masum “ihtiyar”ları, “kadın”ları, “çocuk”ları ve “kundaktaki bebekleri” bile öldürdüğü için!..
Peki, sorarım size; “Yahudi teröristler”in yaptığı nedir?.. Onlar da, “yaşlı”ları, “çocuk”ları ve “bebek”leri katletmiyor mu?..
Sorarım size;
Terör Devleti İsrail’in Başbakanı Ehud Olmert’in, PKK terör örgütünün lideri Öcalan’dan ne farkı vardır?..
Ha Olmert, ha Apo!..
Ama, şuna inanıyorum:
Apo, “kaçacak delik” bulamayınca nasıl yakalanıp da yaptıklarının hesabını verdiyse, bir gün gelecek “Yahudi teröristler”den de işledikleri “cinayet” ve “katliam”ların hesabı sorulacaktır!..
Peki, ne zaman?..
“Yahudi eşittir terör” ya da “Yahudi teröristler” kavramları hafızalara kazındığı zaman!..
Başta ABD ve AB üyesi ülkeler olmak üzere, dünya ülkeleri, bir gün gelecek “İslâmafobia”nın, bir “Yahudi aldatmacası” olduğunu görecek, asıl tehlikenin “Yahudi terörü” olduğunu kabul edecek ve ondan sonra “Yahudifobia”dan söz etmeye başlayacaktır!..
İşte o zaman, insanlık ne BM’ye kulak verecektir, ne de “İsrail’i kınama” cesareti bile gösteremeyen Güvenlik Konseyi’ne!..
O gün geldiğinde;
“Yahudi teröristler” hangi deliğe gizlenmiş olurlarsa olsunlar, oradan çıkarılacak ve hakettikleri cezalara çarptırılacaklardır!..
Kim mi yapacak bunu?..
Dün Hizbullah, bugün Hamas, nasıl ki “İsrail’in karizmasını çizdiler”se, yarın ortaya çıkacak bir başka “örgüt” veya “ülke” de, “Terörist Yahudiler”den yaptıklarının hesabını tek tek soracaktır!..
Öyle ya;
“Bugün”ün “yarın”ı da vardır!..
Ve ayrıca malûmdur ki;
“Keser” döner, “sap” döner,
Bir gün “hesap” döner!..

NE KADAR MÜSLÜMAN CESEDİ, O KADAR OY!
Televizyonlardaki “yorum”lardan yola çıkıp, nerelere geldik!.. O yorumlarda, ayrıca “seçim” konusu üzerinde de duruluyor ve İsrail’in, “katliam amaçlı saldırı”ları, bir “seçim yatırımı” olarak kullandığı / kullanacağı ifade ediliyordu.
Bu yorumlardan benim anladığım şu:
İsrail, 10 Şubat 2009’da seçime gidecek!..
Seçime katılacak partilerin ortak hedefinde “Filistin” veya “Hamas” var...
Sloganları şu olsa gerek:
“Filistin’e vur, sandıkları doldur!”
İnanın, aynen böyle!..
“Kim; daha çok Filistinli öldürür” ise, “Kim, ne kadar bebek katleder” ise, “Kim; ne kadar ev, okul, hastane ve cami yıkar” ise, “Kim; ne kadar ambulans vurur, doktor öldürür” ise... Veya “Bu katliama kim, ne kadar destek verir” ise, ona o kadar “oy” var!..
Düşünebiliyor musunuz;
“Yıkılmış bina”lar, “öldürülmüş beden”ler ve “katledilmiş bebekler” üzerine seçim yapıyorlar!..
Söyleyin Allah aşkına;
Bunun adına “Yahudi terörü” denmez de, bunun adına “Yahudi eşittir terörist” denmez de, daha başka ne denilir?..
Bir seçim ki; tamamen “ölüm” ve “soykırım” stratejisi üzerine kurulmuş!..
Ne kadar ceset, o kadar oy!..
Bunun adı da “demokrasi” olacak öyle mi?..
Tükürürüm böyle “demokrasi”nin içine!..
Tükürürüm böyle bir “politika”nın içine!..
Tükürürüm böyle bir “ülke”nin içine!..
Ve tabiî;
Tükürürüm böyle bir BM’nin, böyle bir Güvenlik Konseyi’nin, böyle bir ABD ve böyle bir AB’nin içine!..

UYAN EY MÜSLÜMAN, GÖR KAHPELERİ!
Gelin de tükürmeyin;
Katil sürüsü Yahudi, “ne kadar ölü, o kadar oy” hesabıyla Filistinli Müslümanlara saldıracak ve bunun adı da “İsrail’in kendini savunması” olarak yorumlanacak, öyle mi?..
Böyle bir “anlayış”ın da, böyle bir “demokrasi”nin de, böyle bir “çağdaş”lığın da, böyle bir “Avrupa” ve “Amerika”nın da içine tüküreyim!..
Sadece onların değil, onlara destek veren, en azından “soykırıma sessiz” kalan “dükalık”ların, “lobi”lerin, “lions, rotaryen ve mason locası” gibi kulüplerin de içine tüküreyim!..
“İsrailsever medya”nın da içine tüküreyim!..
Onlar ki; Türkiye’nin “İsrail ile Suriye arasında sürdürdüğü arabuluculuk girişimlerinin İsrail tarafından hançerlendiğini” bile bile, “Başbakan Erdoğan, niye İsrail’e gitmedi?” diye sorarlar!..
Ulan “S-orospu kafalı”lar;
Erdoğan, niye gitsin İsrail’e?..
“Barışı hançerleyen” zaten İsrail değil mi?..
Niye gitsin AB ülkelerine? Gitseydi, ne değişecekti ki?
Ne yani; Erdoğan gitseydi, Avrupa, “İsrail’in uyguladığı soykırımdır” mı diyecekti?..
Yoksa, Gazze’yi zaten “işgal ve kuşatma” altında tuttuğu gerçeğini görmezden gelip, “İsrail kendini savunuyor” demeye devam mı edeceklerdi?..
Onların da içine tüküreyim!..
Onlar değil miydi, “insan hakları” diyen?..
Hani nerede kaldı o “kriter”ler, hani nerede kaldı “insan hakları” edebiyatı?..
“Müslüman”a geldi mi, her şey ve her kavram anında rafa kaldırılıyor değil mi?..
Topunuzun içine tüküreyim!..
Uyan ey “Müslümanım” uyan!..
Uyan da, gör bu “kahpelik”leri!..
Nur Hanım’ı böyle görürseniz!
Bir gün gelir, Prof. Dr. Nur Serter’i böyle “başörtülü” görürseniz, hiç şaşırmayın... Ben, sağ taraftaki “fotomontaj” fotoğrafı photo- shop uzmanımız Emrah Savcı’ya, 7 Temmuz 2002’de yaptırmıştım...
Şimdi görüyorum ki; “başörtüsü aleyhtarlığı”nın da ötesinde, “ikna odaları”nın mucitleri arasında bulunan CHP’li Nur Serter, önceki gün Tuzla’da “başörtülülere rozet” takmaya başlamış!..
CHP’li Nur Serter hanım; üzerine “rozet” taktığı “başörtüsü”nü, bir gün gelir de başına takar ise, hiç şaşırmayın!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Karakaya Arşivi