Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Suriye ile savunma işbirliği anlaşması

Suriye ile savunma işbirliği anlaşması

İsrail’in saldırgan politikaları sürüyor..
Türkiye’nin ABD ve İngiltere ile stratejik işbirliği içinde olması İsrail sorununda çözüm için yeterli olmuyor..
Ankara’nın Suriye hükümeti ile stratejik işbirliği ve vizelerin karşılıklı olarak kaldırılması yönünde bir anlaşma yapması, İsrail’e anlaşılır bir cevap olacaktır..
Türkiye-Suriye yakınlaşması, Suriye’deki derin yapıların çözülmesi ve normalleşme açısından önemli bir katkı da sağlayacaktır..
Zayıf ve kapalı bir rejimle yönetilen Suriye, Rusya’nın sıçrama tahtası ya da Fransızların nüfuz alanı olmaktan öte bir anlam taşımayacaktır.. Suriye-İran ilişkisi ise hep başka şekillerde yorumlanacaktır..
Suriye hükümetinin Gazze konusuna bakışı, Suriye’de köprünün altından çok sular aktığının bir göstergesidir..
İsrail’le ilişkisi, komşusu Suriye ile ilişkisinden çok daha ileri olan bir Türkiye’nin İslâm dünyası üzerindeki etkisi ve güvenilirliği hep ihtiyadla karşılanacaktır..
Ben, bugünkü Suriye yönetiminin bu işe hazır olduğunu düşünüyorum.
Suriye ile ilişkilerin geliştirilmesi, sadece stratejik bir ortaklık olmayacak, kültürel, iktisadi, insani açıdan olduğu gibi, terörle mücadelede de önemli bir fırsat olacaktır..
Eğer Suriye yalnız bırakılır ve başka ülkelerin sıçrama tahtası haline gelirse, bu durum bütün bu konularda Türkiye için bir risk alanı haline dönecektir..
Zaten Türkiye-Suriye ilişkilerinde önemli birtakım adımlar atılmıştır. Bu sürecin hızlandırılarak devam ettirilmesi gerekmektedir.. Bu konuda sadece bu ilişkilerin hükümetlerarası düzeyde değil, akademik, meslek odaları, STK düzeyinde de sürdürülmesi gerekir. Öğrenci değişimi, media işbirliği ve ortak TV dizileri ve film yapımları, kültürel etkinlikler bu açıdan önemlidir..
Türkiye’yi arkasına alacak olan bir Suriye, Arap dünyasında ciddi bir etkinlik ve saygınlık kazanabilir..
Suriye, Arap ülkeleri için model bir ülke haline gelebilir.. Yani Arap dünyasının yeniden yapılandırılmasında bir pilot çalışma olarak örnek teşkil edebilir..
Sanırım bunun için Suriye’de internet kullanımı önemli. Dışa açılma, tabuların yıkılmasında internet önemli bir araç.
Tabii bu aşamada Suriye’nin yarı militer bir ülke görünümünden kurtulması gerekir.. İnsan hakları ihlallerinin kaldırılması da şart.. Bürokrasinin ıslahı, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, istihbarat faaliyetlerinin makul seviyeye çekilmesi, yolsuzluk ve rüşvetin önlenmesi, özelleştirme, eğitim alanında reform, media ve sivil, mesleki örgütler, sendika ve vakıfların daha özgür hale getirilmesi, resmi ideoloji ve tek adam dayatmasına son verilmesi, yani siyasi örgütlenme, düşünce ve ifade hürriyetinin önündeki engellerin kaldırılması.. Ne o öyle her yerde Atatürk resmi gibi Hafız Esad resimleri.. Heykeller.. Yakışmıyor! Bu gibi işler, korunmaya çalışılan değere, daha fazla zarar veriyor..
Türkiye bir yandan Suriye, öte yandan Azerbaycan’la benzer anlaşmalar yapabilir.. İlk aşamada Suriye, Azerbaycan ve Balkanlar’dan çok daha yakın ve sıcak bir müttefik bulmalıyız kendimize.. Kara bütünlüğü açısından bu müttefik Yunanistan ya da Bulgaristan bile olabilir.. İnanın halklar arasında düşmanlık yok aslında.. Bunlar bizim eski vilayetlerimiz.. Önyargılarla desteklenen düşmanlıkların kökleri yok..
Azerbaycan konusunda neden Ankara Nahcıvan’la sınırları kaldırmaz ki! Pekala serbest dolaşım ve çalışma, eğitim ve ticaret anlaşması yapılabilir. Hatta bir kanton anlaşması bile yapılabilir.. Sosyal, kültürel ve ekonomik ilişkilerde öncelik Azerbaycan’a ait olmak üzere, ortak yönetim anlayışı geliştirilebilir ve bu konuda Nahcıvan yönetimi özerk olabilir.. Yani bir çözüm bulunur.. Ortak askeri eğitim ve tatbikatlar yapılır..
Düşünsenize, bu iş kömür, demir-çelik birliğinden daha anlamlı değil mi? Bu birliğe yeni katılan ülkeler, birbirlerinin tabii bir müttefiki haline gelirken Türkiye bir mihver ülkeye dönüşür.. Bir sonraki adımda, İran, Mısır, Ukrayna yeni bir sacayağı oluşturur belki..
Önce yaşadığımız alanı, güven ve istikrar alanı, bir cazibe merkezi haline getirmemiz gerek.
Korkuyla değil, umutla hareket etmeyi öğrenmeliyiz.
Ergenekon belası gibi belalardan kurtulup, darbe tehdidinin zebunu toplulukların korku düzeninin dışına çıkıp ülkemiz, bölgemiz, dünya barışı, refah, mutluluk ve güvenliği için bir şeyler yapmalıyız..
Bunun için birbirimize muhtacız..
Birbirimizden korkmak yerine birlikte bir şeyler yapmak için kollarımızı sıvamalıyız.
Selam ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi