Mahir Kaynak

Mahir Kaynak

Düello ve Erdoğan

Düello ve Erdoğan

İki kişi yarıştığında taraflardan biri galip gelir ama hiçbiri yok olmaz ve yeniden yarışabilirler. Ancak düello bir kere yapılır ve tekrarlanamaz.

Erdoğan ile Peres arasındaki tartışma bir yarış mı yoksa bir düello muydu? Şüphesiz söz konusu olan iki ülkeden birinin yok olması değil, Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerdir. İsrail’in Gazze’deki operasyonu normal sınırların dışına taştı, öldürülen insanların sayısı ve kimlikleri, özellikle çocukların hedef alınması büyük bir tepki yarattı.

Erdoğan’ın kullandığı dilin diplomatik teamüllerin dışına çıktığını söyleyenler, olayların da teamüllerin dışında olduğunu ve bir saldırıya karşılık vermenin ötesine taştığını gözardı edemez. İsrail Hamas’ın saldırısı karşısında kendini savunduğunu söyleyebilir ama savunmanın her önüne geleni öldürmek olduğunu söyleyemez.

Tarafların haklılığı ve haksızlığı konusunda çok şey söylenecektir. Ben siyasi sonuçlarının ne olacağını irdelemeye çalışacağım. Cevaplandırılması gereken ilk soru İsrail ve onu destekleyen güçlerin tavrının ne olacağı. Mesela ABD iktidarın politikalarını kendi çıkarlarına aykırı bulup yeni bir iktidar arayışına girer mi, bu amaçla bir takım operasyonlar yapar mı? Bunun kolay olmayacağı söylenebilir. Geçmişte halkı yönlendiren odakların sınırlılığı, medyanın neredeyse tümünün kontrol altında olması bu gibi operasyonların kolayca yapılmasını sağlıyordu. Bugün siyaseti etkilemek ya da demokrasi dışı yollarla iktidar değiştirmek eskisi kadar kolay değil ve buna kalkışanların kesin bir yenilgiyle karşılaşması ve siyasi etkilerinin de sıfırlanması ihtimal dahilinde. Ayrıca ekonomik krizin sebep olduğu belirsizliğe bir yenisinin eklenmesi göze alınamaz.

Geçmişte Sovyet tehdidi, ABD’nin Türkiye’ye yönelik herhangi bir olumsuz tavrının olmaması ülkemizde büyük bir ABD taraftarlığı yaratmıştı. Şimdi hava tersine döndü ve yaygın bir ABD karşıtlığı oluştu. Bunu büyütecek herhangi bir olay geri dönülmez bir durumun oluşmasına yol açabilir. İsrail bölge halklarının yoğun düşmanlığıyla karşı karşıya. Buna Türkiye’nin de eklenmesi onu çok zor bir durumda bırakır.

İç politikada Erdoğan’nın üslubunu eleştirenler halktan destek değil tepki görürler. Özellikle CHP’yi temsil eden bazı politikacıların bu yöndeki beyanatları olumsuz algılanır. Türkiye’nin kişiliksiz politika izlediğini ileri sürüp askeri müdahalenin gerekliliğini savunanların iddiaları boşa çıkar. Siyasi rekabetin laiklik-İslamcılık ekseninden uzaklaşıp dış politikaya ve ülkemizin dünyadaki yeri ve misyonuna kayması bugüne kadar siyasette egemen olan söylemleri tümüyle değiştirir ve muhalefetin yeni fikirler ileri sürmesini gerektirir.

Bazı Kürt politikacıların kendilerini Filistinlilere benzetmesi havada kalır. ABD ve İsrail desteğiyle varlıklarını sürdürenler de tabanlarını kaybeder.

Türkiye büyük bir mücadelenin eşiğindedir. Muhalifi, darbecisi, farklı ideolojileri savunanlar ortak bir cephede buluşmalıdır. Hem başarı hem de yenilgi herkesi etkileyecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mahir Kaynak Arşivi