Mahir Kaynak

Mahir Kaynak

İletişimin gizliliği ve güvenliği

İletişimin gizliliği ve güvenliği

Ülkemizde iletişimin ve özel hayatın gizliliği ile suçların takibi ve devletin güvenliği konusunda bir ikilem yaşanmaktadır. Neredeyse herkes özellikle telefonlarının dinlendiği ve özel hayatının başkaları tarafından bilindiği endişesi taşıyor. Buna karşılık devlet, sınırları kanunlarla çizilmiş bir dinleme ve izlemenin söz konusu olduğunu söylüyor. Bu konunun ele alınışında ilkesel eksiklikler olduğu görülüyor.

İletişimin kontrolünde iki kategori birbirinden kesinlikle ayrılmalıdır. Suça yönelik kontrol ile devletin güvenliğine yönelik izlemelerin tek bir kurumun kontrolünde yapılmasında ciddi sakıncalar vardır. Suça ve suçlulara yönelik dinlemeler bugünkü sistem içinde yapılabilir. Yani güvenlik güçlerinin talebi yargının izniyle gerçekleştirilir. Ancak aynı şey istihbarat amacıyla yapılan dinlemelerde geçerli olmaz. Çünkü istihbarat faaliyetleri bir suça yönelik değildir.

Asıl sorun istihbarat konusundaki bilgisizlikten kaynaklanıyor. Devletin ya da iktidarın eylemlerinden şikayet eden ve bunu günlük yaşamında abartılı sözlerle ifade edenler istihbarat teşkilatının hedefi olduğunu ve dinlendiğini düşünüyor. Bu durum öyle bir boyut kazandı ki nerdeyse herkes dinlendiğini sanıyor.

Devletin hiç kimsenin, ne kadar aykırı olursa olsun, düşünceleri nedeniyle izlenmeyeceğini anlatması gerekir. Bir düşünce yayılması halinde anlam ifade eder ve bunun suç olup olmadığına yargı karar verir. Bunların istihbarat teşkilatlarınca izlenmesine gerek yoktur. Dar bir çevredeki faaliyetler de izlenmeye değmez.

İstihbarat teşkilatları suçluları izlemez. Bir suç örgütü devletin güvenliğini tehdit ediyorsa o örgütü ortaya çıkarır. Yani hedefi militan değil örgüt ve onun arkasındaki siyasal güç ve özellikle yabancı bir ülkenin istihbarat örgütüdür. Bir benzetme yapmak gerekirse, önemli bir kişiye yönelik suikasta karar veren odağı ve amacını istihbarat teşkilatı tespit eder ama tetikçiyi bulmak ve yakalamak emniyetin görevidir.

İstihbarat teşkilatının dinleme için izin almasına gerek yoktur. Eğer görevi iyi tanımlanırsa herhangi bir insanın onun faaliyetlerinden tedirgin olması anlamsızdır. Çünkü herhangi bir birey devletin güvenliğini tehdit edecek boyutta bir eylemi gerçekleştiremez.

İstihbarat teşkilatlarının kendi kararlarıyla dinleme yapmasına imkan tanınırken onların da görev tanımlamalarının dışına taşmamasının sağlanması gerekir. İstihbarat teşkilatı siyasi ve ideolojik mücadelede taraf değildir. Eğer bir dış odak geçerli ideoloji maskesi altında ülkenin siyasetine müdahale ediyorsa onu da izler. Eğer bir siyasi partiyi ya da fikir hareketini izliyorsa bu onları etkisiz kılmak için değil dış etkilerden korumak amacına yönelik olmalıdır. Mesela bir siyasi parti de dinleme yapabilir ya da oraya ajan yerleştirebilir ama bir dış sızma ya da operasyon tespit ederse parti yönetimini uyarır. Devlet istihbarat teşkilatının bu çerçevenin dışına çıkmamasını sağlamak ve suiistimalleri önlemek zorundadır. Bunu yapmazsa halkın istihbarat teşkilatına güven duymamasını engelleyemez.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mahir Kaynak Arşivi