Erdem Bayazıt, tek parti döneminden sonra edebiyatımızda ve şiirimizde, kişilik dönüşümünü işaret eden önemli isimlerden biridir. İlk Cumhuriyet kuşağının basit ideolojik kalıplarla yetinen şair ve yazarlarının ardından gelen bu yeni nesil, derinlere giden köklerinin farkında olmaları, ucuz ideolojik sloganlarla yetinmeyen kabulleri, siyasî sınırları aşma ve geniş ufuklara yönelme iradeleri ile tanınır ve bilinir.
Sezai Karakoç'un erken zuhurundan sonra ortaya çıkan ve 1960'tan sonra eserlerini vermeye başlayan bu nesil, edebiyatımızın sokulmak istendiği sun'î yatağından tabiî yatağına avdetinin müjdecisi olmuştur. Erdem Bayazıt, bu müjdeyi şu mısralarla dile getirir:
“Bir an kayboldun gibi! Yaşadım kıyameti
Yoruldun ama buldun ey kalbim emaneti”
Hem mahallî, millî ve hem de cihanşümul olmanın ne demek olduğunu bu nesil eserleriyle ve hayatlarıyla ortaya koymuştur. Erdem Bayazıt'ın dünyanın bugünkü çıkmazlarını, beşeriyetin teknoloji karşısında küçük düşürülüşünü ifadede gösterdiği heyecan, insanının ve ülkesinin sesi olmaya yönelme iradesi kadar güçlüdür. Şöyle der bir şiirinde;
“Yeniden su yürüdü dalıma yaprağıma
Bir bakışın can verdi kurumuş toprağıma.”
Maraş'ın “Bey” tabiatlı çocuğu, 1950'li yıllarda şehrinde palazlanmaya başlayan gençlik ateşinin içinde pişer. Hayatlarının Maraş'tan sonraki dönemlerinde de birlikte anılan arkadaş grubu, bir edebiyat çevresi oluşturacak yeteneklerini yalnızlaşarak ziyan etmezler ve edebiyatımızın 1970 sonrasında varlıklarını toplu olarak gerçek anlamda duyururlar.
Erdem Bayazıt, 1972'de yayınlanan ilk şiir kitabı Sebeb Ey'den itibaren muhtevasını ve sesini koruyan şiiri yanında, günlük gazetelerde veya dergilerde yayınlanan yazılarıyla da bir fikir ve hareket bütünlüğü ortaya koyar.
Mehmet Akif'in çağımızdaki hayrülhalefi aransa, ilk akla gelecek isim Erdem Bayazıt olur. Şiirinde, Müslümanların kaç asırlık bunalımlı hayatı ve buna karşı geliştirilmesi gereken tepki ifadesini bulur. Erdem Bayazıt, şiirle fikri iç içe geçirmesine rağmen, lirizmini kaybetmez. Kitlelere şiiriyle hitabı, bir haykırış olarak hissedilir.
Bu hitabet üslubu, duygulu arka planını yüzünden okuyanı rahatsız etmez. Fikir ve siyaset vurgusu şiirine yük olmaz. Milletinin inancını, ümidini, öfkesini ve sevgisini terennümde son dönemlerde pek görülmeyen Mehmet Akif vari yüksek ses dikkati çeker. Şiiri bazen acı bir feryat halini alır, bazen bir meydan okumadır, bazen de hisli bir duaya dönüşür.
Erdem Bayazıt, âdeta batılılaşma döneminin milletinden, tarihinden, birikiminden ve medeniyetinden kopan yabancılaşmış aydınına karşı şiirle direnmiştir. “Kültürsüz iktisat, iktisatsız kültür” olmayacağı düşüncesini sonuna kadar savunmuştur. Edebiyatçı kişiliğinin, hareket ve siyaset adamlığından zarar görmemesi de dikkat çekicidir.
Erdem Bayazıt'ı 50. sanat yılında, en olgun zamanında kaybettik. Sanat hayatının 50. yılı dolayısıyla Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul, Konya ve Erzurum Şubeleriyle kalıcı faaliyetler gerçekleştirdi ve bu toplantılarda sunulan bildirilerin, yapılan konuşmaların büyük bölümünü bu kitapta bir araya getirdi.
Türkiye Yazarlar Birliği kurucularından olan Erdem Bayazıt'la ilgili bir armağan kitap yayınlanması fikri, Kahramanmaraş Belediye Başkanı Mustafa Poyraz tarafından ilgiyle karşılanır. Kahramanmaraş'a ilahî bir bağış olarak düşünülen Erdem Bayazıt, böylece vefatından sonra hemşehrilerinin ilgisine mazhar olur.
Belediye denilince akla önce temizlik gelir. Oysa kültür olmadan temizlik olmaz. Kahramanmaraş Belediyesi kültürel faaliyetler anlamında en başarılı belediyelerimizden birisidir. İşte bir örneği de Erdem Bayazıt’a olan vefalarıdır.
Belediye Başkanı Mustafa Poyraz’ı kutlarken, Türkiye Yazarlar Birliği, “dosta” “dostluk” örneği olarak kendilerine yakışanı yapmışlardır. Tebrik ve teşekkür etmekten öte ne söylenebilir ki. Ellerine, dillerine, yüreklerine sağlık. Okunmak kaydıyla hepimizin elinde olması gereken bir kitap olmuş.
Eser hakkında bilgi için: Türkiye Yazarlar Birliği; Tel: 0312 - 417 34 72