Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Deniz Feneri Deniz Baykal’ın defterini dürecek

Deniz Feneri Deniz Baykal’ın defterini dürecek

Rahmetli dedem derdi ki; “Oğul, bu CHP’lilerin Allah bir dediğine bile itimat etmeyip, ‘Benim Allah’ımı mı, yoksa kendi inandığınızı mı kastediyorsunuz’ diye soracaksın” derdi.
Böyle bir ikazı ilk duyduğumda çok fazla anlam verememiş ve şöyle sormuştum: “Allah bir tanedir, İnönücülerin Allah’ı ile bizim Allah’ımız bir değil mi?” demiştim de rahmetli de şu cevabı vermişti:
“Bu adamlar imanın 6 şartına denk gelsin diye partilerinin amblemini altı ok yaptılar ve kendilerine göre yeni iman şekli belirlediler. Bununla da kalmayarak, ‘Biz bu her bir okla, imanın altı şartını vuracağız’ diye bas bas köy meydanlarında, kasaba pazarlarında bağırdılar. Aynı Allah’a inansak bizim gibi normal insan olmazlar mı?”
Belki daha başka şeyler de söylemiştir ama çocukluğumda aklımda kalanlar bunlar. Ben CHP zulmünü, zılgıtını ve darbesini yemiş bir çevrede yetiştim. Çevrem hep dini bütün insanlardan müteşekkildi. Bir CHP’li görsem, uzaydan gelmiş gibi uzun uzun hareketlerini inceler, sonra korkarak yanlarından kaçardım. Çünkü hep küfürlü konuşurlardı.
Bugün başta Deniz Baykal olmak üzere arkasından gidenlere bakınca, o günlerden tanıdığım ve bildiğim CHP’lilerden hiçbir farkları olmadığını görüyorum. Bütün dünya değişirken, bunların zihniyetlerinde zerre değişiklik olmaması korkunç değil mi?
Kâinat her gün değişikliğe uğruyor, dünyanın neresinde olursu olsun, bilumum canlılar 24 saat içerisinde müthiş değişiklikler yaşıyor. Düşünceler, fikirler, sözler, eylemler, doğruları buldukça değişiyor ve devamlı yenileniyor.
Lakin malum zihniyet peşinde yürüyenler nasıl oluyorsa, zerre değişmiyor ve at gözlüklerini çıkarıp, dünyada neler olup bitiyor diye bir dakikalık zaman bile harcamıyorlar. 1940’daki CHP zihniyeti neyse, 2009’da aynı.
Allaş aşkına bu ne inattır, bu ne imandır (!), bu ne kararlılıktır, bu ne direnmedir, bu nasıl bir at gözlüğüdür. Milletle ağlamazlar, milletle gülmezler. Milletin hiçbir değer yargısını paylaşmaz, kendileri çalar kendileri söylerler. Ne felaketlerde vardırlar, ne düğünlerde. Gerçekten çok ilginç değiller mi? Ha ne var, şu milletle ortak olan bir yönlerini bilelim.
Normalde bir parti lideri ne yapar? Ülkeye ve topluma dair projelerini dile getirir, bunları nasıl gerçekleştireceğini anlatır, iktidarın yanlışlarını ortaya koyar ve milletle barış içerisinde devleti nasıl yöneteceğini anlatır. Bunlar ne yapıyor peki?
İnternetten toplama yazıları kırmızı kapaklı bir dosyaya koymuşlar, siyasi mitinglere o dosyalarla çıkıp, “Deniz Feneri’nin defterini dürün” diye bağırıyorlar. CHP’nin rakibi Deniz Feneri değil ki, Ak Parti. Ak Parti’ye bağırması gerekirken Deniz Feneri’ne bağırıyor.
Deniz Feneri, hayırseverlerin yardımlarını muhtaç ailelere ulaştıran bir köprüdür. Bugüne kadar da işini büyük bir titizlikle yapmıştır. Ayrıca bu hayırseverlerin içerisinde hiç CHP’li yoktur. CHP zihniyetinin bu tarakta bezi olmadığını bütün dünya âlem bilir.
Deniz Feneri’ne yardımda bulunup da parasının pulunun yanlış yerlerde kullanıldığına dair şikâyet edecek bir hayırsever varsa, o hayırseverin şikâyette bulunacağı makam CHP olmadığı gibi herhangi bir siyasi parti de değildir. Niye bunlar buyrulmadık işi tutarlar peki?
Deniz Feneri milyonlarca aç insana ekmek aş vermiş, milyonlarca muhtaç aileyi sıcak yuvaya kavuşturmuş, dünyanın neresinde olursa olsun, din, dil, ırk ayrımı yapmadan bütün felaketlere koşmuş ve insanların imdadına yetişmiştir. Bütün bunları yaparken, CHP’liler hangi yaralı parmağa merhem olmuşlardır. Var mıdır olumlu bir icraatları.
Baykal ve adamları, Deniz Feneri’ne iftira ve hakaretlerde bulunurken, Ak Parti’ye değil, Deniz Feneri’nin bağışçı ve gönüllülerine hakaret etmektedirler. Deniz Feneri’ne yardımda bulunan ve yardım alan milyonlarca insanın da nefretini kazanmaktadırlar.
İktidar ile hayır kurumlarını ayırt edemeyecek basiretsiz siyasilerden ülkeye ve millete ne hayır gelir Allah aşkına. Allah’ın izniyle 29 Mart günü akşamına kadar, Deniz Feneri gönüllüleri ve bağışçıları olarak, Baykal’ın defterini büyük bir şerefle düreceğiz. Gerçi benim inandığım Allah, onların defterini çoktan dürdü de azıcığını da bize bırakmış.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi