Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Yavru Ergenekon!

Yavru Ergenekon!

Kürt Ergenekonundan sonra bir de yavru Ergenekon çıktı.
Aslında ben bunun ilk işaretini, okuyanlar hatırlayacaklar, Ergenekon iddianamesinin yayınlandığı ilk günlerde vermiştim..
Demirel ve Denktaş olmadan bu iddianame eksik kalacaktır.. Denktaş Demirel’in Kıbrıs versiyonudur.. İster Demirel’den gidin, ister Denktaş’tan, hangisinden giderseniz gidin bu derin tünel sizi ötekine götürecektir..
İkisi de “sır küpü” ya da moda deyimi ile “Kara kutu”dur..
Bu işin bugüne kadar uzaması da aslında olağan değil..
Aslında Ergenekonun sınır ötesi ilişkisi Kıbrıs’la sınırlı değil.. Uyuşturucu bağı ile Afganistan’a kadar gider.. Türk dünyasıyla ilişkiler yönü ile ucu Çin’e dayanır.. Balkanlardan Polonya’ya kadar gider.. Ve tabii Rusya! AB itibarı ile İsveç, Londra, İspanya, Malta.. Ortadoğu’da İsrail-Mısır, öte yandan Suudi Arabistan, Dubai..
Ha! Sınır komşularımızdan bu işle bağı olmayan bir tane ülke yok.. Yunanistan mesela, sandığınızdan daha içli dışlıdır bu işle..
Daha işin bu yanı hiç ortaya çıkmadı..
Dikkat ederseniz, NATO’dan bu konuda ses yok. AB ülkelerinde de ses var görüntü yok. Belçika ile daha Fehriye sorunu bile çözülebilmiş değil..
Kıbrıs’tan gelen haberler, Ergenekonun Kıbrıs ayağının deşifre olmaya başladığını gösteriyor.. Daha şimdiden 19 Nisan’da yapılacak seçimler öncesi, haber siyasi gündemi altüst etmiş durumda..
Ergenekon tutuklusu Mustafa Özbek’te ele geçirilen belgelerde çarpıcı bilgiler bulunuyor. 2. Ergenekon iddianamesinde “Özbek’in talimatıyla KKTC’deki seçimlere müdahale edildiği ve Derviş Eroğlu’nun seçimleri kazanmasının sağlandığı” iddiaları var. KKTC Başbakanı Ferdi Soyer bu iddiaları başsavcılığa gönderdi ve incelenmesini istedi ve Rauf Denktaş ile Derviş Eroğlu hakkında soruşturma talep etti.
Yine daha önce yazmıştım. İran devriminden sonra, Amerikan elçiliğinde ele geçen belgelerde, Türkiye ile ilgili ilginç ayrıntılar vardı.. Mesela o belgelerdeki bilgilere göre kanlı 1 Mayıs’ın arkasında İran’daki özel harpçiler, emniyet, istihbarat ve askeri timlerin işbirliği sözkonusu idi..
Gözaltında kayıplar, ölüm tarlaları, ceset kuyuları bir kenara, Mumcu’dan Ersever’e, Aksoy’dan Üçok’a, Hablemitoğlu’na kadar daha birçok faili meçhulün arkasında da bu ve benzeri çeteler var..
Daha bitmedi, Maraş, Çorum, Sıvas, Başbağlar’ın üzerine gidin bakalım arkasından kim çıkacak?
Media, Mafia, Sermaye, Siyaset, Bürokrasi, STK, Tarikat, Sanat dünyası; her yerde varlar..
Mesela Tuncay Güney tek örnek değil.. Ya da Kalkancı... Hâlâ görevde olanlar da var.. Tuncay Güney’in Samanyolu’nda çalıştığını, Çarşamba’ya gidip geldiğini Şenlikoğlu ile tanıştıklarını, MİT’e hizmet ettiğini, Veli Küçük’le birlikte olduklarını, Gay kulübünde görüşmeler yaptığını, şimdi de hahamlık yaptığını biliyoruz da, hepsi bundan ibaret mi?
Mesela bizim çevreden en az Şenlikoğlu kadar tanışıklık içinde olan başka kimse yok mu? Var ama ne Tuncay söylüyor onları ne de o ilişki içinde olanlar..
Mesela Serdar Saçan’ın yaptıklarına söylediklerine bakın? “Meclis’te türbanlı kadınlar için ayrı şey açılıyor. Nedir o? Berber-kuaför açılıyor. Gider ondan sonra bir bakarsın ki ağaçlarda sallanmalar var. Az kaldı. Çok az kaldı yani... Sabırları çok zorluyor bunlar. Bunlar Türk devletinin refleksini bilmiyorlar. O refleks yalnız yakınlaşıyor, onu sana söyleyeyim. Bir gecede bütün her şey değişebilir yani... Ha bu millet direnir mi? Bu millet güç neredeyse ona tapar. Ertesi gün bakarsın o refleksif hareketi yapanların yanında yer almış hepsi”. Bunu söyleyen adamın kız kardeşi başörtülü hanımların oluşturduğu bir platformun başkanı.. Hani insanlar farklı düşünebilir ama, bunun da açık olması gerekir.. Mesela Saçan’ın bu ifadelerinde samimi olduğunu sanmıyorum.. Kimin hangi konuda ne zaman samimi ne zaman ikili davrandığını bilmiyorum artık!
Apo “kadrolu” olduktan sonra kim kimdir kim bilir? Bir tarikatçıya şeyhinin Ergenekoncu olduğunu anlatmak ne kadar zorsa, bir DTP’li ya da PKK sempatizanına da Apo’yu ya da bir İP’liye Doğu Perinçek’in ilişkilerini kabul ettirmek o kadar zor.. Diğerleri farklı mı sanki. Herkes liderine, örgütüne, şeyhine iman etmiş vaziyette nerede ise...
Hani İlhan Selçuk, Faik Türün tarafından işkenceye alınmıştı.. Şimdi öğreniyoruz ki, bu iş bir iç hesaplaşma. Yoksa darbeciler ve darbe karşıtları arasındaki bir hesaplaşma değil..
Ergenekon’un ihtiyarları yeni planlar peşinde.. Bugüne kadar ne yaptılarsa ayaklarına dolaştı. Son olarak GATA operasyonu başlarına bela oldu. Özellikle Eruygur’un ardından Ersöz ile ilgili gelişmeler GATA içinde de tepki görmeye başladı..
Görünen o ki, GATA’da Kıbrıs’tan gelecek yeni hastalar için yeni bölümler açmak gerekebilir..
Selâm ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi