Hasan Aksay

Hasan Aksay

Küresel güç ve anayasa

Küresel güç ve anayasa

Her işin başı insan. Küresel güç, insanla oluyor, gövdeyle değil. Onun için Akif, Süleymaniye şaheseri için, “Bir Süleyman yine lazım, yeniden bir de Sinan” der. Kayı Beyliği, Anadolu beyliklerinin küçüklerinden biriydi. Millet, sistem ve yönetim zirvede bütünleşti, küresel güç, cihan imparatorluğu doğdu. Hitler, iki günde Fransa’yı dize getiren Almanya’yı; Bush, süper güç denen Amerika’yı ne hallere düşürdü.
Dünyanın huzur ve selamete ermesi, milletlerin aç ve açıkta kalmaması için milletin, sistemin ve yönetimin sağlığı ve ahengi son derece önemlidir. Bu üç “olmazsa olmazın” önem sırasıyla, öncelik sıraları farklıdır. Önemde sıralama, millet, sistem ve yönetim. Arada hiçbir fasıla olamamakla, üçü adeta bir bütün olarak görülmekle beraber, oluşum sırasını tarih şöyle göstermektedir. Güçlü yönetim, sağlıklı sistem, ahlak ve neticede yükselen huzur, saadet, refah ve güç.
“Endeze işler, el övünür”. Yönetimlerin hizmet vasıtası, siyasi sistemidir. Siyasi sistem, aklı, vicdanı tatmin eden ahlak, erdem ve adaletle bütünleşmeli, zamanın özgürlük, üretim, ticaret gibi değişen gereklerine cevap vermelidir. Demokrasilerde bu sistemin adı “anayasa”dır.
Tarih ve günümüz deneyimleri gösteriyor ki, hiçbir ihtilal sivil anayasalarla yoluna devam edemiyor. Edemez, çünkü darbeler kısa ömürlü, en kötü, en çirkin diktatörlüklerdir. Darbe anayasalarının temel maddesi, geçicidir ve “darbecilerin yargılanamayacağını” amirdir. Devlet, insan ömrüyle sınırlanamayan geniş bir ufku hedefler. Ona göre düzen kurar. Yüz metre koşu kuralıyla maraton, darbeci ufkuyla devlet olunmaz. Darbe anayasalarıyla yola çıkıp, milletler yarışında başarı kazanılmaz. “TBMM ancak 367 ekseriyetle toplanabilir” gibi kurallarla ancak zaman kaybedilir. Fransa Masonlarının toplanıp Türk Masonlarına, “Milletin % 80’i istese aldırmayın, başörtüsüne geçit vermeyin” gibi talimatlarla millet oyalanır, yolda kalır.
Türkiye, sivil bir anayasa gereğini tartışma zeminini çoktan aşmıştır. Bu konu, aklın, mantığın ve ülke şartlarının mutlak gereği haline gelmiştir. Giriş olarak gerekçeden başlamamın nedeni, yeni anayasa için bakış ufkumuzu bir kere daha kontrol etmek içindir. Ümit ediyorum ki, bu ufuk çizgisi içerisindeki şu önemli noktalar üzerinde genişçe bir tartışma imkanını buluruz.
Gerek sistem, gerek içerik olarak batı demokrasileri bir şablon olarak alınmamalıdır. Batı demokrasisi, başladığı yerde, “plutodemokrasi”de kalmış, hatta çıkarcılar tarafından hoyratça yontulmuş ve yontulmaktadır. Oysa ulaşım ve iletişim teknolojisindeki gelişme ve bilginin yaygınlaşması, çok daha ileri, halkla bütünleşmeyi mümkün kılacak, milli iradeyi güçlü ve istikrarlı hale getirecek imkanlar doğurmuştur. Lobiler ve evrensel örgütler, sürekli milli iradeyi yozlaştırmakta, kendilerine saha açmaktadırlar. Neticede milletler, kendi iradelerine karşı güven kaybına uğramakta, son derece çürük tahtalarda ümit aramaktadır. Sebep, sistem halktan kopuyor.
Millet tarihiyle barıştırılmalı, kendi değerleriyle savaştırılmamalıdır.
Türkiye büyük devlettir, büyük olmak ve kalmak zorundadır. Tarihi, coğrafyası, birikimi, üstün ahlaki değerleri, bu sorumluluğu yüklemektedir. Globalleşen dünyada büyüklük için yeni topraklara ihtiyaç yoktur. Ahlak, erdem, sistem, barış, dayanışma gibi üstün değerlerde öncülük gerekmektedir. Bu konuda da siyasi kadro ve yapılanma önemlidir. Türkiye’nin senatoya ihtiyacı vardır. “Parti kapatmayı zorlaştıralım” gibi özel çareler aramaktan kurtulup, sistem sağlığına kavuşturulmalıdır.
Siyaset, adalete müdahale etmemeli. Ancak adaletin siyasallaşmaması, yozlaşmaması için tüm tedbirleri almakla sorumlu olduğunu unutmamalıdır. Adaletin, millet, akıl, vicdan ve denge ile irtibatı kesilmemelidir. Amerika’da bir yargıç, akciğer kanserinden ölen ve sigara içen bir kimse için Philip Morris şirketini 145 milyon dolar tazminata mahkum ediyor. Eğer bu adaletse, diğer sigara tiryakisi varisleri için aynı imkan tanınabilir mi? Bu tür keyfilikler, adaleti yozlaştırılma egzersizleridir. Bu gölgeliklerde, AİHM’nin tutarsızlıkları dikkatten kayboluyor,


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Aksay Arşivi