Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Ergenekon’da yeni dönem!

Ergenekon’da yeni dönem!

Kulağıma gelen haberler, yakın gelecekte önemli olaylar olacağının bir işareti gibi sanki.
Yeşil konusunun aniden gündeme bir bomba gibi düşmesi, arkasından Çatlı ile ilgili haberler..
Bunlar hayra işaret şeyler değil..
Ergenekoncu paşalar, ABD’nin gönderdiği yardımları kendi hesabına transfer edenler ortaya çıkacak mı?.. Silahları kendi çetelerine dağıtanlar belirlenecek mi?..
Birtakım politikacı ve emekli paşaların yurtiçi ve dışındaki özel hesaplarına ulaşıldığı haberi gelirse şaşırmayın. O zaman kızılca kıyamet kopacak tabii..
Bakın, aniden Fethullah hocaefendi de kalkıp gelebilir.. (Hoca” ve “efendi” demenin değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen devrim yasalarına rağmen suç olduğunu biliyorum. Anlaşıldı mı efendim!?)
Azerbaycan’da, Ermenistan’da da önemli olaylar olacak gibi.. Aliyev’ler de tartışmanın odağında gibi gözüküyor.. Ruslar da bu konuda ortalığı karıştıracak.. Bizim ABD yanlısı Neocon’ların, Ruslarla flörtünün sonuçlarını göreceğiz.. Tabii Sam Amca’nın buna cevabını da..
Bakın bu işler oldukça karışık..
Mesela Somali açıklarında kaçırılan gemilerin talimatının İngiltere’den geldiği anlaşıldı. Gemiler daha ilk limandan ayrılırken; yükü, içindekilerin kaç kişi olduğu, nereye gittiği, hangi ülkeye ait olduğu bilgileri, uydu telefonu ile korsanlara iletiliyor..
Herkese bu tür çeteler lazım.. İki tane zeki adam karada, başlarında 8-10 maceraperest toplar ve işi götürür.. Ölen ölsün, geride daha bir sürü geri zekalı işbaşı yapmak için sıra beklemektedir.. Kimi din, kimi ideoloji, kimi para, kimi intikam duyguları ile dolu.. Öfkeleri, cesaretleri ve ihtirasları akıllarından büyük insanlar bunlar..
Önemli bir köşe başını tutmuşlar. Hem Avrupa, Amerika kıtasından Asya’ya gidiş yolunun, hem de Kızıldeniz’in çıkışını tutmuş durumdalar. Yani Karadeniz, Marmara, Akdeniz üzerinden İran, Hindistan, Afganistan’a geçiş yolu üzerindeler.. Rusya İran bağlantısının kara bağlantısı da var, ama yine de bu bağlantı noktası birçok bakımdan önemli..
Buradan birileri silah, uyuşturucu, ambargolu ülkelere teknolojik, kimyasal bir makine, hammadde sevk ettiğine dair bir şüphesi varsa, “terör örgütü-korsan” grubunu kolaylıkla harekete geçirebilir.. Yani dünya derin devletinin denetim mekanizması için bu tür çeteler fonksiyonel bir rol üsleniyor olabilir.. Yani; yani, bu korsanlar da sakın “Bizim iyi çocuklar” sınıfından olmasın..
Bu dünyada kimin kim olduğu çok da belli değildir..
Türkeş öldü, hesapları İngiltere’de çıktı, kızı bir İngiliz subayı ile evli imiş.. Çatlı’nın Amerikan pasaportu da taşıdığını öğreniyoruz.. Hani en hızlı Türkçü Ziya Gökalp; Kürd. Hem de ne Kürd, daha ötesi de var. Diğer bir en hızlı Türkçü Tekinalp, gerçek adı Moiz Kohen.. Türkocağı’nın kuruluşundaki en büyük sermaye desteği Lazaro Franco’dan..
Tapınak Şövalyeleri, Özbekler Tekkesinde karargâh toplantısı yapıyor.. Arap düşmanı Türk Milliyetçiliğinin babası ile, Türk düşmanı Arap Milliyetçiliğinin babası aynı kişi! Hayim Nahum efendi..
Hani savaşan iki Afrika ülkesinin, savaşan taraflardan biri, diğeri ile akraba olabilir, ama rolü, o kabile ile savaşan taraf gibi gözükmek. Lawrance gibi.. Adam Müslümanlarla savaşırken kendini bir şeyh gibi tanıtabiliyor. Adam üstelik homoseksüel..
Daha kaç ajan parti lideri, devlet başkanı rolü oynamaktadır dünyada..
Kuşkusuz hepsi böyle değil, ama bunlar da oluyor. Onun için topluma mesaj veren, onu yönetenlere karşı ihtiyadlı olun. Gazetecilere karşı da.. Bizim ille de hain olmamız gerekmiyor, bazı bilgi yanlışları bile büyük sorunlara sebeb olabilir..
Ama önce Münafıkları, Kafirleri, Ajanları, bırakın, Fasıklar size bir haber getirirse hemen inanmayın.. Müslüman kardeşiniz de olsa, bazı özel ve önemli bilgiler konusunda her zaman ihtiyad edin..
Bize gelen bilgiler kasıtlı da olabilir.. Biz yanılabilir, yanıltılabiliriz.. Birileri bize bir bilgiyi özel bir maksatla, kasıtlı olarak iletmiş olabilir.. Yani bizim üzerimizden size ulaşmak istiyorlar olabilirler..
Biz de insanız, yanılabilir ve yanıltılabiliriz..
Siyaset güven müessesesi değildir.. Denetim esastır..
İnsanlar iyi iken kötü, kötü iken iyi olabilir.. Baskı altında hissedebilir kendini. Tehdit ve şantajlara da boyun eğebilir insanlar..
Bu sözüm sadece, politikacılar ve gazeteciler için değil, tüm kanaat önderleri için de geçerlidir. “Şüphe ile kendinizi koruyun”, “Şeytan bizi Allah (cc)’la, Kur’an’la kandırmasın”. Risalet makamı müstesna, kimse mutlak anlamda masum değildir..
Kuşkusuz şüpheyi marazi, şizofren-paranoya seviyesine de çıkarmamak gerek..
Hatta kendi nefsinize de güvenmeyin bana kalırsa. “Bizi bize bırakma Rabbim” diye dua edin..
En iyisi şu; ihtiyad etmek..
Bir de hakikat tekdir, ama gerçek çoktur.. Hakikati anlama konusunda da sorunlar yaşayabiliriz.. Hak, Allah’a aid olan ölçüyü ifade eder.. Akılla insanlar hakikati anlamada ihtilaf edebilirler, mezhebler böyle doğdu.. Unutmayalım ki, bu dünyada tartışıp durduğumuz şeylerin hakikatini Allah bize öbür dünyada gösterecektir..
Gerçek ise, zamana, mekana, şartlara, insana göre değişebilir..
Kışkırtmaya gelmeyelim. Sabırlı olalım. Öfkeye kapılmayalım..
Şüphelerinizi başkaları ile paylaşırken ihtiyad edin. Bazı suizanlar size günaha götürebilir.. Bir başkası için, o insanda olmayan bir şeyi, ona isnat ederseniz, unutmayalım ki, o şeyi biz kendimiz yapmış gibi muaheze olunacağız..
Bir de görevimiz, yanlış yapanı cezalandırmaktan ibaret değil. Onlara hakikati göstermek ve hakka davet etmek, onları kazanmak olmalı..
Zor bir zamana giriyoruz.. Bir topluluğa olan öfkemiz bizi onlar hakkında adaletsizliğe sevk etmemeli.. Suçlu, günahkâr, hain olan insanların bile, doğru olan, işleri ve sözleri vardır.. Bin doğru arasındaki bir yanlışı kabul etmememiz gerektiği gibi, bin yanlış arasındaki bir doğruyu da feda etmeyiz..
Kaldı ki, bizim de yanlışlarımız vardır.. Başkalarının gözünde çöp aramadan önce insanların kendi nefsine, kendi gözüne bakması gerekir..
Ya! Allah içimizde gizlediğimiz nefsimizdeki yanlışları yüzümüze vursaydı..
Unutmayalım ki, batılın tasviri; saf zihinleri idlal eder. Fırtınalı günler öncesi bir uyarıda bulunmak istedim.. Selâm ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi