Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Davutoğlu’nu beklerken!

Davutoğlu’nu beklerken!

Allah (cc) sizi affetsin! Çünkü sadece yaptıklarınızdan değil, yapmanız gerekirken yapmadıklarınızdan da hesaba çekileceksiniz. Ve bu konuda başkalarının sorumluluklarını ve veballerini de üstleniyorsunuz.. Ne ağır bir imtihandır bu!
İçimizden birinin bunu yapması gerekiyordu. Sorumluluk sizin üstünüze düştü.. Dilerim katlanmak zorunda olduğunuz güçlükler bizim için ve sizin için baht kaynağı olsun..
Sorumluluklarınız, size duyulan güven ve adınızın sebeb olduğu beklentiler kadar büyük!..
Allah (cc) “sizin ellerinizle zalimleri cezalandırsın ve mazlumlara yardım etsin..” “Birilerine/bir topluluğa duyduğunuz öfke de sizi onlar hakkında adaletsizliğe sevketmesin..”
Müslümanlar “Alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmetidir.” Hiç kimse dünyada olup biten şeyleri görmemezlikten, duymamazlıktan, bilmemezlikten gelme hakkına sahip değildir..
Bu dünyada yaptığımız her şeyden ve yapmamız gerekirken yapmadığımız her şeyden hesaba çekileceğiz.. Akif’in deyişi ile “Kenar-ı Dicle’de bir kurt aşırsa bir koyunu, gelir adl-i İlahi sorar Ömer’den onu”
Allah; Swat’ın da, Kongo’nun da hesabını bizden soracak.. İsrail, Pakistan’la Taliban arasındaki savaşa bu kadar sıcak ilgi duyarken, bize bu kadar yakın bir halka bizim bu kadar uzak durmamız kabul edilemez.. 1,5 milyon Pakistanlı kardeşimiz orada aç..
Başbakan’ın Pakistan’a gidip “One minute” demesi gerek!. Sizin de Kızılay’ı, İHH’yı yanınıza alıp, buradan birtakım STK’larla birlikte Pakistan’daki bu iç savaşa dur demeniz ne kadar iyi olur?
Öte yandan Kongo’da Hutu milislerinin Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nde bir köye düzenledikleri saldırıda 90 dolayında kişiyi öldürdükleri bildirildi. BM Yardım Koordinasyon Bürosu sözcüsü Nestor Yombo, Ruanda Demokratik Kurtuluş Güçleri militanlarının, başkent Kinşasa'nın 1500 kilometre kuzeydoğusundaki Ekingi köyüne geçen hafta sonunda düzenlediği saldırıda ölenlerin siviller olduğunu söyledi. Hutu milislerinin bir kısmının, 1994'te Ruanda'da Tutsilere karşı soykırım işlemekle suçlanan Hutu gruplarından geldiği belirtiliyor.
Geçen gün Bangsamoro’lu Müslümanların temsilcileri buradaydılar.. Biz Moroluların İLAGA sorununu çözerken aslında kendi korucu sistemimizi çözmek için de tecrübe kazanırız..
Adınız, kimliğiniz, kişiliğiniz onlar için bir umuda dönüştü..
Belçika sömürgesi Kongo, namı diğer Zaire’den söz ediyorum.. Patrice Lumumba (1925-1961)’nın ülkesinden, daha eskilerde Pigmelerin ülkesinden. O, Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nin ilk başbakanıydı. Asit kazanlarında eritilerek yokedildi..
45 milyon insanın yaşadığı ülke yeni bir katliamın eşiğinde.. En azından çatışan taraf temsilcilerini İstanbul’a davet edelim. Ya da etkili isimleri.. Kongo’da iç barış için İstanbul toplantıları yapalım.. Sadece İslam dünyası ile ilgili değil, tüm dünya sorunlarına duyarlı bir Türkiye..
Dünya ilgisiz..
Neden akan kanı durdurmak için biz orada olmayalım?
Düşünüyorum da, bizde niçin bakan yardımcıları yok? Müsteşar değil, bakan yardımcılıkları. Müsteşarlar, idari yapıyla ilgililer.. Hatta bu bakan yardımcılarının bazıları milletvekili de olabilir.. Ya da akademisyenlerden de olabilir. Mesela Asya, Afrika, Avrupa işlerinden sorumlu dışişleri bakan yardımcısı..
Dışişleri’ndeki masalardan, daire başkanlıklarından daha farklı, bakan adına siyasi temaslarda bulunacak, özel yetkili baş danışman statüsünde.. Özel temsilci gibi bir şey.. Siyasi bir kişilik.. Belki bazı tecrübeli büyükelçiler de bu göreve atanabilmeli. Hatta bu görevde süreklilik de olmayabilir.. İhtiyaç duyulan süre için de atama yapılabilir..
Türkiye’nin de bölgemizde, hatta Osmanlı Milletler Topluluğu içinde faaliyet gösterecek insani yardım kuruluşlarına ve STK’lara destek vermesi gerek.. Belki TİKA’nın bu amaçla yeniden yapılandırılması gerek..
Din, kültür araştırmaları, dil konusunda üniversitelerimizde yeni bölümlerin açılması şart. Rusça, Gürcüce, Bulgarca, Rumca, Çince, Hintçe, bazı Afrika dilleri..
O ülkelerde iş konseyleri ve dostluk derneklerinin ve parlamento dostluk gruplarının kurulması da ayrı bir konu..
YÖK’ün dış ülkelerde Türk üniversiteleri kurma olayına destek verecek olması da önemli. Zaten Malezya, Kazakistan, Bosna gibi birkaç örneği var.. Üniversitelerarası öğrenci, öğretim üyesi değişimi, ortak çalışma grupları oluşturulması da gerek..
Türkiye’nin bölgede, İslam ve Türk dünyasındaki ağırlığını artırması, AB, ABD, BM ilişkilerinde de ağırlığını artıracaktır..
Dışişleri Bakanlığı’nın görevi Türkiye’yi dünyaya, dünyayı da Türkiye’ye taşımaksa, dünya kadar işi var demektir..
Bana kalırsa Türkiye, dünyanın dört bir yanına fahri konsoloslar, elçiler, ticaret ataşeleri, kültür ataşeleri atamalı.. Aynı şekilde elçilik sayımızı artırmalı, Türkiye’de de öteki ülkelerin ticari, kültürel faaliyetlerini artırmaları konusunda onları yüreklendirmeliyiz..
Bu konuda STK’larla bir ortak konsey oluşturulabilir.
Türkiye, insan hakları, insanî yardım, çevre, bilim ve teknoloji, yeniden yapılanma, barış konularında STK ve DTÖ’lerle birlikte etkin bir uluslararası aktivitelerin oryantasyon merkezi olabilir..
Neden olmasın? Bunu hep birlikte başaracağız. Sadece istemek, eleştirmek, şikâyet etmek, bahane üretmek çözüm değil..
Selam ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi