Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Sevilmiyorum

Sevilmiyorum

Yaz 50 yaşında emekli bir memurum. Çalışma hayatım boyunca insanlarla kavga ettim ve hiçbir arkadaşım olmadı. İnsan kendisiyle ilgili sorunları, hatalarını bu şekilde ortaya koyar mı? Ben koyuyorum çünkü hata yaptığımı şimdi görüyorum. Bundan önce, insanları kırmaktan hiç kaçınmazdım, kendimi dünyanın en üstün insanı sayıyordum. O yüzden onları pek de ciddiye almıyordum... Aslında benim bu davranışlarımın temelinde ailemin tutum ve yaklaşımları vardır. Annem kimseyi beğenmezdi ve bizlere de "insanlar kötü, kimseye güvenmeyeceksin..." türünden telkinler yapardı ve bir arkadaşımız olduğunda onun bir hatasını bulur ve bizi ayırırdı. Nasıl olduysa o zamanlarda eleştirdiğim annemi modellemiş ve ben de insanlara karşı garip tavırlar içine girmeye başlamışım.

Şimdi emekli oldum ama arkama baktığımda geride ne yaptığım bir hayır hasenatım, iyiliğim ne de bir dostum var. Keşke diyorum insanlarla iyi ilişkiler kursaydım ve dostlarım olsaydı... Bütün bunları şimdi yapabilir miyim? Acaba geç kalmış sayılır mıyım? Bana lütfen cevap yazın. Nejla Aygül

Hatadan dönmek büyüklüktür
Çocuklar, hayata anne ve babalarıyla başlarlar ve ilk davranışlarını geliştirirken de onları örnek alırlar. Aslında anne baba bir yerde çocuğun rol modellerini yaşamsal olarak gösteren aktörlerdir. İfadelerinizden anladığıma göre, küçük yaştan itibaren anneyi modellemiş ve bu davranışınızı arkadaşlarınız arasında ve yaşadığınız sosyal çevrede de sürdürmüşsünüz. Fakat bir zaman sonra bunun doğru bir davranış olmadığını anlamış ve kendinizi değiştirmeye karar vermişsiniz. Bu konuda sizi gerçekten tebrik ederiz. Çünkü kişinin kendisini değiştirmesi, hatasından dönmesi, kendisiyle ilgili içgörü geliştirmesi büyük bir iştir.

Nejla Hanım, geçmiş yaşantınızda kuramadığınız dostlukları, insani ilişkileri, yapamadığınız iyilikleri şimdi yapmak, bunu şimdi baştan yaşamak istiyorsunuz ve bu konuda geç mi kaldım diye soruyorsunuz. Hiç geç kalmış olabilir misiniz? Bizler son nefesimize kadar, iyi şeyler yapmak ve iyinin peşinde olmakla sorumluyuz. Bunun için yani iyi şeyler yapmak için zaman sonsuz. Şimdi geçmişte yapmak isteyip de yapamadığınız, ya da keşke dediğiniz her şeyi yapabilir ve bu konuda çevrenize örnek olabilirsiniz. Lütfen kendinizi suçlamayın, geçmişi bulunduğu yerde bırakıp geleceğin içine girmeye, geleceğe doğru yol almaya çalışın...

Oğlumu memnun edemiyoruz
16 yaşındaki oğlum babasına hayran bir çocuk... Ama baba onunla konuşmuyor, ona hiç vakit ayırmıyor. Bazen, "oğlum bu hafta sonu seni maça götüreyim" diyor ama oğlumun maçla hiç ilgisi yok o yüzden de babayı kendisini anlamamakla suçluyor. Baba evde olmadığı zamanlarda "babam benimle hiç ilgilenmiyor, beni dinlemiyor, benimle vakit geçirmiyor.." diye yakınıyor. Bunu eşime iletiyorum ama eşim de, "işim var" deyip geçiyor. Oğlum çok içine kapanık, hiç arkadaşı yok, yalnızlığı seviyor... Mümkün olduğu kadar onunla ilgilenmeye çalışıyorum, çünkü birisi bir şey söylese hakkını bile savunamıyor... Ama nereye kadar böyle devam edecek bilmiyorum. Babayla oğul arasında bir iletişim bağı kurmak istiyorum ama yapamıyorum. Bu konuda bana neler tavsiye edersiniz? Neşe Gençtürk

İyi vakit geçirmek önemli
Babanın gerçekten pek vakti olmayabilir ama uzunca bir vakit geçirmekten ziyade iyi vakit geçirmek evladır. O yüzden babayla tekrar konuşun ve ona çok fazla vakit ayırmasını beklemediğinizi fakat ayırdığı yarım saatlik bir zamanın çok iyi geçirilmesi gerektiğini izah edin. Baba bu kısa süre içinde çocukla bir paylaşım içinde olabilir ve onu dinler, onaylar, doğru iletişim kurarsa bu da çocuk için yeterli olacaktır. Ayrıca birlikte vakit geçirmeye karar verdiklerinde kendi tercihlerini değil, çocuğun tercihlerini de dikkate almalı ve ona bunu sormalıdır.

İfadelerinizden anladığıma göre, oğlunuz biraz da içine kapanık... Önce bunun nedeni üzerinde durun ve bu bir sorundan mı kaynaklanıyor yoksa ergenlik durumlarıyla ilgili bir şey mi, bunun ayırdına varın. Ve onu arkadaşlarıyla vakit geçirmesi yönünde teşvik edin... Bununla beraber, ona haklarını savunmayı, kendini ifade etmeyi de öğretebilirsiniz. Ancak bunu nasihatvari bir üslupla değil, çocukla iletişim kurarak, soru sorarak ve işbirliğini yaparak sağlayabilirsiniz. Çocuğun içe kapanıklığı ve yalnızlığa çekilme isteği uzun süre devam ederse onu bir psikiyatriste götürebilirsiniz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi