Serdar Turgut

Serdar Turgut

Aynalar ormanında bir adam yüzyılın en büyük casusu

Aynalar ormanında bir adam yüzyılın en büyük casusu

28 Haziran 2007 tarihli İngiliz gazeteleri bir gün önce yaşanan intihar haberi ile ilgili manşetler atmışlardı: Mısırlı milyoner evinin bahçesinde ölü bulundu.
Rutin bir haber gibiydi ama değildi. İlk önce Eşref Marvan adlı bu zenginin büyük bir silah satıcısı olduğu bilgisi sızdı. CIA, KGB ve İngiliz İstihbarat Servisi MI5 ile iş bağlantıları vardı. Scotland Yard dedektifleri devreye girdi ve olayın intihar olmayabileceği yolunda ilk delil bulundu.
Bahçedeki cesedin ayakkabıları kayıptı. Bu önemliydi, çünkü hayli yaşlı ve zayıf bünyeli olan adamın kendisini balkondan aşağıya atabilmesi için beslediği çiçeklerin büyük saksısındaki toprağa basıp parmaklığı aşması gerekiyordu. Ayakkabısında toprak izinin bulunmadığını bilenler delil kalmasın diye ayakkabıları da alıp gitmişlerdi.
Kısa bir süre sonra bir de şahit ortaya çıktı. Cesedi ilk bulan yaşlı kadın kendisinin sürekli bağırmasına, bir panik ortamı oluşmasına rağmen balkonda tenlerinin rengi nedeniyle Akdeniz bölgesinden olduklarını tahmin ettiği 2 kişinin son derece sakin biçimde balkondan bahçeye bakmayı sürdürdüklerini söyledi.
İntihar yorumu tamamen bir kenara bırakıldı ve cinayet soruşturmasına geçildi. Ölen adamın çocukları babalarının hatıralarını da yazmakta olduğunu ama evde tek kopya olarak tutulan yazılarının artık evde bulunmadığını, kaybolduğunu söyledi.

Ve MOSSAD'dan açıklama
Kısa süre sonra MOSSAD ve İsrail askeri istihbaratının eski başkanı ayrı ayrı açıklama yaptılar. Amerikan CBS televizyonunun meşhur araştırmacı gazetecilik programı '60 Minutes'ta yayınlanan bu açıklamalarda bir zamanlar Mısır Devlet Başkanı Nasır'ın kızı ile evli olan ve ileriki yıllarda Enver Sedat'ın da güvenlik danışmanlığını yapan Eşref Marvan'ın, İsrail devletinin en önem verdiği casuslardan biri olduğu açıklandı.
Ortaya çıkan bilgilere göre Mısırlı ile MOSSAD arasındaki ilk bağlantı, 1969 yılında kurulmuştu. Londra'da Dorchester Oteli'nin yakınında bir mekanda İsrail ajanları ile buluşan Marvan bazı gizli bilgiler vermişti. İsrailliler bu bilgileri daha sonra kontrol ettiklerinde hepsinin de doğru olduğu ortaya çıktı.
Marvan'ın çok kıymetli ve müthiş bilgiler verecek bir ajan olacağı düşünülüyordu. Mısırlı, MOSSAD ile yapacağı görüşme başına 100 bin dolar istemişti. İsrail hiç düşünmeden bu parayı hep ödedi.
İsrail 1973'teki 'Yom Kippur Savaşı'nda İsrail'in yok olma tehlikesinden Mısırlı ajanı sayesinde kurtulduğunu düşünüyordu. Çünkü Eşref Marvan ani saldırının başlamasından birkaç saat önce İsrail devletini uyarmış ve İsrail, rezervlerini çağırıp Arap ordularının ilerlemesini bir noktada tutma imkanını yakalamıştı. Resmi açıklamalar böyleydi ama bir süre sonra asıl bomba patladı.

İkili oynayanlar
Ben Marvan gibi ikili oynayan casusların ancak John Le Carre veya Robert Littell gibi büyük casus romancılarının yarattığı dünyalarda var olduğunu sanırdım ama gerçekten de gördüğünüz gibi var olabiliyorlarmış. İki ülkeye birden çalışan casusların karmaşık dünyasını anlatmak için söylenmiş olan 'Wilderness of Mirrors' (Aynalar Ormanı) lafı soğuk savaş döneminde CIA karşı casusluk bölümünün başında olan, yani işi Sovyetler Birliği için de çalışmakta olan Amerikan casuslarını bulup çıkarmak olan James Jesus Angleton'a aittir.
Bu yazıya hazırlanırken onun yaptıklarını da sözleriyle aynı adı taşıyan kitaptan okudum. Daha önce zaten Robert Littell'in CIA'in hikayesini yazdığı romanı 'The Company'den ve yine CIA'in tarihinin romanını yazmış olan Norman Mailer'in 'Harlot's Ghost' adlı kitabından da biliyordum James Jesus Angleton'un karmaşık yaşamını.

Mısır'dan sızan film
İsrail, casuslar savaşındaki bu büyük başarısı ile övünürken Mısır istihbaratı bir film sızdırdı. Filmde Enver Sedat bir casus olarak ülkesine hizmetteki büyük başarıları nedeniyle Eşref Marvan'a devletin en yüksek madalyasını veriyordu.
Mısırlılara göre Eşref Marvan, İsrail'e bilgi sızdırmıştı ama hepsi kontrollü bilgilerdi. Marvan aslında bir Mısır ajanıydı. İsraillilerin güvenini kaybetmemesi için ona sürekli doğru ve kritik bilgiler kontrollü olarak Mısır istihbaratı tarafından veriliyordu.
Casusun en büyük başarısı olarak sunulan 'Yom Kippur Savaşı'ında ise olaylar şöyle gelişti: Araplara göre; o savaşta Mısır'ın asıl amacı Sina bölgesini ve Süveyş Kanalı'nın kontrolünü geri kazanmaktı. Mısır, casusundan kendisine zaman kazandırmasını istedi. O da Londra'da savaşın başlatılacağından bir gece önce MOSSAD Londra Şefi'yle buluştu. Ve ertesi gün savaşın başlayacağını haber verdi ama başlama saatini 4 saatlik bir gecikmeyle söyledi. Böylece hem Mısır savaşın ilk hedef olarak koyduğu bölümü tamamlayacak zamana sahip oldu hem de İsrailliler bir noktada onları durdurma imkanına kavuştu.
Böylece tarihin en büyük çifte casusu deşifre olmadı. Hatta İsrail devleti de onu hizmeti nedeniyle ödüllendirdi.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Serdar Turgut Arşivi