Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Arkadaşımın ihanetini kabullene miyorum

Arkadaşımın ihanetini kabullene miyorum

Yirmi yıllık arkadaşım beni çıkarlarına alet etti. Ona o kadar güvenmiştim ki, kendi çalıştığım şirketin müdürüyle tanıştırıp kefil oldum. Arkadaşım burada işe girdi ve işinde ilerlemeye başladı. Ama burada tutunmaya başladıkça beni devre dışı bırakmaya çalıştı ve müdürlere giderek benimle ilgili asılsız haberler taşıdı. Nihayet bu kadar iyilik yaptığım arkadaşım yüzünden iki ay önce işten atıldım. Aslında işsiz kaldığıma üzülmüyorum, arkadaşımın ihanetini kabullenemiyorum. Bir insan nasıl olur da bu kadar kötü olabilir? Ben onun iyiliğini düşündüm ve işe alınması için kefil bile oldum. Ama o beni kötüledi ve işten attırdı. Ne kadar safmışım da onun nasıl biri olduğunu anlayamamışım... Arkadaşıma karşı büyük bir öfkem var ve bu öfkeyi nasıl kontrol edeceğimi bilemiyorum. Bu konuda bana yardımcı olur musunuz?

Büşra D.

Olur böyle şeyler
İnsanlar sevdikleri kişilerden aynı şekilde karşılık beklerler. Ama her zaman bu beklentilere ulaşamayabiliriz ve bazen hiç beklemediğimiz kişilerden beklemediğimiz tutum ve davranışlar görebilir, büyük bir düş kırıklığı yaşayabiliriz. Ne yapalım kardeşim hayat böyle... ve bu hayatın içinde istemesek de böyle şeyler oluyor işte... İnsanlar bazen hiç beklemediğimiz davranışlar içinde bulunarak bizi şaşırtabiliyorlar, iyilik edip kötülük bulabiliyoruz. Ama yine de siz bir şey kaybetmiş değilsiniz, çünkü Allah hiçbir iyiliği zayi etmez ve siz de bunun idrakına vardığınızda algınız değişecektir. Unutmayın, yapılan iyilikler hiçbir zaman boşuna değildir ve boşa gitmeyecektir. Siz iyi niyetle arkadaşınızı işyerinize teşvik etmiş ve ona kefil olmuşsanız, bu iyiliğinizin ziyan olacağını düşünmeyin. Allah bunun karşılığını verecektir... Ama sen aslında arkadaşından vefa bekliyordun... Buna hakkın var, ama her insan bu olgunluğu taşıyamayabiliyor... Beni patronuma kötüledi ve güvenimi kaybettim diyorsun, sen kendine güveniyorsun ve doğru davrandığından eminsin öyleyse bunlara takılmamalısın, lütfen, kendine güven, kendine inan... Söyledikleri onun düşüncesi, ama sen kendinle ilgili olumlu düşüncelere sahipsin, önemli olan da budur. Ayrıca patronuna gidip, işten ayrılma nedenini ve iddia edilen söylentileri izah edebilir, kendini ifade edebilirsin. Daha sonra da, geçmişin içinden çıkarak yeni bir iş ve yeni bir hayata devam edebilirsin. Bu sürede iş aramaya devam et ve umudunu yitirme... Bir süre sonra toparlanacak ve yaşadığın sorunları bir hatıra olarak anlatacaksın. Bunu biraz zamana bırak.

Hastalanmaktan korkuyorum
48 yaşında emekli bir bayanım. Evlenmedim ve hayatımı aileme adadım. Şimdi yaşlı annemle birlikte yaşıyorum. Birkaç yıldan beri hastalık korkusu yaşıyorum. Öyle ki, gece başımı yastığa koyduğumda ya da sabahları kalktığımda gün içinde kötü bir hastalığa yakalanabileceğimden korkuyorum ve hayattan hiç zevk almıyorum. Geziyorum, arkadaşlarıma gidiyorum, alışveriş yapıyorum ama bütün bunların korkularımdan kurtulmaya faydası olmuyor. Hastalanmaktan korktuğum için, sürekli tedirginim ve sanki peşimden kovalayan biri varmış gibi diken üstünde yaşıyorum. Daha önceden yardım aldım ve faydasını gördüm...Ama aradan on yıl geçti yaşadığım sorunlar tekrar etti...Yaşadığım korkuları iyileştirmek ve hayattan zevk almak istiyorum bana neler tavsiye edersiniz? Ayrıca hipokondriyak nedir? Kısaca bilgi verir misiniz? Yeşim Ç.

Karar vermek önemli
Hipokandriyaziste kişi, tıbbı olarak bütün tahlil ve tetkikler yapıldığı ve doktorları kişiye sağlıklı olduğunu ifade ettikleri halde inanmakta zorlanırlar ve bir türlü ikna olamazlar. Sürekli bir hastalık kuşkusuyla yaşadıklarından huzursuzdurlar ve o yüzden de sık sık doktora giderler. Vücutlarındaki küçük bir ağrıyı, küçük bir çarpıntıyı o kadar büyütürler ki, kendilerinde gerçekten ciddi bir rahatsızlık var hissine kapılırlar. Böyle bir sorunla mücadele eden kimselerde, depresyon gelişebilir ve buna çabuk yorulma, uyku bozuklukları, kaygı ve korkular da eşlik edebilir. Bütün bu sorunlara ilaveten kişi, hayattan zevk almaz ve sürekli hastalık korkularıyla mücadele etmekten yorulur.

Uzmanlar, hipokondriyak belirtilerin, ego savunma düzeni ile alakalı olduğunu söylüyorlar. Kişiler arka planda hastalığın getireceği güçlüklerden ve hastalıktan sonraki gerçeğin görüntüsünden yani ölümden korkmaktadırlar. Dolayısıyla tedaviyle bu olumsuz düşüncenin değişmesi ve yerine pozitif algıların inşa edilmesi gereklidir. Bunun için psikoterapi ve ilaç yardımı alabilirsiniz. Ancak beklediğiniz sonuca ulaşabilmek için iyileşmeye karar vermeniz gerekir. Bu kararınızdan sonra da doktorunuzu tekrar başvurup tedavinizi tamamlayabilirsiniz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi