Serdar Arseven

Serdar Arseven

Genelkurmay ve hukuk!..

Genelkurmay ve hukuk!..

Askerden yoğun mesai…
Açıklama üstüne açıklama…
Demek ki, Asker için “fevkalade mayınlı” bir konu!..
Fevkaladenin fevkinde.
¥
Genelkurmay Başkanlığı, kamuoyuna duyurulduğu günden bu yana büyük infiale sebep olan “AK Parti ile Gülen’in işini bitirme planı”na ilişkin açıklamasında “Söz konusu belge TSK’ya ait değildir” diyor…
Pardon…
Öyle demiyor; şöyle bir “manevra” yapıyor: “Genelkurmay Askeri Savcılığı tarafından bugün açıklandığı şekilde, soruşturmada şu ana kadar elde edilen delillerden Askeri Savcılık, iddia edilen belgenin Genelkurmay Başkanlığı’nın herhangi bir biriminde hazırlandığına ilişkin bir kanaate ulaşamamıştır…”
-
Belge gerçek mi, değil mi?..
Asker bu soruya cevap vermiyor…
Hukuka saygılı ya, ondan!..
Okumaya devam edelim: “Kriminal inceleme sonucunda, belgenin sahte veya gerçek olduğuna ilişkin, Askeri Savcılık kesin bir kanaate varabilecektir. Önemli olan da, hazırlandığı iddia edilen belgenin sahte veya gerçek olduğunun, Askeri Yargı tarafından en kısa zamanda ortaya çıkartılmasıdır. Belgenin doğruluğu ispat edilirse, sorumluların yasalar çerçevesinde yargı makamları tarafından cezalandırılacağına ilişkin güvencemiz tamdır. Türk Silahlı Kuvvetleri bu konunun en yakın takipçisi olacaktır.”
-
Evet, Genelkurmay hep böyle yaptı zaten!..
Bu tür konuların “en yakın” takipçisi oldu!..
Yalan mı;
Bugüne kadar; “Hangi andıç”; ne bileyim, hangi “sütü temiz plan” ortaya çıkartıldıysa… Derhal üzerine gitti!..
Varsın, “hazırlayanların değil de sızdıranların üzerine gitmek” şeklinde olsun bu… Üzerine gittiği yalan değil ya.
-
Tabii gönül çok daha fazlasını arzu ediyor…
Bugüne kadar;
Birtakım gazetelere ve gazetecilere, “PKK yandaşı” iftirasının atılmasından başlayın da, “hain/dost” fişlemelerine tabi tutulmalarımıza kadar bin türlü “icraatı” ortaya koyan ne belgeler basıldı...
TSK’nın, itibarına büyük zararlar veren bin türlü “dahili” çalışma ifşa edildi…
Lâkin;
En azından ben…
Bu belgeleri hazırlayanların dünkü açıklamadaki;
“Belgenin doğruluğu ispat edilirse, sorumluların yasalar çerçevesinde yargı makamları tarafından cezalandırılacağına ilişkin güvencemiz tamdır” beyanına paralel işlemlerden geçirildiğini hatırlayamıyorum…
Mesela… O meşhur “Şemdin Sakık”lı “iftira andıcı” hakkında ne gibi bir işlem yapılmıştır?..
Belgede imzası bulunan Dönemin İstihbarat Daire Başkanı Fevzi Türkeri, İç İstihbarat Şube Müdürü Kurmay Albay Bülent Dağsalı ve Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir herhangi bir işleme muhatap olmuş mudur?..
Burasını “hatırlamakta” güçlük çekiyorum!..
Hatırladığım; Genelkurmay’ın bu “iftira andıcı”nı “uygulamaya sokulmamış karargah içi taslak çalışma” olarak ilan ettiği ve bu vesileyle, belgeyi kamuoyuna dağıtan vekile iyi bir giydirdiği!..
(Bu noktadan sonra; “Birilerine PKK’lı iftirasının atılmasına yönelik karargah içi taslak çalışması mı olurmuş?” diye sormak amma manasız, di mi!..)
-
Doğrusu, ben bu mevzulardan hiç mi hiç anlamıyorum!..
Mesela… Dünkü açıklamada, “Türk Silahlı Kuvvetleri, daha önce de ifade edildiği üzere, demokrasi ve hukuk devleti ilkeleri ile bağdaşmayan davranış ve düşüncelere sahip bulunan personelini bünyesinde barındıramaz” ifadesi yer almakta…
Ben mi yanlış hatırlıyorum yoksa;
“Bünye”, bu ülkenin Başbakanına, bir başka ülkenin Devlet Başkanı’na küfürler yağdıran Paşa’yı taltif etmemiş miydi?..
“Ashâb-ı Kiram”a ve İstiklal Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’a ağır hakaretler yağdıran Paşa’nın “TSK’dan habersiz mason locasına girdiğini” belgelememizin ardından, Milli Savunma Bakanlığı “Akit’in haberi doğrudur” dememiş miydi?..
Ve biz de;
“EY TSK, senin kanunu çiğneyen bu paşa hakkında niçin yasal işlem başlatmıyorsun” diye sormamış mıydık!..
Ve bir sene sonra da, “Yapanın yanına kâr kalıyor!” haberini basmamış mıydık!..
-
Sayısız misal geliyor akla…
Ergenekon süreci bütün yönleriyle gözler önüne serdi gerçekten hareketle…
“Mensuplarını katlederek, iftiralar atarak, dağıtım araçlarını havaya uçurarak” VAKİT’İ ortadan kaldırmayı planlayan “vazifeliler” hakkında ne gibi işlemler yapılmıştır?..
Dahası; “Ailesine askeri helikopterle piknik yaptıran” Paşamız hakkındaki “hukuki” ve “demokratik” süreç nasıl işliyor acaba?..
Bu işlerden anlamadığımız için “Ergenekon silahları, mühimmatları ve çıkış yolları” konularındaki sorularımızı kendimize saklayalım!..
Bugün, ne de olsa güzel bir gün!..
Genelkurmay Başkanlığı;
“Belgenin doğruluğu ispat edilirse, sorumluların yasalar çerçevesinde yargı makamları tarafından cezalandırılacağına ilişkin güvencemiz tamdır” noktasında…
Demek ki; AK Parti’ye, Gülen cemaatine ya da “milletin bir başka oluşumuna” karşı hareketler bundan böyle açık bir dille “cezalandırılması gereken eylemler” kapsamına alınmış bulunuyor!..
Hayır, az şey değil bu!..
Belge ister gerçek olsun ister sahte, iş bu noktaya gelmiştir!.. Üstelik, “Demokrasi ve hukuk devleti ilkeleri ile bağdaşmayan davranışlara, düşüncelere sahip personelin de (en azından bundan sonra) barındırılmayacağı” ilan edilmiştir!..
Bakalım, bundan sonra neler olacak?..
Demokrasi ve hukuka saygıyı böylesine vurgulu bir şekilde ifade etmek durumunda kaldığına göre…
Hukukçuların “kanunsuzluğuna” hep bir ağızdan dikkat çektikleri “Akreditasyon” uygulamasını gözden geçirmesi gerekiyor Genelkurmay’ın…
İşe, Fethullah Gülen camiasının çıkarttığı Zaman gazetesinin “akreditasyonunu” kabullenmekle başlayabilir!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi